Fileleftheros “Gazla İlgili Kıbrıs Tezleri Ankara’nın Elinde... Uzlaşılanlar Kaydedildi ve Memorandum Yükümlülüklerinden Söz Edildi” başlıklı haberinde, Rum Yönetimi’nin, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Atina ziyareti sırasında Yunanistan aracılığıyla ilettiği tezlerinin içeriğine yer verdi.

RUM TEZLERİNİN İÇERİĞİ

Gazeteye göre, Rum Yönetimi ilgili belgesinde, doğal zenginliğin değerlendirilmesi konusunda büyük oranda anlaşmaya varıldığı görüşünü dile getirdi. Bunun için Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ve 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas arasında yapılan müzakerelerde varılan görüş birliklerine ve Rum Yönetimi’nin, Troyka ile yaptığı memorandumda yer alan hidrokarbonların yönetimi ile ilgili yükümlülüklerine işaret edildi.

Gazete, belgede, Kıbrıs müzakerelerinde UNCLOS (Münhasır Ekonomik Bölge, kıta sahanlığı ve sınırlandırma konuları v.b.) tarafından öngörülen bütün deniz bölgelerinin federal hükümetin yetkisinde olacağı konusunda anlaşma sağlandığının belirtildiğine işaret ederek özetle şunları yazdı:

“Belgede, 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin ilgili maddelerine atıf yapıldı. Federal gelirlerin oluşturucu eyaletlere gidecek bölümünün nüfus ve GSYİH’e (Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla) katkı oranına dayanan bir formül temelinde paylaşılacağına işaret edildi. Bu uygulamanın 10 yıllık geçiş döneminde veya Kıbrıslı Türklerin kişi başına düşen gelirlerinin Kıbrıslı Rumların GSYİH’nın yüzde 85’ine ulaşana kadar geçerli olacağı; geçiş döneminin sona ermesinin ardından paylaşımın GSYİH’ya katkı oranında yapılacağı kaydedildi.”

Gazete, Rum Yönetimi’nin bu tezinin Türkiye tarafından peşinen reddedilmediği ancak daha sonra yapılan açıklamalardan, hidrokarbonların müşterek yönetiminden daha azını tartışmaya niyetli olmadığının anlaşıldığı görüşünü ortaya koydu.

Davutoğlu’nun Atina ziyaretinin ardından Türk tarafının ilk sinyallerinin Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos’un Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile yarın Selanik’te yapacağı görüşmede alınacağını belirten gazete, beklentilerin çok yüksek olmadığını yazdı.

Gazete, Ankara kaynaklı bilgilerinin Çavuşoğlu’nun, Selanik’te düzenlenecek Dışişleri Bakanları Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısı çerçevesinde Ada’nın doğal zenginliğinin denetlenmesi ve daha çok da yönetilmesi için bir Türk-Yunan komitesi kurulmasını da öngören Türk formülünü görüşmeye açacağı yönünde olduğunu belirtti.

“TÜRKİYE TEZİMİZ ÜZERİNDE TARTIŞMAYI KABUL EDİYOR”

Gazeteye göre Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis dün, Rum Sözcü Nikos Hristodulidis’le birlikte basın toplantısı düzenledi. Rum Yönetimi’nin tezlerinin Yunan hükümeti tarafından Türkiye’ye iletildiğini söyleyen Kasulidis “Cevap bekliyoruz. Türkiye’den cevap geldiğinde, sağlık durumu elverdiğinde Başkan Nikos Anastasiadis tarafından yönetilecek” dedi. Kasulidis, şöyle devam etti:

“Başkan Anastasiadis’in son siyasi parti başkanları toplantısında üzerinde çalışılan tezimiz yazıya döküldü ve Sayın Venizelos’a gönderdik. Bu tez Türkiye’ye verildi. Türkiye bu tez üzerinde tartışmayı kabul ediyor. Kendisi de görüşlerini verecek. Türkiye’nin tepkisi her ne olursa olsun Başkan Anastasiadis’in meseleyi yönetecek duruma gelmesini beklememiz gerekiyor.”

“DOĞALGAZ MUSLUĞUNU ERDOĞAN’IN ELİNE VERİLMESİ AVRUPA’YI DÜŞÜNDÜRMELİ”

Aynı gazete “AB Lütfuna Musluğu Erdoğan’a... Moskova’dan Lefkoşa’ya Taahhüt” başlıklı haberinde ise dünkü basın toplantısında Kasulidis’in, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyareti ve muhtemel Türk-Rus enerji işbirliğiyle ilgili soruya verdiği cevabı aktardı.

Gazeteye göre, Kasulidis, “Bu, bir yandan Ukrayna’nın rolü ve Ukrayna’daki musluğun kapatılmasından endişe ederken, musluğun şimdi de Erdoğan’ın eline bırakmaya yönelen Avrupa’yı düşündürmesi gereken bir şeydir” dedi.

Kasulidis, meseleyi biraz daha detaylandırması istendiğinde, Rusya’nın tercihlerine de, Türkiye’nin enerji kavşağı olma isteğine de saygı duyduğunu belirterek, “Ben düşünsünler diye yorumumu yaptım. Türkiye doğalgazı bize getirmeyecek” ifadesini kullandı.

Kasulidis’e Rum Yönetimi’nin neden doğalgaz sıvılaştırma terminali inşa etmediği de soruldu. Rezerv miktarının, ekonomik açıdan da olanak tanıması halinde terminalin avantajlı bir gelişme olacağını kaydeden Kasulidis, “O zaman elbette terminal inşasına yöneleceğiz” dedi.

MESHKOV-ZİNON MOSKOVA’DA GÖRÜŞTÜ

Gazete, bu arada Rum Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Aleksandros Zinon’un salı günü Moskova’da Rusya Federasyonu Dışişleri Bakan Vekili Aleksey Y. Meshkov ile Kıbrıs sorunu ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini görüştüğünü yazdı.

Habere göre, Meshkov-Zinon görüşmesi konusunda Rum Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, ana gündem konusu Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Mokova ziyareti olan görüşmede ikili ilişkilerin gözden geçirildiği ve Güney Kıbrıs ile Rusya arasındaki işbirliğinin yeniden teyit edildiği belirtildi.

Açıklamada, Meshkov’un, Rusya’nın,  Kıbrıs sorununda BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun bir çözüm yönündeki çabalara desteğini yinelediği ve Rum Yönetimi’nin sözde “MEB’indeki egemenlik haklarına saygı gösterilmesi gereğine” işaret ettiği belirtildi.

“BİZİ TÜRK PROPAGANDASI YÖNLENDİRECEK DEĞİL”

Simerini, Kasulidis’in Hristodulidis eşliğinde dün düzenlediği basın toplantısını, “Hiçbir Senaryo Yok... Dışişleri Bakanı, Formülü, Türk Propagandası Olarak Niteledi” başlığıyla okurlarına aktardı.

Gazeteye göre, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına dair hiçbir formül var olmadığını ve görüşülmediğini savunan Kasulidis, “Hiçbir senaryo yok. Bizi Türk propagandası yönlendirecek değil” dedi.

TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Atina’da müzakerelerin yeniden başlamasıyla ilgili bir formül ve Kıbrıs sorununun çözülmemesi halinde hidrokarbonların çıkarılma prosedürünü denetleyecek bir Türk-Yunan ortak komitesi kurulmasının görüşüldüğü açıklamalarını hatırlatan Kasulidis, Rum basını ve siyasi partilere, Türk medyasına sızdırılanları ve Türkiye kaynaklı açıklamalara kapılmamaya ve bunlarla ilgili senaryolar yaratmama çağrısında bulundu.

Kasulidis, şunları söyledi:

“ARABULUCULAR ARASINDA SADECE YUNANİSTAN’A GÜVENMELİYİZ”

“Baştan beri Barbaros’un yarattığı konuya ara çözümler öneren arabulucular arasında sadece Yunanistan’a güvenmemiz gerekir. Tezlerimizi Atina aracılığıyla Türkiye’ye ilettik. İlettiğimiz tezler diyalogun devam etmesine gerekli şartların oluşması için ‘Barbaros’un barış yolunun önünden çekilmesi’ yönündedir. Tezlerimizde, hidrokarbonlardan edinilecek gelirlerin bütün Kıbrıslılara ait olduğu ve Kıbrıs sorununun çözümünden sonra bütün Kıbrıslılara adilane dağıtılacağı da belirtiliyor.

Atina’nın ilettiği öneri Ankara’nın elindedir ve yorumlaması için Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu görevlendirilmiştir. Şu ana kadar hiçbir tepki yok. Olduğu anda Sayın Venizelos bilgilendirecek. Tepki olsa bile, konuyu yönetme yetkisi şu anda hasta olan Başkan Anastasiadis’indir. Olgular bunlar. Biz Atina aracılığıyla bir öneri yaptık. Şimdi de Türklerin tepkisini bekliyoruz.”

Kasulidis, Rum Yönetimi’nin Kıbrıs müzakerelerine geri dönmek için öne sürdüğü “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına yeterli saygı göstergesi”nin ne anlama geldiği yönündeki soruyu yanıtında,  “Bunu, geçici bir çözüm mü olacağı, yoksa bazı kriterleri (sorunu) kalıcı hale mi getireceğini içerikten anlayacağız” dedi.

ENI’NIN BAŞLAYACAĞI YENİ SONDAJA GÖSTERECEĞİ TEPKİ

Gazete, şu yorumu yaptı:
“Aslında, Barbaros makul bir zaman zarfında Kıbrıs MEB’i içerisinde yeni faaliyetlerde bulunmaması halinde bunun faaliyetlerine son verdiği şeklinde algılanması görüşü netleşmeye başladı. ENI’nin önümüzdeki haftalarda başlayacağı yeni sondaj çalışmasına göstereceği tepki Ankara’nı tavrıyla ilgili ana gösterge olarak algılanacak. Barbaros yeniden sorun yaratmaya veya ruhsat sahibi şirketlerle yarışmaya yeltenmezse, müzakereleri askıya alma kararımızı bozabiliriz.

Elbette yeni bir taciz olmaması, bunların her an yeniden başlama tehlikesini ortadan kaldırmaz ancak bu aşamada hükümetin eğilimi, Barbaros’un ayrılmasından sonra ilk etapta Türkiye’nin tavrını değerlendirmektir. Türkiye’nin yayımladığı Navtex’in süresi ay sonunda bitiyor. ”

“ORMAN VAR, AĞAÇLAR VAR. ORMANLA AĞAÇLARI KARIŞTIRMAMAK LAZIM”

Gazeteye göre, Yoannis Kasulidis, AB Genel İşler Konseyi’nin beklenmekte olan, Türkiye de dahil aday ülkelerin yükümlülükleriyle ilgili sonuç bildirgesine de değindiği basın toplantısında “Bir orman var, birçok da ağaç var” dedi, şöyle devam etti:

“Orman, müzakere başlıklarını açacak veya açılmalarını öngörecek herhangi bir söylemi kabul edemeyecek olmamızdır. Bu, Türkiye’nin üyelik sürecinin bütün başlıklarıyla ilgilidir ancak 23 ve 24 numaralı başlıklarda yoğunlaşıyor. Bir de ‘ağaçlar’ var. Yani bu sonuç bildirgesinin, Ekim ayındaki Avrupa Konseyi’nde belirlenen son olayları ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Mahkemesi kararları gibi diğer gelişmeleri de içermesini başarmamız.  Ormanla ağaçları karıştırmamalıyız.”

Gazete, Kasulidis’in “gazetecilerin çizdiği çizgiden gitmem” diyerek sert bir üslupla Rum basınını eleştirdiğine de işaret etti.

Önümüzdeki Avrupa Konseyi zirvesinde Rum Yönetimi’ni, Anastasiadis’in vekili olarak Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru’nun temsil etmesi konusunda görüş istenen Brüksel’den yeşil ışık geldiğini yazan gazete, Kasulidis’in bunun doğruladığını haberine ekledi.

ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI

Politis, basın toplantısıyla ilgili haberini “Soğukkanlılık Tavsiye Ediyorlar... Kasulidis, ‘Tezlerimizi Sunduk, Cevap Bekliyoruz’ Diyor... Hükümet, Türkiye ve Yunanistan Tarafından ‘Denetim’ Formülünü Değersizleştiriyor” başlığı altında özetledi.

Gazete, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye Petrolleri’nin 60’ıncı kuruluş yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, Türkiye’nin kendi platformunu kendi tersanesinde inşa edebilecek kabiliyette olduğu ve yakında Kıbrıs açıklarında sondaj yapılacağı açıklamasını “Eroğan’dan Sondaj Niyeti... Barbaros NAVTEX Dışında... Platform İnşa Edebiliriz” başlığıyla aktardı.

Alihtia ise haberi “Yoannis Kasulidis: ‘Hiçbir Senaryo Yok’” başlığıyla aktardı.