Gül Çakır

İçten ve dıştan gelen haksız rekabetten dolayı yayın hayatlarını güçlükle sürdüren özel televizyonların akıbeti belirsizliğini koruyor. Haksız rekabetten dolayı özel TV’lere devlet tarafından verilen katkının internet yayıncılığı gelişene kadar süreceği açıklanırken, KKTC’de ise internet yayıncılığı için yeterli alt yapı bulunmuyor. Karasal/dijital yayıncılık olan DVBT’nin ülkede yaygın olarak izlenmemesinden dolayı internet yayıncılığı gelişene kadar uyduda kalmak isteyen özel televizyonlar sorunlarına kalıcı çözüm beklerken, yaşanan sıkıntılar dün Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde ele alındı. Komite toplantısında yapılan konuşmalarda özel televizyonların varlıklarını sürdürebilmeleri için alınması gereken önlemlere dikkat çekildi. Komite Başkanı UBP Milletvekili Ersin Tatar, tüm dünyada internet yayıncılığının yaygınlaştığını ifade ederek, ileriki dönemlerde KKTC özel televizyonlarının da internet yayıncılığına geçmesi gerektiğini ancak o zamana kadar TV’lerin uyduda kalmasının şart olduğunu dile getirdi. Komite üyesi CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer ise özel televizyonların durumunun haksız rekabetle riskli bir noktaya doğru gittiğini belirtti. Soyer , “Bizim televizyon yayıncılığımız büyük bir risk altındadır” dedi. Sabah saatlerinde gerçekleştirilen komite toplantısının ardından Ada Tv’ye konuşan Tatar, haksız rekabetle karşı karşıya olan özel televizyonların yaşamlarını sürdürebilmeleri için, internet yayıncılığına geçinceye kadar devlet katkısının şart olduğunu vurguladı. 

KURTULUŞ DVBT DEĞİL İNTERNET 

Komitede yaptığı konuşmada özel televizyonların uydudaki varlıklarını sürdürebilmeleri için devletten aldıkları tazminat niteliğindeki katkının önemine dikkat çeken Tatar, bunun sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Tatar, DVBT yayınları için süre gerektiğini söyleyerek, esas amacın bütün dünyanın da gitmiş olduğu nokta olan internet yayıncılığı olduğunu vurguladı. Tatar, “Yayın Yüksek Kurulu’nun yaptığı araştırmalar şuanda DVBT yaygınlığının çok düşük olduğunu gösteriyor. İnsanlar televizyonu genellikle uydudan izliyor. Bu nedenle DVBT yayınlarının şu anda kısa vadede yayılabilmesine çok olanak görülmüyor” dedi. 

İKİ KURUM BİRLEŞMELİ 

Tatar, DVBT yayıncılığının uzun vadeli bir süreç gerektirdiğini ifade ederek öncelikli gündemin internet yayıncılığı olması gerektiğini söyledi. Tatar, “Çünkü süratle dünya internet yayıncılığına gitmektedir. O zaman zaten uydu yayıncılığına gerek kalmayacaktır” ifadelerini kullandı. Tatar, bu nedenle iletişim kurumu olan Bilişim Teknolojileri Kurumu ile yayıncılığı kontrol eden Yayın Yüksek Kurulu’nun (YYK) işbirliği içinde olması gerektiğini kaydetti. Tatar, bu iki kurumun birleşmesinin gündeme gelebileceğine vurgu yaparak, YYK’nın var olan sorunların üstesinden tek başına gelmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. 

KENDİ MEDYAMIZA SAHİP ÇIKALIM 

Komite toplantısının ardından Ada Tv’ye açıklamalarda bulunan Tatar, televizyonculuk sektörüne yatırım yapanların, sektöre tüm imkânsızlıklar ve zorluklara rağmen sahip çıktığını ifade etti. Tatar, reklam piyasasının gelişmediğini, haksız rekabet olduğunu, Türkiye televizyonlarının yayınları ile rekabet etmenin imkânsız olduğunu belirterek, “Burada satılan birçok ürün zaten ithal ürünler ve bu ürünlerin reklamları Türkiye televizyonlarında yayımlandığı için halk yerli televizyonlara reklam vermiyor. Bu nedenle reklam piyasası gelişmiyor. Ancak kendi medyamıza sahip çıkmak zorundayız” şeklinde konuştu. 

KATKI DEĞİL TAZMİNAT 

Haksız rekabete karşı devletin bazı noktada katkılar yaptığını kaydeden Tatar, ilk olarak televizyonların en büyük giderlerinden biri olan uydu kirasının yüksek olduğunu söyledi. Tatar, internet yayıncılığına geçene kadar uydu yayınının şart olduğunu ifade ederek, “Tv’ler dolar kuru üzerinden ayda 50 bin TL tutarında Türksat’a uydu kirası ödüyor. Özel televizyonlar uydu kirasının yarısını devletten aldığı katkı ile yarısını ise kendi imkânları ile ödüyor. Haksız rekabete karşın özel televizyonlara verilen katkının kesilmesi tüm özel yayıncılığın sonu olur. Zaten eğer haksız rekabet olmasaydı, reklam alabilseydik katkıya ihtiyacımız olmayacaktı. Biz verilen katkıyı yardım değil tazminat olarak görüyoruz” dedi. Tatar, ayrıca BRTK’nın hem devlet desteği hem de reklam aldığını, bu nedenle dıştan gelen haksız rekabetin yanı sıra içte de haksız rekabet oluştuğunu söyledi. 

DEVLET OLARAK SEN KATKI KOYACAKSIN 

Tatar, özel televizyonlara katkının devam etmesi için bazı düzenlemeler yapılması gerektiğini belirterek, ithal ürünlere fon uygulamasının ve elde edilecek gelirin katkı olarak Tv’lere verilmesinin gündeme geldiğini ancak bu önerinin pahalılığı neden olacağı gerekçesi ile kabul edilmediğini dile getirdi. Tatar, “Eğer fon pahalılık demekse fon geliri yerine devlet olarak direkt katkını sen yapacaksın” dedi. Maliye Bakanının bu konuda Televizyoncular Birliğin’e gerekeni yapacağı yönünde bir beyanın olduğunu da kaydeden Tatar, “inşallah yapılır” ifadesini kullandı. 

RUMLAR BİZİM GİBİ DEĞİL, KENDİ TV’LERİNİ İZLİYOR 

Uydudan çıkılması ve Karasal/dijital yayıncılık olan DVBT’ye geçilmesi halinde özel televizyonların yurt dışından izlenemeyeceğini kaydeden Tatar, Rum tarafının DVBT’ye geçtiğini ancak onlarda bunun sorun olmadığını söyledi. Rum tarafından yayıncılığı daha güçlü olduğunu, DVBT yayınlarına geçtiklerinde sıkıntı yaşamadıklarını kaydeden Tatar, bunun nedenlerini şöyle açıkladı: “Rum halkı kendi televizyonlarını izliyor. Bütün evlerde bir çanak, Türksat’ın Yunanistan’daki muadiline çevrilmiş değildir. Bizde ise herkesin evinde mutlaka bir çanak Türksat’a bakıyor. Biz şu aşamada Türksat’tan çıkıp Rum tarafının kullandığı DVBT yayınlarına dönersek seyirciyi olduğu gibi kaybederiz. YYK’nın yaptığı çalışmalarda da bu görülmüştür ve raporlar komiteye ve hükümete bildirilmiştir.” 

İNTERNETE KADAR UYDUYA DEVAM 

Tatar, ileriki zamanlarda geçilmesi planlanan internet yayıncılığına kadar uyduda kalmanın şart olduğunu dile getirerek, özel televizyonların internet yayıncılığına geçene kadar devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyledi. Tatar, ancak şu aşamada ülkede internet için yeterli alt yapı olmadığını, fiber optik kablo döşemelerinin tüm ülkede tam olarak yaygınlaşmadığını ve internetin her eve etkili bir şekilde gitmediğini belirtti. Tatar, internet konusundaki tüm eksikliklerin giderilmesi için etkin çalışmaların şart olduğunu sözlerine ekledi. 

SOYER: “RİSK, SÜRÜKLENME TEHLİKESİ İÇERİSİNDEDİR” 

Komite üyesi CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer 
ise özel televizyonların durumunun haksız rekabetle riskli bir noktaya doğru gittiğini belirtti. Soyer konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Bizim televizyon yayıncılığımız büyük bir risk altındadır. Bu risk haksız rekabetle başlayan ve giderek etkisiz olan bir noktaya doğru sürüklenme tehlikesi içerisindedir” dedi.