Alithia gazetesinin haberine göre, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Türkiye’nin AB sürecine ilişkin söz konusu bildirgenin “yeni üç unsur içerdiğini” iddia etti.

Hristodulidis, bu unsurlardan ilkinin, “Türkiye’nin Kıbrıs karşısındaki yükümlülüklerine ilişkin paragrafta,Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanınması gerektiğine dair net ifadenin yer alması” olduğunu iddia etti.

Bildirgede, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamasına ilişkin paragrafta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 46’ncı maddesine değinilmesini sağlayarak Türkiye’nin yükümlülüklerine ilişkin söylemin güçlendirilmesinin sağladıklarını da öne süren Hristodulidis, raporda yer alan üçüncü unsurun ise Türkiye’nin Kıbrıs sorununa ilişkin yükümlülüğüne yapılan vurgu olduğunu savundu.

Hristodulidis, Türkiye’nin müzakerelerin yeniden başlamasına imkan sağlayacak olumlu havanın oluşmasını sağlaması gerektiğine vurgu yapıldığını da ifade etti.

RUM SİYASİ PARTİLERİ SONUÇ BİLDİRGESİNDEN MEMNUN KALMADI

Öte yandan Fileleftheros ve diğer gazeteler, Rum siyasi partilerinin AB Genel İşler Konseyi’nin sonuç bildirgesinden memnun kalmadıklarını yazdılar.

Gazete, Rum siyasi partilerinin, AB Genel İşler Konseyi’nin sonuç bildirgesinde bazı “olumlu unsurlara” karşın Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesindeki (MEB) “ihlalleri” konusunda daha net ifadelerin yer alması gerektiğini belirttiklerini yazdı.

Habere göre DİSİ’den yapılan açıklamada, bildirgede olumlu unsurlar olmasına karşın tıpkı Ukrayna krizinde olduğu gibi daha fazla dayanışma sergilenebileceği belirtilirken, AKEL’in açıklamasında ise Türkiye’nin kesin bir dille kınanması ve Navtex’in geri çekilmesinin talep edilmesi gerektiği öne sürüldü.

DİKO ve Rum Vatandaşlar Hareketi de açıklamalarında, sonuç bildirgesinde Navtex ve Barbaros gemisinin Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inden geri çekilmesine ilişkin kınama yer almamasını eleştirdiler.