Yeni Kıbrıs Partisi Kıbrıs sorunundaki son gelişmeleri değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:

Görüşmeler çıkmazda idi, Anastasiades’in çekilmesiyle çıkmaz resmileşti.

Görüşmelerin tutumlarına bakıldığında zaten çözüm beklenemeyeceği biliniyordu. Ancak büyük güçlerin ve BM’nin devrede olması ve Türkiye’nin iç siyasetindeki temellerin şaşkınlık yaratması yüzünden kazara da olsa çözüm umudu olduğu düşünülüyordu.

Doğal gaz araştırmaları ve hak iddiaları nihayet patladı ve görüşmeler askıya alındı.

Daha önce de savaş gemileri araştırma gemilerine eşlik etmiş, sondaj çalışması yapanlara tehditkâr sataşmalar yapılmış ve yasalar geçirilmişti.

Gene de görüşmeler yapılmışsa bunun ABD ve AB’nin deniz hukuku çerçevesinde Türkiye’nin haksız olduğu ve bundan vazgeçmesi gerektiği açıklamaları sonrası sataşmaların durması yüzünden devam edebildiği bilinmektedir.

Buna rağmen “KKTC meclisi” CTP ve TDP’nin ret oyuna rağmen kıta sahanlığını sınırlandırma antlaşmasını onaylamıştı. Bunun yasal bir belge kabul edilip işleri karıştıracağı düşünülmemiş olacağı için görüşmeleri askıya alan olmamıştı.

Şimdi ise KKTC’nin kıta sahanlığı üzerinde olduğu söylenen Limasol ve Larnaka açıklarında olan 9. Parselde sondaj girişimi vardır ve Türkiye araştırma gemisi de o bölgeye gidip savaş gemileri eşliğinde araştırma yapmağa başlamıştır.

Şimdi bu Kıta sahanlığı sınırlandırma antlaşmasını Türkiye uygulamaya başladığına göre buna hayır diyen CTP ve TDP neden sesizdir? Yasayla Türkiye’ye araştırma hakkı verilmiş işe buna başlamadan kime ne sormuştur? Bu kıta sahanlığı nerede başlayıp nerede son bulmaktadır? Harita neden yayımlanmamıştır?

Dışişleri “görüşmelerde ele alınacak bir konu yüzünden görüşmelerin kesilmesi yanlış ve bu kötü niyet kanıtıdır ve bugüne kadar kimin sorumlu olduğunu gösterir” diyor. Acaba kıta sahanlığını sınırlandırma antlaşmasını onaylamayı reddeden CTP ve TDP bunlara ne diyor?

Anastasiades ve diğer siyasilerden Kıbrıs cumhurbaşkanlığının Türk olamayacağını söyledikleri için ırkçılıkla suçlarlar ama onlar gibi Rum siyasileri de Kıbrıs’ın Kıta sahanlığı hakkı yoktur diyen Türkiye yerine Yunanistan olsaydı kendileri “Bunlar Kıbrıs hainleridir, haklarımızı Yunanistan’a sattı” demezler mi idi?

Ne yazık ki Kıbrıs Türk yönetimi Kıbrıs’ı değil Türkiye’yi tercih etmiştir. Halka haber vermeden ve konuyu tartıştırmadan meclisten geçirilen bir yasaya dayanarak Türkiye sanki bizim haklarımızı savunmaktadır. Lakin kimse o haritayı görmesin diye yayımlanmamıştır. Bunun görüşmelerin kesilmesine neden olması esastan yanlıştır ama daha esaslı yanlış ülkesini düşünmeyenlerin başkanlığa bile talep olmasıdır. Bu anlayışla görüşmelerin başarı şansı olmaz.