Çene kemiğine yerleştirilen özel tasarlanmış vidalarla yapılan implant son yılların en çok tercih edilen ağız-diş uygulamaları arasında yer alıyor. 

Uygulama ile çiğneme etkinliği, konuşma yetisi, psiko-sosyal rahatlama ve gülüş estetiği sağlandığını belirten Çene Cerrahisi ve İmplantoloji Uzmanı Doç. Dr. Birkan Taha Özkan, implant operasyonunda yatay ve dikey dişeti kesileri yapıldığını, işlem bitince de dişetinin dikişle kapatıldığını söyledi. 

Özkan’ın verdiği bilgiye göre, lazerli dikişsiz implant operasyonunda ise implant uygulanacak bölgedeki dişeti kapak şeklinde lazerle alınıyor, implant yuvası özel uçlarla açılıyor, 1-1.5 dakika gibi bir sürede, implant yerleştirilerek operasyon tamamlanıyor.

LAZERLİ İMPLANT İLE RİSKLER AZALIYOR

Her operasyonun risk taşıdığını ancak lazerle dikişsiz implant operasyon tekniğinin, enfeksiyon riskini azalttığını, iyileşmeyi hızlandırdığını belirten Diş Hekimi Özkan, yöntemin diğer avantajları hakkında şunları söyledi: 

“Dişeti yarılmadığı ve dikiş olmadığı için, dikiş atma riski yoktur, implant-kemik kaynaması da hızlı olmaktadır. Bu operasyon tekniğinde, kanama ve ağrının neredeyse olmaması itibariyle, operasyon ağzı açıp kapayıncaya kadar denilebilecek hızda, 1-1.5 dakika gibi kısa sürede bitiyor. Açık yara olmadığı için dişeti ve implant-kemik iyileşmesi hızlı olur, ağrı-hassasiyet azalır, bölgesel kemik erime ihtimali azalır, operasyon sonrası yemek yeme kolaylaşır, hasta operasyon sonrasını rahat geçirir.

“KEMİK ERİMESİ RİSKİ DAHA AZ”

Operasyon sonrası ciltte morarma, yüzde şişlik, implant düşmesi, implant kaynaklı kemik erimesi riski gibi bir takım olasılıkların ortaya çıkması, günümüzde uygulanan normal implant operasyonlarına göre lazerle dikişsiz implant operasyonunda çok daha azdır.”

LAZERLİ İMPLANT HANGİ HASTALIKLARDA DAHA AVANTAJLI?

Lazerle dikişsiz implant operasyon tekniği, özellikle iyileşme problemi olan şeker hastalarında, kanama problemi olan ve kan sulandırıcı kullanan kalp hastalarında, enfeksiyona yatkın, direnci düşük olan bireyler ve belirli seviyedeki kanser hastalarında, ileri derecede böbrek ve karaciğer problemi olanlarda, ağrı eşiği düşük olan hastalarda, antibiyotik ve ağrı kesici kullanımı esnasında mide-bağırsak rahatsızlığı çekenlerde, geçmişte diş hekimliği korkusu nedeniyle psikotravma yaşamış olanlarda avantaj sağlıyor.