Fileleftheros Türkiye’nin hareketlerinin, temaslarının ve planları çerçevesinde bundan sonraki adımlarını ileri götürme yöntemlerinin, Doğu Akdeniz’in Rum Yönetimi tarafından tek yanlı münhasır ekonomik bölge ilan edilen bölgesinde araştırma yapmakta kararlı olduğunu gösterdiğine dikkat çekti.

Haberi “Bir Sonraki Adım Platform Getirmek... Ankara’nın Uluslararası Şirketlerle Temasları, Kendi Platformunu Almaya Da Yöneliyor” başlıklı haberinde Türkiye’nin sonuna kadar gideceğinin hem Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin Pazartesi gününden beridir Doğu Akdeniz’deki sözde “Rum parselleri” içerisinde gezmesinden hem de Türk hükümetinin bundan sonra atacağı adımlarla ilgili temaslarından anlaşıldığını yazdı.

Gazete güvenilir bilgilere dayanarak Türk hükümetinin, Kıbrıs’ın güney denizine ve sözde “Rum parsellerinde” (Barbaros’un son günlerde dolaştığı bölgede) kurmak üzere platform kiralamak için en az iki şirkete başvurduğunu ancak şirketlerin, Rum Yönetimi’nin ve belki üçüncü tarafların tepkisiyle karşılaşacaklarını anlayıp olumsuz cevap verdiğini savundu.

Temas ettiği şirketlerden olumsuz cevap alan Türkiye şu anda kendi sondaj platformunu satın almaya yöneldiğini, bu amaçla Azerbaycan devlet şirketi SOCAR ile temas ettiğini yazan gazete özetle şöyle devam etti:

“Platform satın almanın yasak değil. Sondaj platformunun ederi 100-150 milyon Euro civarındadır. Türkiye’nin kısa süre önce bir kara sondajı yaparak bu istikamete yöneldiğine işaret ediliyor. İyi bilgili kaynaklar Ankara’nın, Piri Reis gemisi ciddi araştırmalar yapamadığı için Barbaros’u da özet prosedürlerle satın aldığını hatırlatıyor.

Türk araştırma gemisinin geçen Pazartesi gününden beridir bölgede olması yalnız Ankara’nın Lefkoşa’ya siyasi mesaj verme kararıyla ilgili değildir. Hareketleri,  tamamen sismolojik araştırmalar alanına girdiğini doğruluyor. Barbaros bölgeyi kısımlara ayırmış ve 1, 2, 3 ve 9 numaralı parsellerin büyük bölümündeki enerji zenginliğini işaretlemişti.

Bütün bu hareketler, bundan sonraki adımlara hazırlıktır. Türkiye bundan sonra, bölgeye platform getirip araştırmalara başlamak istiyor.  Bu niyetini ileri götürür ve uygularsa o zaman Kıbrıs’ın deniz bölgesini istila ve işgalinden söz edilecek. Bu kadar ciddi, daha çok da tehlikeli bir gelişmenin engellenmesi Lefkoşa’nın bu aşamada, Ankara’nın projelerini uygulanamaz hale getirmek için yapacağı hareketlere bağlı olacak.”