CTP’NİN İHTİYACI VAR: Akansoy: Talat eski parti genel başkanımızdır.  Kendisine, katkısına her bağlamda bu partinin ihtiyacı vardır. Bunu çok açık söylüyorum. Bu yolda tüm diğer değerlerimiz gibi Talat da aramızda olmalı, partimizdeki durumu görmeli, daha çok katkı koymalı

PARTİ İÇİ SORUNLAR: Parti içinde yaşanan tartışmalı süreçlerden herkesin sorumlu olduğunu söyleyen Akansoy, herkesin özeleştiri yapması gerektiğine işaret etti. “Parti tüzüğü ve programı ortadadır. Buna herkes uyacaktır. Ve herkes özeleştiri yapacaktır” diyen Akansoy, ancak yüzleşme ve özeleştiri süreçlerinin CTP’yi toparlayacağına dikkat çekti

“HAYDİ ELLER HAVAYA” DİYEREK OLMAZ: Parti yönetimini eleştiren Asım Akansoy, Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecini eleştirdi. Akansoy, “‘Cumhurbaşkanı için aday arıyoruz haydi eller havaya diyerek’ bir durum yaratmak doğru değil” dedi

HÜKÜMET PERFORMANSI: Hükümetin toplumsal beklentileri karşılamada sıkıntılar yaşadığını ifade eden Akansoy, “Yeterince etkin, beklentileri karşılayan ve halka geleceğe dair umut veren bir hükümetimiz olduğunu söylemek mümkün değil” ifadelerini kullandı


Baykan Gürses ÖZDAĞ
CTP-BG Milletvekili Asım Akansoy, ortada beklentileri karşılayan bir hükümet olmadığını ama en çok eleştiri alan partinin CTP olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı aday belirleme süreci ile ilgili de CTP yönetimini eleştiren Akansoy, sürecin doğru yönetilemediğini vurguladı.
Parti içinde seçim sonuçlarına ilişkin süreçlerin yeterince tartışılmadığını, bu konuda özeleştiri ortaya konulmadığını söyleyen Akansoy, CTP’nin ancak bu süreçleri yaşayarak toparlanabileceğine dikkat çekti.


“Cumhurbaşkanı adayı, kırmadan dökmeden belirlenmeli”
Soru: CTP’de yerel seçim sonrası başlayan yeni tartışma Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu. Kimin aday çıkacağından, çıkması gereken isimlere kadar ciddi bir tartışma dönemi yaşanıyor. Neden böylesi bir tartışma süreci yaşanıyor? Bu normal mi?
Akansoy:
CTP’nin olası adaylarının gündem olması bence normal. Çünkü CTP’nin adayı kazanacak olan adaydır. Bu açık. Bunu herkes biliyor. 

Dolayısıyla kırmadan dökmeden tartışmak ve düşünce, siyaset merkezli değerlendirmeler yapıp işin tadını kaçırmamak en iyisi. Cumhurbaşkanının, Kıbrıs siyasi tarihindeki yeri ve görevi açıktır. Cumhurbaşkanının gerek Anayasal yetkileri gerekse BM nezdindeki statüsü de ortadadır. Federal Kıbrıs’ı varlık nedeni sayan bir parti olarak elbette Cumhurbaşkanlığı adaylığına ciddi önem veriyoruz. Öncelik Kıbrıs sorununu çözecek adımları atma kapasitesine sahip olunmasıdır.

“Cumhurbaşkanı adayını belirleme yöntemi, bizim gelenek ve amacımıza aykırı”
Soru: Parti yönetimi nasıl yönetiyor sizce bu durumu?

Akansoy:  Parti yönetiminin “Cumhurbaşkanı için aday arıyoruz haydi eller havaya diyerek” bir durum yaratması bana doğru gelmiyor. Partinin süreçlerini temelinden sarsacak dar demokrasi anlayışlarına terk edecek yöntemleri bana doğru gelmiyor.
Üstelik bizim siyasi geleneğimize ve amacımıza de ters bir durum yaşanıyor. Tüzük elbette uygulanır ama mesele kendi elimizi bağlamak olmamalı. Yetki Parti Meclisimizdedir. Oturup tartışacağız. Günün sonunda verilecek kararı hep birlikte, sonuna kadar ileri taşıyacağız.

“Talat, aramızda olmalı, partiye daha çok katkı koymalı”

Soru: Mehmet Ali Talat, adaylığı konusunda yaratılan tartışmalara ‘aday olmayacağım’ diyerek nokta koydu. Bu süreçte Talat’ın yıpratıldığını düşünüyor musunuz? Sizce Talat, “aday değilim” diyerek yeni bir sürece, parti yönetimine dönüşe mi işaret etti?

Akansoy:  Talat eski parti genel başkanımızdır. Kendisine, katkısına her bağlamda bu partinin ihtiyacı vardır. Bunu çok açık söylüyorum. Nasıl ki deneyimlisi ile genciyle büyük bir aile olarak birbirinden kopmadan doğruyu bulacağız diyorum, bu yolda tüm diğer değerlerimiz gibi Talat da aramızda olmalı, partimizdeki durumu görmeli, daha çok katkı koymalı. Mesele azalmadan çoğalmak ancak var olan sorunları yüzleşerek çözmek ve hasır altı etmemektir.

“Yerel seçim sonuçlarının değerlendirilmesini bekliyoruz”

Soru: Yerel seçim sonuçlarına ilişkin bir komite oluşmuştu. Süreç yeterince tartışılıyor mu? Ortaya konulan bulgular var mı?

Akansoy: Bu sorunun muhatabı ben değilim. Ancak bir ayda tamamlayıp gerekeni yapacağız, yüzleşme ile gerçekleri konuşacağız iddiası hala havada. Bekliyoruz.

“CTP’deki durumdan hepimiz sorumluyuz”

Soru: CTP, yaşanan parti içi sorunları nasıl aşabilir sizce?

Akansoy: CTP, Kıbrıs Türk halkı açısından çok önemli bir siyasi harekettir. Bizim sorumluluğumuz hem birbirimize hem de halkımıza karşıdır. Dolayısıyla CTP sorunlarını aşmak zorundadır. Bu konuda bir veya birkaç sorumlu aramayı, birilerini kategorize etmeyi ve suçlamayı kesinlikle doğru bulmuyorum. CTP’deki durumdan hepimiz sorumluyuz. Hepimizin bu süreçte az veya çok rolü olmuştur. Dolayısıyla Parti tüzüğü ve programı ortadadır. Buna herkes uyacaktır. Ve herkes özeleştiri yapacaktır.
Bence yüzleşme ve eleştiri özeleştiri süreçleri bizi toparlar. Bu konuda CTP’den umut besleyen ve izlediği tartışmalardan huzursuz olan halkımız, bize zaman tanısın, sorumluluğumuzun bilincindeyiz.

“Tabanda kurultay isteği var”

Soru: CTP’de son dönemde yaşananlarla bağlantılı olarak erken kurultay talebi var mı? Böyle bir gereksinim duyuluyor mu sizce?

Akansoy: Parti tabanında kurultay isteği vardır. Ancak günü bugün değil. Bir yere kaçtığımız da yok, zamanı geldiğinde yapılır. Öncelik hükümet icraatlarının daha verimli kılınması, toparlanması ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri olmalıdır. Bu bağlamda da Partinin toparlanması ve bütünlüğünün sağlanmasıdır.

Kurultay gündemini bugün için gereksiz ve zamansız buluyorum. CTP’nin gerek örgütsel gerek hükümet gerekse Nisan seçimleri bakımından gündemi yoğun. Yapacak çok ödev var. Bugün bunlara bakmak ve halkın beklentisine yoğunlaşmak lazım.

“Siyasi Partiler Yasası ve Seçim ve Halkoylaması Yasası gündemimizde”

Soru: Anayasa değişikliği ile yapılan referandumda çıkan sonuçla beraber bu konuda yeniden bir çalışma yapılabilir mi? Bu konuda komite başkanı da olarak yeniden sorumluluk üstlenir misiniz? Bu konuda Meclis nasıl bir tavır içinde olmalı?

Akansoy: Anayasa sürecinin başarısızlığı siyaset kurumu açısından oldukça talihsiz bir durumdur. Samimiyet sınavından geçememiş siyasi partiler var. Dolayısıyla endişelerim var. UBP Genel Başkanı Özgürgün son Meclis toplantısında yeniden başlayıp Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Referanduma sunalım dedi. İyi düşünmemiz lazım. Mesele çalışmak, çok çalışmak ve yeniden hazırlanmak meselesi değildir. Güven ortamı kalmış mıdır bugün siyaset ortamında ona iyice bakmak lazım.
Ancak anayasaya hayır oyu kullanan halka kızmak veya halkı suçlamak asla kabul edilebilir bir konu değildir.

Siyaset kurumu “hayır”ın nedenlerini enine boyuna tartışmalıdır. Neyi eksiz bıraktık, nerde yanlış yaptık, halka neyi anlatamadık... Moralimiz bozuldu demek de olmaz. Siyasette moraller bozulmaz. Objektif değerlendirmeler olur, deneyimler çıkarılır... Evet bu ülkede yeni bir anayasaya olan ihtiyaç çok açık bir konudur. Bu konuda özellikle sivil toplum örgütleri, kurum ve kuruluşlarla sağlıklı diyalog ortamı kurmak ve yöntem, içerik ve zamanlama açısından yeniden yola koyulmak düşünülebilir. Acele etmeden, sağlıklı değerlendirme yaparak, toplumsal diyalog kanalları açarak süreci günü geldiğinde yeniden başlatmak mümkündür. Geri adım atamayız. Ancak Özel ve Geçici Komitenin şu anki gündemi Siyasi Partiler Yasası ve Seçim ve Halkoylaması Yasası olacaktır. Toplantı davetini yaptım. Komite önümüzdeki Salı gününden itibaren her salı toplanıp çalışacaktır.

“Elektrikte özelleştirmeye karşıyız”

Soru: TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs ziyaretinde elektrik konusunda ortaya koyduğu açıklamalar var. Suyun ardından, KKTC’ye elektrik hattı çekileceğini söyledi. Ülke gündeminin en tartışmalı konularından birisi olan elektrik konusunda CTP’nin bu açıklama sonrası tutumu ne olacak?

Akansoy: CTP olarak elektriğin özelleştirilmesine ve özelleştirmeye yol açacak düzenlemelere karşıyız. Bu konu bizim için tartışılır değildir. Enerji sektörünün ana yapılanması, Kıb-Tek üzerinden şekillenmelidir.

Bu enerji çeşitliliği konusunda alternatif kaynaklara yani kablo gibi, güneş veya rüzgar enerjisi gibi kapalı olmamız gerektiği anlamına gelmez. Elbette halkımızı elektriksiz bırakmamak ve olabildiğince ucuz elektrik sunmak görevimizdir, bunu düşünmeliyiz. Elektrikte ağırlıklı olarak dışa bağımlı bir strateji veya tercih kabul edilemez.

Geliştirilmiş ve güçlendirilmiş bir Kıb-Tek’in bünyesinde elbette alternatif enerji kaynakları düşünülmeli. Hatta güney ile enterkonnekte olabilme adına bir girişime yeniden girilebilir diye düşünürüm. Ancak şunu çok net olarak ifade edeyim, kontrolsüz bir kablo sevdasını Kıb-Tek’e dönük siyasi bir hamle olarak değerlendirmekteyim. Konunun siyasi boyutu bir yana, halka böylesi bir projenin elektriği ne kadar ucuzlatacağı dahi açıklanamamaktadır.

Ayrıca 5 yıl sonra hayata geçmesi muhtemel kablo projesi ile ilgili bugün dayatma bir anlaşma imzalamak, yakın gelecekte doğal gazla yapılması muhtemel enerji üretiminin ekonomik faydalarından toplum olarak yararlanmamamız anlamına da gelebilecektir. Toplumsal fayda kurumlarımıza sahip çıkmayı gerektirir.


“Beklentileri karşılayan bir hükümet olduğu söylenemez”

Soru: CTP-DP hükümetinin performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Akansoy: Toplumun CTP’den çok haklı olarak yüksek bir beklentisi var. Bunu anlamak mümkün. Yapılacak çok şey var ve bunlar yapılmalı. Evet bu da doğru. Hükümet ile ilgili tüm eleştiriler CTP üzerinde yoğunlaşıyor, bu da bir gerçek. Bunun nedeni toplumun CTP’den beklentisi ile ilgilidir. Bugün yeterince etkin, beklentileri karşılayan ve halka geleceğe dair umut veren bir hükümetimiz olduğunu söylemek mümkün değil. Toplumsal dönüşümü gerçekleştiren, reform hükümeti olarak yola çıkarken ortaya konulan hedefleri yaşama geçirme konusunda yeterince canlı bir hükümete sahip değiliz. Burada üzerinde esas olarak durulması gereken konu hükümet programıdır. Şu anda hükümetin  kendini hissettirdiğini söylemek mümkün değil. Biz kendimizi UBP hükümetleri ile kıyaslama hatasına düşemeyiz. Önümüze bakmalıyız. Eğer dinamizm katacak yeni değişikliklere ihtiyaç varsa elbette bunu da düşünmek gerekir.


“Özersay, akademiye dönmeli”
Soru: Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz. BM Genel Sekreterinin yeni Kıbrıs Özel Danışmanı sürece ne katacak? Taraflar müzakereye ne kadar istekli? Tüm bunlar ışığında bizi ne bekliyor?

Akansoy: Gelişmeler iyi değil. Türk resmi tezi, 2004 yılında elde edilmiş referandum sonucu üzerinden bir siyasi tavır sergileyerek yeni statükonun meyvelerini toplamaya çalışıyor. Aynen 2004’e kadar Yunan resmi tezinin “işgal” üzerinden hareketle ve mağduriyet politikasıyla adadaki statükoyu kullanması gibi.

Burada taraflar çözüme odaklanmak yerine karşı tarafa kendi beklentisini dayatacak uluslararası şartlar üzerinden hareket etmektedir. Dün Yunanlılar avantajlıydı masada kaldı, çözümcü göründü ve AB üyeliğini kaptı, bugün Türkler avantajlı, masadadır, çözümcü görünür ve iki devletliliği kapmaya çalışır. Elbette genelleme yaparak belirtiyorum ama durum budur. Ve bu durumdan bir sonuç çıkmaz. TC Cumhurbaşkanı’nın dil sürçmesinden de bunu anladık. Bu tavır BM parametrelerinin dışındadır ve kimse de kabul etmez.

O zaman güç yarışının bu adaya verdiği zararı sürdürmenin ve çözümden uzaklaşmanın anlamı ne… Birbirimizi kandırmayalım.

Kudret Özersay’ın samimiyetine inanırım ancak iyi bir noktada olmayan bu süreci daha fazla zorlamak yerine ya siyasete atılmasını ki adaylığı konuşuluyor ya da haddimi aşarak akademiye dönmesini öneririm.

Eğer bilmediğimiz bir şey varsa da bunu bizlerle paylaşması gerekir. Yoksa çözümsüzlüğün merkezinde -mış gibi yapmak ona yakışmaz.