Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu, 2017’nin ilk aylarında Lefkoşa Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde, fiziki altyapı düzenlenmiş şekilde ve yeni bir yasa ile hizmet vermeyi hedeflediklerini söyledi.
Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu Dünya Ruh Sağlığı Günü vesilesiyle basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Abidin Akbirgün ve hastane görevlilerinden bir heyet de hazır bulundu.
Sucuoğlu basın açıklamasında, ruh sağlığının beden sağlığını da etkilediğini, buna gelişmiş ülkelerde on yıllar önce önem verilmeye başlandığını söyledi.
“NÜFUSUN YÜZDE 30’U HER YIL RUHSAL PROBLEM GEÇİRİYOR”
Yapılan araştırmaların, dünya nüfusunun yüzde 30’unun her yıl ruhsal problem geçirmekte olduğunu, 75 yaşına gelmiş insanların ise yüzde 50’sinin hayatlarının bir bölümünde ruhsal sorun yaşadığını gösterdiğini kaydeden Sucuoğlu, “Ruh sağlığı sıkıntıları, kişinin konsantrasyonunu, verimini negatif olarak etkiliyor” dedi.
Ruhsal sıkıntıların, farklı hastalıklar için uygulanan tedavilerde de başarı şansını düşürdüğünü kaydeden Sucuoğlu, “Ruh sağlığı deyip geçmek bana göre işin kolayına kaçmak demektir” dedi.
ABD’de her çalışanın başvurabileceği bir psikiyatr veya psikoloğu bulunduğunu söyleyen Sucuoğlu, “Son zamanlarda insanlarımızda bu konuda farkındalık ortaya çıkmasına rağmen hâlâ istenilen seviyede değil” dedi.
YENİ RUH SAĞLIĞI YASASI
Yürürlükte olan Ruh Sağlığı Yasası’nın da 1932 yılında yapıldığını kaydeden Sucuoğlu, ruh sağlığı ile ilgili sıkıntıların mevcut yasa ile giderilmesinin mümkün olmadığını ve çok ciddi tıkanıklık yaşandığını, ancak yeni bir yasal çalışmanın hazır olduğunu, yakın zamanda Meclis’e sunmayı tasarladıklarını ifade etti.
YASA
Sucuoğlu, yasanın, ruh sağlığından yoksun bir kişinin hastaneye sevkine ve taburcu edilmesine ilişkin koşullar ve yöntemleri, hasta hakları, koruyucu ruh sağlığı hizmetleri politikalarının geliştirilmesiyle ilgili düzenlemeleri içerdiğini anlattı.
Sucuoğlu, yapılacak yeni düzenleme konusunda “En önemlisi yetki kargaşasına son verilecek. Hangi görev kimdedir, hangi sorumluluk kimde, cezai anlamda uygulama ne, hasta haklarındaki eksiklikler… Hep bunlar bu çatı altında düzenlenmiştir” dedi.
FİZİKSEL ALTYAPI İÇİN İHALE AŞAMASINA GELİNDİ
Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin fiziksel altyapısının çok büyük sıkıntıları bulunduğunu ifade eden Sucuoğlu, bunların giderilmesi için ihale aşamasına gelindiğini kaydetti.
Doktor, araç gereç, personel anlamında da sıkıntı yaşandığını belirten Bakan Sucuoğlu, “Hem bina, hem de branş olarak ihmal edilmiş. Hem personel, hem doktor sayısını arttırma, en önemlisi fiziki altyapıyı kabul edilebilir bir düzeye getirme anlamında hedefimiz: yeni yılın ilk aylarında, çok daha farklı bir bina ve hizmetle hastaların karşısında durmaktır” dedi.
AKBİRGÜN: “GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ÇOK GERİSİNDEYİZ”
Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Abidin Akbirgün de, ülkedeki ruh sağlığı uygulamalarının “gelişmiş ülkelerin çok gerisinde” olduğunu, en büyük eksikliklerin “personel, fiziki altyapı ve yasal düzenleme” olduğunu söyledi.
“ÇOK CİDDİ KAOS YAŞANIYOR”
Bugün ruh sağlığı hizmetlerinde yasal açıdan “kaotik bir durumun” yaşandığını kaydeden Akbirgün, Mahkemeler, Savcılık, Sosyal Hizmetler Dairesi ile ilgili tüm adli raporların Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden geçtiğini, mevcut yasal düzenlemedeki yetersizlikten dolayı da çok ciddi bir kaos yaşandığını söyledi.
“KORUYUCU RUH SAĞLIĞI HİÇ DÜŞÜNÜLMEMİŞTİ”
“Korucu ruh sağlığı hiç düşünülmemişti” diyen Akbirgün, krizlerde, çiftlerin boşanmalarında, eğitimde baş gösterebilecek stresle mücadelenin toplum içerisinde yapılması gerektiğini ifade etti.
“YASANIN GEÇMESİYLE RUH SAĞLIĞINDA BİR DEVRİM YARATACAĞIZ”
Ruh sağlığı sorunu yaşayanların ve madde bağımlılığı yaşayanların çok ciddi bir de “damgalama” ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Akbirgün, “Yasa tasarısının geçmesi, altyapının düzeltilmesiyle, ruh sağlığında bir devrim yaratacağız” dedi.
Yasal düzenlemen önemini de vurgulayan Akbirgün, bugün polis tarafından bir kişinin tedavi için Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne getirilebildiğini, bunun bir şahsın insan haklarının kısıtlanması anlamına geldiğini, hastaneye zorunlu sevkin ancak mahkeme kararı ile yapılabileceğini ve bunun koşullarının bulunduğunu anlattı.
