Rum Yüksek Mahkemesi eski başkanlarından Dimitris Hacıhambis’in, Mağusa bölgesindeki taşınmazı için Rum İdari Mahkemesine başvuruda bulunduğu haber verildi.

Alithia gazetesi haberinde, Hacıhambis’in KKTC’deki taşınmazı için idari mahkemeye yaptığı başvurusuyla birlikte, Rum Yönetimi’nin ileri sürülen “Türk işgalinin” yükünü tüm vatandaşlarına eşit bir şekilde dağıtma konusundaki ihmaline karşı hareket ettiğini yazdı.

Hacıhambis’in buna paralel olarak Mağusa bölgesindeki taşınmazının kullanım kaybıyla ilgili tazminat istediğini de kaydeden gazete, Hacıhambis’le iletişime geçtiklerini ve Hacıhambis’in kendilerine “İdari Mahkemenin ilk aşamada başvurulara baktığını, başvuru sahibinin bundan memnun kalmaması durumunda ise kararı Yüksek Mahkemede temyiz edebileceğini ve bunun son kararı vereceğini, temyiz eden tarafın yine memnun kalmaması durumunda ise, AİHM’e başvurma imkânı bulunduğunu” söylediğini iletti.

Gazeteye göre Kıbrıs (Rum) Haber Ajansı KİPE’ye açıklamalarda bulunan Hacıhambis, hukukun üstün olduğu bir devlette, halk/kamuyla ilgili sıkıntıların yalnızca bir kesime değil tüm vatandaşlara bölüştürüldüğüne işaret ederek, Güney Kıbrıs’ın da bir hukuk devleti olarak bu ilkeyi anayasasına dâhil ettiğini ve Anayasanın 24’üncü maddesinde “her şahsın kendi imkânları dâhilinde kamuyla ilgili sıkıntılara katkıda bulunmakla yükümlü olduğunun belirtildiğini” ifade etti.

Hacıhambis “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1960 yılından bu yana devletin en büyük kamusal yükünün 1974 yılındaki Türk işgalinin etkileri ve (özellikle de işgal altındaki malların sakinleri ve sahiplerinin bunlardan men edilmesi ve bunların kullanım kaybıyla) topraklarının 3’te birinden fazlasının işgal edilmesi olduğu” iddiasında bulundu. 
Hacıhambis “Kıbrıs sorunu çözülmediği sürece, devletin bu kullanım kaybını tüm vatandaşlarına kamu gideri olarak bölüştürmekle yükümlü olduğunu” da söyledi.
Hacıhambis “bu şekilde devletin mülkiyet hakkını korumakla ilgili yükümlülüğünü de etkin bir şekilde yerine getireceğini, çünkü devletin bu insanlara mülklerini iade etme gücüne sahip olmaması durumunda, kullanım kayıplarıyla ilgili olarak kendilerini tazmin edebileceğini” savundu
Hacıhambis, bu yükümlülüğün anayasanın 35’inci maddesinden ortaya çıktığını ve bunun “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin mülkiyet hakkı gibi temel hakların uygulanmasını güvenceye alması gerektiğini” içerdiğini söyledi.
Hacıhambis “bu yükümlülüklerin, öte yandan, hem Avrupa Birliği temel haklar tüzüğü hem de Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinden de doğmakta olduğunu ve işgal altındaki toprakların Avrupa müktesebatından hariç tutulması dolayısıyla pekiştirilmekte olduklarını” da iddia etti.
 

“45 YILDIR HİÇ BİR ÖNLEM YOK”
Hacıhambis, “ne yazık ki 45 yıldır Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, kullanım kaybının tüm vatandaşlara kamu gideri olarak bölüştürülmesi için herhangi bir önlem almadığı” eleştirisinde de bulunduğu açıklamasında, Almanya’nın ise savaştan sonra, vatandaşlarının Doğu Almanya’daki taşınmazlarının kullanım kaybıyla ilgili olarak bunu yaptığını belirtti.
“1974 yılından bu yana yerinden edilmiş mülk sahiplerinin, Türk işgalinin yükünü kendi başlarına üstlendiklerini” de dile getiren Hacıhambis, “bütün bunlar göz önünde bulundurularak ve bütün imkanlar da tüketildiğinden, konu üzerinde yargısal bir değerlendirme yapılması için bu başvurunun yapıldığı” izahında bulundu.
Hacıhambis’in ailesinin Mağusa bölgesinde büyük taşınmaz mala sahip olduğunu ve bunun bir kısmının Dimitris Hacıhambis’in kendisine ait olduğunu yazan gazete, bu taşınmazların içerisinde Agios Memnonas’ta bir arsa bulunduğunu da belirtti.

Hacıhambis’in başvurusuna göre, bahse konu arsanın kullanım kaybının yüzbinlerce Euro olarak değerlendirildiğini öne süren gazete, Rum İdari Mahkemesine 31 Aralık 2019 tarihinde başvuru yapıldığını ve duruşmanın 4 Şubat 2020 tarihinde yapılacağını ekledi.
Politis gazetesi ise haberinde, Rum hukuk çevrelerinden kişilerin görüşlerine yer verdi.
Gazeteye göre Hacıhambis’in başvurusunun ilginç bir gelişmeden ibaret olduğunu ifade eden Rum hukuk çevreleri, bunun KKTC’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’na yapılan başvuruların aksine, Rum Yönetimi mahkemesine yapıldığını belirtti.
Gazete bunun bu yöndeki ilk girişim olmadığını ve daha önce de “Kaullas” çiftinin Mağusa’daki taşınmazları için bu yönde bir başvurusu olduğunu, fakat bundan da olumlu bir sonuç çıkmadığını ekledi.
Haber Haravgi gazetesinde ise “Hacıhambis Mağusa’daki Taşınmazı İçin Tazminat İstiyor” başlığıyla yer aldı.

KAULLAS’IN BAŞVURUSU
Alithia gazetesinde yer alan başka bir haberde ise, Kaullas çiftinin başvurusuna yer verildi.
Elde ettiği bilgilere göre, eskiden Mağusa sakini olan ve davası 4 Temmuz 2018 tarihinde reddedilen Thomas Kaullas’ın da “zararın eşit paylaşımı” konusuyla ilgili olarak, aynı konu hakkında İdari Mahkemede dava açmaya hazırlandığını yazan gazete, Kaullas çiftinin “Larnaka-Mağusa” Kaza Mahkemesine açtığı davada “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, 1974 yılındaki Türk işgal ve istilasının meydana getirdiği kamu yükünü hiçbir zaman (yerinden edilmiş olsun veya olmasın) vatandaşlarının tümüne bölüştürmeye çabalamadığının savunulduğunu” anımsattı.
Davacıların, Rum Yönetiminin en azından ileri sürülen işgalden kaynaklanan gelir kayıpları konusunda kendilerini tazmin etmekle yükümlü olduğunu savunduklarını ileten gazete, davacıların, Rum Yönetiminin bu gidişata yönelik katkıda bulunmamakla kalmayıp, bunun tam aksine, Rum kesimindeki faaliyetlerine vergi ve harç koyarak ayrımı genişlettiğini savunduklarını ekledi.