Kıbrıs sorununa ilişkin Güvenlik konusunda bir formülün şekillendirilmesi için perde gerisinde faaliyetlerin sürdürüldüğü iddia edildi.

Fileleftheros gazetesi “Garantiler ve 4 Özgürlük İçin Formüller” başlıklı haberinde, Güvenlik konusunda bir formülün şekillendirilmesi için perde gerisindeki faaliyetlerin gelişim halinde olduğunu bunun, Türk vatandaşlarına, Kıbrıs’ta 4 özgürlüğün uygulanmasına ilişkin Türk talebiyle ilişkilendirileceğinin görülmekte olduğunu ileri sürdü.

Gazete elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak, gerek BM’nin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmansı Espen Barth Eide aracılığıyla, gerekse diğer unsurların, Güvenlik konusunda Türk tezinin farklılaşması için var olan olanakların bulunup çıkarılması yönünde çaba sarf ettiğini savundu.

Habere göre yabancı bir diplomatik kaynak gazeteye yaptığı açıklamada, perde gerisinde ve gayri resmi görüşmelerden, Ankara’nın, diğer beş başlık-Yönetim (dönüşümlü başkanlık, Kıbrıslı Türklerin organlara etkin katılımı), Mülkiyet (göçmen rolünün aza indirilmesi) , Toprak, AB (birincil hukuk) ve Ekonomi başlıkları- konusunda tatmin edilmesi durumunda, farklılık gösterebileceğinin ortaya çıktığını iddia etti.    

Gazete haberinde ayrıca Türk tarafının, 4 özgürlük konusunda, sonuna kadar ısrarlı olacağının açık olduğunu yazdı.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, Türkiye-AB Gümrük Birliği’yle, özgürlüklerin garanti altına alınacağını, temel olarak geriye kalan konunun ise yerleşim olduğunu savunduğunu yazan gazete, Eide’nin, Türkiye-AB Gümrük Birliği argümanının ötesinde Talat-Hristofyas görüş birlikleri ile Yunan ve Türk vatandaşlarına ilişkin 4:1 oranına atıfta bulunmasının tesadüf olmadığını da ileri sürdü.

Gazete, Türkiye’nin, Kıbrıs’ın siyasi ve ekonomik denetimini garanti altına alması durumunda Güvenlik konusundaki bilindik tezlerini kaldırması ihtimalini görüşebileceğini de savundu.

Gazete yine elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak, Türkiye’nin “tek taraflı müdahale hakkı” konusunu değiştirmeye (mübadele etmeye) hazır göründüğünü ileri sürdü.

Haberde ayrıca bununla birlikte Ada’da askeri bir birliğin kalmasının ise Türkler için müzakere edilemez bir konu olarak görüldüğü, asker sayısıyla da ilgili değişik görüşlerin bulunduğu iddia edildi.

Habere göre mart ayında yapılması planlanan yeni bir konferansa kadar Güvenlik konusunda, perde gerisinde yoğun bir süreç yaşanacak. Bunun da, özellikle BM tarafından, paralel temasların yapılması ve gidip-gelmelerin olması anlamına geldiği belirtildi.   

“ANKARA NAMİ ARACILIĞIYLA KONFERANSI İLERİYE GÖTÜRDÜ”

Fileleftheros gazetesi, “Ankara, Nami aracılığıyla konferansı ileriye götürdü” yan başlıkla verdiği aynı sayfa içerisinde yer alan haberinde, Kıbrıs sorununa ilişkin yeni bir beşli konferans yapılmasına ilişkin ilk baştaki düşüncenin Kıbrıs Türk müzakereci Özdil Nami’ye ait olduğunu savundu.

Gazete yine elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak Nami’nin, müzakerelerde, bu konuyu gündeme getirdiğini, BM ve diğer unsurlarla temaslarla, bu fikri ileriye götürmeye çabaladığını ileri sürdü.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, zorlukları bilmesine bağlı olarak bu fikri desteklediğini yazan gazete, nihayetinde bu düşünce üzerinde geçtiğimiz çarşamba günü, Akıncı ve Anastasiadis görüşmesinde uzlaşmaya varıldığını belirtti.

Eide’nin, Kıbrıs sorunundaki momentumun muhafaza edilmesi için çaba gösterdiğini belirten gazete Eide’nin, bu fikri kabul etmesi için Kıbrıs Rum tarafını ikna etme girişiminde de bulunduğunu yazdı.

Gazete haberinde ayrıca mart ayındaki konferansın oluşumunun, bir önceki konferansla aynı olacağını da belirtti.

“YENİ KONFERANS İÇİN TERREDDÜTLÜ”

Fileleftheros gazetesi “Yeni Konferans İçin Terreddütlü” başlığıyla verdiği bir başka haberinde, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasındaki yeni bir konferansın düzenlenmesine ilişkin anlaşmanın, BM’de bazı tereddütlerle karşılandığının görüldüğünü yazdı.

Bunun nedeninin, Cenevre’deki teknokratlar düzeyindeki son görüşmeden bu yana hiçbir şeyin değişmemesi olduğunu yazan gazete, başka olayların ve değişikliklerin de halihazırda Kıbrıs sorununa ilişkin olumsuz dinamikler geliştirdiğini belirtti.

Gazete diplomatik çevrelerin, bu nedenden dolayı, “BM Genel Sekreteri’nin sözcüsünün, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bir sonraki konferansa katılıp katılmayacağı konusunda karar bulunmadığı” şeklide açıklama yaptığı değerlendirmesinde bulunduklarını yazdı.

Gazete Guterres’in, bir aşamada liderlerle ve diğer müdahil taraflarla telefon görüşmesi yapması ve olumlu bir şey ortaya çıkması için olanağın olmadığını tespit etmesi durumunda, Cenevre’ye gitmemesinin ihtimal dışı olmadığını da belirtti.

“CENEVRE’DE SADECE GÜVENLİK VE GARANTİLER”

Kathimerini gazetesi “Cenevre’de Sadece Güvenlik Ve Garantiler” başlığıyla verdiği haberinde, Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis arasındaki görüşmelerden birinde, Cenevre konferansının yinelenmesi konusunun gündeme getirildiğini, tüm tarafların yanıtının, Akıncı, Anastasiadis ve Rum müzakere grubu tarafından “olumsuz” olduğunu, ilk konferansın ardından amacın, ikinci bir konferansa karar vermek değil görüşme yapılması şeklinde olduğunu belirtti.

Gazete, diplomatik perde gerisine göre, Cumhurbaşkanı Akıncı’ya, konferansın yinelenmesi konusunda yoğun baskı yapıldığının görüldüğünü savundu.

Gazete yetkili kaynaklara atıfta bulunarak Kıbrıs Türk müzakere grubundan en azından bir üyenin,  konferansın yinelenmesine ilişkin yoğun inancını dile getirdiğini ileri sürdü.

Konferansın, gerçekleştirilmesine karar verildiği anda, ilk konferans gibi düzenleneceğini, bununla birlikte, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in konferansa katılıp katılmayacağının soru işaretini teşkil ettiğini, şimdiye kadar bu konunun netlik kazanmadığını, Guterres’in kendisinin de Kıbrıs sorununa ilişkin konferansı, herhangi bir sonuç olmadan ileriye götürme niyetinde olmadığının görüldüğünü de yazdı.

Konferansın programının da henüz netlik kazanmadığını yazan gazete, diplomatik kaynaklara dayanarak Kıbrıs’ta geriye kalan tüm başlıklar görüşüldüğü andan itibaren Cenevre’de sadece Güvenlik ve Garantiler konusunun ele alınacağını belirtti.

ÇELEPİS: “YA ÇÖZÜM YA ÇIKMAZ”

Haravgi gazetesine söyleşi veren AKEL Merkez Komitesi’nin Kıbrıs Sorunu Masası Başkanı, uluslararası ilişkiler uzmanı, hukukçu aynı zamanda Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in müzakere grubu üyesi olan Tumazos Çelebis, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin gelişim halindeki sürecin şu veya bu şekilde bir sonuca varacağını, bunun ya çözüm ya da çıkmazla olacağını savundu.

Kıbrıs sorununa ilişkin konferansa iyi hazırlanılması gerektiğine vurgu yapan Çelepis, bu aşamada iç boyutlara ilişkin üç-dört temel konuya odaklanılması gerektiğini, bunların çözümlenmesinin, muhtemelen konferansın başarılı sonuçlanmasına katkı sağlayacağını ifade etti.

Çelepis, Türk vatandaşlarına yönelik 4 özgürlük sağlanmasına ilişkin bir soru üzerine, bu talebin kabul edilemez olduğunu savundu. 

KİPRİANU

Haravgi gazetesine göre AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ise bir radyo kanalına yaptığı açıklamada, AKEL’in, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’ten Kıbrıs sorununda kararlılık göstermesini ve özlü konulara girmesini beklediğini ifade etti.

Kiprianu özlü konularda görüş birliklerinin olmaması durumunda geriye kalan konuların görüşülmesine neden olmadığını da belirtti.