Suna Erden 

Yerli üreticiyi korumak amacı ile 2011 yılında alınan karar ile Kuzey Kıbrıs’a zeytinyağı ithalatı durduruldu. Bu süre içerisinde dışardan ürün gelmemesi yerli üreticinin işine yaradı.Üretimi arttıran üretici,daha çağdaş yöntemlerle yoluna devam etti.2011 yılından itibaren yerli markalaşma arttı,etiketleme sistemi gelişti, cam şişeleme yöntemi, soğuk sıkım ve iki fazlı işleme teknolojisi ile üretim yapılmaya başlandı. Piyasanın ihtiyacını sadece yerli üreticinin gidermesi üretimin de artmasına neden oldu. Ancak iki sezon üst üste yaşanan olumsuz iklim koşullarından dolayı zeytin ağaçlarında yaşanan sorun, ülkeyi zeytinyağı sıkıntısı ile karşı karşıya bıraktı.Tarım Bakanlığı, piyasada oluşan zeytinyağı sıkıntısı üzerine yeniden zeytinyağı ithalatına izin vermeye hazırlanırken, buna karşı çıkan Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Birliği (ZEYBİR) bu adımın yerli üreticiye darbe vuracağı yönünde açıklamalarda bulundu. 

“DÜNYANIN SORUNU OLDU” 

Star Kıbrıs’a açıklama yapan Zeytin Üreticileri Birliği (Zey-bir) Başkanı İrfan Çelik, zeytincilik sektörünün bu yıl yaşadığı sıkıntıların başında iklim şartları nedeni ile iki sezon üst üste zeytin üretiminde kayıp yaşandığını ifade etti. Arzu edilen miktarda zeytin rekoltesine ulaşmadıklarını kaydeden Çelik,çiçeklenme döneminde zeytin ağaçlarının aşırı sıcak havaya maruz kalmasının zeytin yetişmesini engellediğini belirtti.Çelik,bu sorunun sadece Kıbrıs’ta değil, dünyanın en büyük zeytin üreticisi olan İspanya’da da olumsuzluk yarattığını, zeytin haşatında yüzyılın en kötü yılının yaşandığını dile getirdi. Yine zeytin üretiminin en fazla olduğu ülkelerin başında gelen İtalya’nın da, tarihinin en kötü yılını yaşadığını kaydeden Çelik, çok düşük bir üretim ile sezonu kapatmak zorunda kalındığını vurguladı. 

“DEVLET DESTEĞİ ŞART” 

Zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin iklim şartlarından dolayı büyük kayıplara maruz kaldığını kaydeden İrfan Çelik, üreticinin mutlaka devlet tarafından korunması gerektiğini söyledi. Çelik, üretimin düşük olduğu bu gibi yıllarda sulama, gübreleme, ilaçlama, budama ve ürün miktarına bağlı olarak az da olsa hasat maliyetlerinin ödenmesi konusunda devlet desteği gerektiğini vurgulayarak, üreticinin düşük gelir elde etmesi veya hiçbir gelir elde edememesi gibi durumlarda maliyetleri karşılamasının ağır bir yük olacağını kaydetti. Çelik, “İki yıldır yokluk içerisinde yaşayan zeytin üreticisinin, devlet yardımı almadan üretim yapabilmesi çok zor, hatta imkânsızdır” dedi. Zeytin ağaçlarının iklim şartlarından en az zararla kurtulabilmesi için önlemler alınması gerektiğine dikkati çeken Çelik,doğru sulama,gübreleme,ilaçlama ile iklim şartlarının olumsuz etkilerinden daha az zarar ile kurtulmasının mümkün olduğunu dile getirdi. 

“PİYASADA ZEYTİNYAĞI KRİZİ” 

İki sezon yaşanan zeytin kaybından dolayı zeytinyağı açığı ortaya çıktığını belirten Çelik, bu açığın zeytinyağı işleyicileri veşişeleyicilerine, satışları oranında verilecek kota ile kontrollü ithalat izni ile kapatılabileceğini ifade etti. KKTC’dezeytinyağı piyasasının içinde bulunduğu arz sıkıntısı nedeni ile tamamen serbest ithalata açılmasınınkesinlikle kabul edilemez olduğunu kaydeden Zey-Bir Başkanı İrfan Çelik, böyle bir kararın, sektörün bugüne kadar sağlamış olduğu tüm gelişmeleri, gerçekleştirmiş olan yatırımları, markalaşma ve kalite konusunda alınan ilerlemeyi heba edeceğini savundu. 

“BAKAN ÖNCE KENDİ SEKTÖRÜNÜ SERBEST PİYASAYA AÇSIN” 

Ekonomi Bakanlığı ile TC Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) ve Kuzey Kıbrıs Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Birliği arasında “Teknik İşbirliği Protokolü” imzalandığını kaydeden Çelik, bu protokol kapsamında arz sıkıntısının yaşandığı yıllarda kontrollü bir ithalat ile açıkların kapatılmasının öngörüldüğünü dile getirdi. İrfan Çelik, Tarım Bakanı’nın zeytinyağının serbest piyasaya açılmasına dair açıklamalar yaptığını, fakat bakanın görüşünün imzalanan protokolle bağdaşmadığını söyledi. Çelik şöyle dedi: “İmzalanan protokolün ruhu ve içeriği ile tamamen zıt bir düşünce olan serbest piyasa uygulamasına gidilmesine kesinlikle izin verilmeyecektir. SayınTarım Bakanı süt ve sütçülük piyasasında olan, üretim gerçekleştiren bir üreticidir. Liberalizm aşkı ve serbest piyasaya tutkusu eğer bu kadar güçlü ve kuvvetli ise senelerdir sütçülük piyasasına verilen devlet destekleri göz önüne alındığında kendisine şahsi önerim önce süt piyasasını serbest piyasaya açmasıdır. İçinde bulunduğumuz şartlar altında kontrolsüz bir ithalatın yerli üretime ne kadar zarar vereceği o zaman anlayacaktır.” 

“İTHAL YASAĞI YERLİ ÜRETİCİYE YARADI” 

Çelik, devlet tarafından giderilmesi gereken ancak 40 yıldır giderilmeyen eksiklikler varken, tüm sorunların görmezden gelindiğini, adım atılmadığını ve bakanın yerli üreticiyi sıkıntıya düşürecek bir karar almak için hazırlandığını ifade etti. Çelik, 2011 yılında dönemin Tarım Bakanı Zorlu Töre tarafından alınan kararla zeytinyağı ithalatının durdurulduğunu, bu kararın üreticinin gelişmesini sağladığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yasak sayesinde markalaşma arttı. Etiketleme sistemi gelişti. Üretici tüm eksiklilere rağmen;1963 yılındaki yasal mevzuatın yürürlükte olmasından dolayı yaşadığı tüm sıkıntıları, bu yasak sayesinde atlattı. Cam şişeleme başladı, ayrıca soğuk sıkım, iki fazlı işleme teknolojisini ülkeye getirerek büyük adım atıldı. Alınan bu ilerlemenin heba olmasına izin vermeyeceğiz.” 

“HEM SÖZÜNÜ TUTMADI HEM DE ZOR DURUMA SOKACAK” 

Zey-Bir Başkanı İrfan Çelik, yapısal olarak karşılaştıkları en büyük sorunun üretilen zeytinyağlarının alımı ve merkezi depolanması ile ilgili olanakların eksikliği olduğunu vurguladı. Çelik, depolama sisteminin Zeyko yağ fabrikasının yeniden faaliyete geçirilmesiyle aşılabileceğini belirterek, çürümeye terk edilmiş fabrikanın, üreticiye tahsis edilmesi için adım atmayan tarım bakanının söz verdiği halde bu sorunu çözmediğini, buna rağmen sorunları çözmek yerine yerli üreticiyi daha da zor duruma sokacak adımlar atmaya hazırlandığını savundu.