Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’in bu görevden ayrılma ihtimalinden kaynaklanan Rum müzakere heyetindeki değişiklik perspektifi ve heyet üyeleri arsındaki eşgüdüm sorunu ile müzakere masasında gözlemlenmekte olan zorluklar nedeniyle prosedürde durgunluk yaşanması nedeniyle Rum tarafının müzakerelerden “yorulduğu” ve “mızmızlanmakta olduğu” haber verildi.

Haftalık Kathimerini, “Kıbrıs Rum Tarafında Müzakerelerden Yorulma İşaretleri” başlıklı haberinde, Rum tarafındaki bu durumun karakteristik örneğinin, geçen hafta ortaya atılan, iki taraf arasında, çözümden sonra ortak ordu kurulmasında anlaşmaya varıldığı meselesi olduğuna dikkat çekti.

Gazete müzakerelerde olup bitenleri yakından bilen kaynağının, ortak ordu meselesini kimlerin görüştüğü, ne zaman ve hangi şartlar altında anlaşmaya varıldığını sorduğuna ve Rum müzakere heyeti saflarında bir “karmaşa” hakim olduğuna dikkat çektiğini yazdı.

Habere göre aynı kaynak “Ortak ordu iddiasının Kıbrıs Türk liderliğince resmen yalanlanması durumun ciddiyetini, bizim tarafın icraatlarından bazılarının müzakere prosedüründe yarattığı zorlukları gösteriyor” ifadesini kullandı.

Gazete Kıbrıs müzakere prosedüründeki kısırlığın ve Rum tarafında gözlemlenmekte olan  “yorgunluk işaretlerinin” BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ile uzlaşılan gayrı resmi takvimi ortadan kaldırmadığını, bu takvim temelinde tarafların 4 başlıktaki (yönetim, mülkiyet, ekonomi ve AB) müzakerelerinin yaz sonuna kadar tamamlanması gerektiğini yazdı.

Gazete, Eylül’den itibaren müzakerelerin “Toprak” başta olmak üzere, geriye kalan konularda ilerlenebilmesi için bu 4 başlıktaki müzakerelerin, yakınlaşma ve anlaşmazlıklarla ilgili müzakere belgelerinin netleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Habere göre taraflar bu gayrı resmi takvime uysalar da, mülkiyetin ana ilkelerindeki anlaşmazlıklar aşılmadan müzakerelerin sonraki aşamasına geçilemeyecek çünkü Kıbrıs Türk tarafı mülkiyet ”engeli” aşılmadan toprak, güvenlik ve garantilerle ilgili özlü müzakereye girmeyecek.

Gazete bu olguların, müzakere prosedürünün önümüzdeki aylarda gerek taraflar arasındaki yakınlaşmaların gerekse varılacak yakınlaşmaların netleştirilmesi açıdan en kritik dönemde olacağını, bütün bunların Kıbrıs sorununun 2016 içerisinde kesin sonlanıp sonlanmayacağına dair gerçek perspektifleri belirleyeceğine işaret etti.