-ÖZEL HABER

Ülkemizde meydana gelen sel ve yangınlarda bugüne kadar en ön saflarda yer alarak insanlara yardımcı olduğunu dile getiren Köse, "bu yaşadığım ise bambaşka birşey. Trafik kazası gördüm, bir çok vefat gördüm. Bu farklı birşey. Çocuk çıkardık biz o enkazdan... En hassas olduğum nokta, benim de çocuğum var. Kahroldum" dedi.


Deprem günü İskele'de acil çağrı aldıklarını ve oraya müdahaleye gittiklerini belirten Köse, orada hastaya müdahale ederken depremin boyutunu öğrendiklerini, hemen ardından Sağlık Bakanı'na ekip kurmak ve deprem bölgesine gitmek için mesaj attığını ve Bakanlığın kendisine döndüğünü ardından kendisini Ercan'da bulduğunu anlattı.


"Üzerimi değişme fırsatı bulmadan havalimanındaydım. Alanda bir baktım aileler. Biz İsias Otel'i ve durumun vahamiyetini orada öğrendik. Göz yaşlarımız sel oldu." diyen Köse, tamamen öğrencileri kurtarmak için bölgeye gittiklerini söyledi.


"Her tarafımız enkaz... Önümüzde devasa bir yıkıntı vardı.."
Köse, sözlerine şöyle devam etti:
"Adıyaman'a gittik. Tek bir ışık yok. Karanlık bir şehir. Her tarafımız enkaz. Öyle bir tecrübemiz yok. Otobüs sessiz. Yıkıkları izledik. Sonra otelin olduğu yere geldik. Kimse yok. Enkazdan kurtulmuş bir kaç kişi. Hemen otobüsten indik enkaza çıktık. Biz bekliyoruz ki parçaları kaldırıp evlatlarımızı alıp ilk uçakla geri döneceğiz. Ne zaman ki devasa yıkıntıyı gördük şok olduk. Kolonları kaldırmaya çalıştık, parçaları atmaya çalıştık. Kendimizden geçtik. O ilk anları hayal meyal hatırlıyorum. Belli bir süre sonra kendimize geldik. Bakanı aradım bilgi verdim. Burada kaldırabileceğimiz taş yok durum kötü dedim. Bu arada 3 yerden ses duyduk. Sivil Savunma hemen sese doğru koştu ve kurtarma çalışmalarına başladı. Biz de askerlerimizle başka bir noktaya yöneldik. Dört gün boyunca enkazdan inmedim ben. Uyumadım, ailelerin yüzüne bakamadım. Ben Adıyaman'da 45 bedene dokundum. Aileleri tanıyorum, arkadaşlarım... Hiçbirşey diyemedim." diye konuştu. 


"Enkazda kimse yoktu"
İlk anda enkazda KKTC ekipleri dışında kimsenin bulunmadığını dile getiren Köse, "artık aileler gerçekleri gördü, enkazın hızlı bir şekilde kaldırılması gerkiyordu. İş araçları vardı orda ama çalışmıyor. Bizim ekiplerimiz çalıştırdı makineleri, onlar kullandı. Bir de enkazdan çıkanlar çıktıkları yeri gösteriyor arkadan çıkmışlar ama çocuklar, resepsiyonun üzerinde kalıyor. Herşey karmamarışıktı. Mimarlar geldi, binayı incelediler, nasıl yıkıldı, nerede olabilir insanlar. Hepsinin çalışmasını yaptık. Bu arada sivil savunma ses gelen yerlere bakıyordu. Bizim gittiğimiz günün ertesi günü sivil savunmadan bir destek ekibi daha geldi, çalışmalar arttı" diye konuştu. 
"Günlerce tek çalışmayı KKTC ekibi İsias'ta yaptı. Kimseler yoktu"


Bölgede onlarca binanın yıkıldığını ancak tek çalışmanın KKTC ekiplerinin orada bulunması neticesinde otel enkazında olduğunu dile getiren Köse, diğer binalarda günler sonra çalışmaların başladığını, bölge insanlarının kendilerine 'bizim ailelerimizi de kurtarın' diye yalvardıklarını anlattı.  
Günlerce yemek yemediklerini anlatan Köse, 'biz orada tamamen çocuklarımızı kurtarmaya odaklandık. Geri kalan hiçbir şey umrumuzda olmadı' diye konuştu. 


"Aileler çocuklarını vücut bütünlüğü bozulmuş olarak gördü"
Köse, sözlerine şöyle devam etti:
"3'üncü gün artık umutlarımız tükendi. Aileler geliyor enkaza, 'evladım dayan' diye bağırıyor. Sinir krizi geçiriyorlar. Enkaza çöküp ağlıyoruz. 4'üncü gün artık çocuklarımızı enkazdan çıkarmaya başladı. Baktık gördük vücut bütünlükleri yok. Bu arada yargıç Fadıl Aksun'da bizimleydi. Çok yardımcı oldu bize. İlk gün 9 ceset çıkardık. Onlar nereye gitti bilmiyoruz. Aksun bize bu noktada çok yardımcı oldu. Aileler çocuklarını vücut bütünlüğü bozulmuş olarak gördü. Kendi evlatlarını teşhis edemediler. Tanıyamadılar kendi evlatlarını, DNA'ya gitmek zorunda kaldık. Bu disiplini Fadıl Aksun sağladı. DNA'ları yaptı, tutanakları tuttu. Ben enkazdan bedenleri alıp götürüyordum, sonra ağlayıp geri enkaza dönüyordum."


"İki çocuğumuz hariç, hepsini yataklarında bulduk"
Otelin berbat bir yapı sistemi olduğunu ve çok kötü bir izolasyon sistemi olduğunu belirten Köse, enkazdan çıkarılan çocukların bedenlerinin sıcak olduğunu ve bedenlerdeki deformasyonun otel yapısı kaynaklı hızlandığını anlattı. Çocuklarının 2'si hariç hepsinin yataklarında bulunduğunu anlatan Köse, terlikle bulunan diğer iki çocuğun, iki adım atacak şansı olsaydı, boşluğu bulacaklarını ve kurtulabilceklerini anlattı. 


"Otelin temeline kadar kazdık"
Çalışmalar neticesinde otelin enkazının 8 metre altına girdiklerini anlatan Köse, "Ekip enkazın temeline kadar kazdı. Otel öyle görünüyordu ama altta kapalı havuz, spor salonu vs vardı. Hepsini kazdık, hepsine baktık. Buralarda hiçbirşey bulamadık. Bir de öyle birşey nefes alınabilecek alan yok. Hiç şansları olmadı" diye konuştu. 
"Aileler çocuklarının cesetlerinin tek parça çıkması için şükredecek konuma geldi"


Ailelerin acısının tarifinin olmadığını dile getiren Köse, çocuklarını canlı çıkarmak isteyen ailelerinin, cesetler çıkmaya başlayınca 'bari vücut bütünlükleri bozulmamış olsun, o şekilde çıksınlar' diye dua etmeye başladıklarını dile getirdi. Hiçbir çocuğun vücut bütünlüğü olmadığını dile getiren Köse, bazı çocukları da çıkarabilmek adına uzuvları kendilerinin kesmek zorunda kaldıklarını anlattı.


"Biz İsias enkazında katliam gördük"
'Biz orada, o enkazın altında katliam gördük' diyen Köse, defalarca ceset gördüm, hele pandemide öldük, bittik dedim. Hiçbirinin anlamı yokmuş. Bu bambaşka birşey. Bu bir katliam' ifadelerini kullandı.
'Benim yaşadığım acı, ailelerinin acısı yanında hiç kalır' diyen Köse, ailelerin onları, onların da aileleri yatıştırmaya çalıştıklarını, çok acı günler yaşadıklarını dile getirdi.


Köse'den 'çalıştay' çağrısı... 
"Biz oraya bodoslama gittik" diyen Köse, ekibin ilk kez deprem bölgesinde bulunduğunu ama en iyi şekilde çalışmaları yürüttüklerini anlattı. Gelecek felaketler için çalıştay çağrısı yapan Köse, 'bu tip felaketler karşısında yapılabilecekler detaylı bir şekilde ele alınmalı ve sistem kurulmalı. Bundan sonrası için adım atmalıyız' diye konuştu. Yapılacak olan çalıştayda araç-gereç, kıyafet, gidilmeden önce yapılması gereken aşılar vs... gibi konuların ele alınması gerektiğini ve gitmeden önce ekiplerin tam takır hazır olması gerektiğini belirten Oğuz, 'nolur çağrıma kulak verin ve bir an önce bir çalıştay yapın' diye konuştu.