CTP Milletvekili Erkut Şahali, “Deprem bölgesinde gerçekten ihtiyaç duyulan şeylerin yönlendirilmesi gerekirdi. Sivil toplum örgütlerinin de destek vermesiyle bin konut projesi ortaya çıktı. Aslında hükümet bir halkla ilişkiler çalışmasını da başlattı. Gönüllülük esası yasa marifetiyle zorunluluk esasına dönüştü. Deprem yaralarını sarmak bir yanda depremin yıkıcı etkilerini önlemek adına iki unsur öne çıkarıldı. Bu yasa gücünde kararname çıktığında sivil toplum örgütleri yardımların kesildiğini ifade etti. Devlet kendi imkânlarına yurttaşlardan sağladıklarıyla sahiptir. Devlet hastane ve okul yapımı için yurttaştan ek kaynak talep etmez. Hükümetin yaptığı bire iletişim kampanyası gibi görünüyor. Güvenmediğimiz bir yapıya kendimizi daha fazla kaptırmayı doğru bulmuyoruz” dedi. 


Şahali, “Türkiye’ye bakınız 13 milyon insanın etkilendiği korkunç bir yıkım yaşadı. Ancak buna rağmen hayatın devamı da bir zorunluluktur. Bunun devamını sağlayacak olan da devlettir ve devletin çarklarının da dönmesi bir zorunluluktur. Türkiye depremin acısını korkunç bir şekilde yaşıyor. Uluslararası finans çevreleri depremin maliyetinin yaklaşık 100 milyar dolar olduğunu söylüyor. Ancak Türkiye de kimse bir maaş kesintisinden bahsetmiyor. Türkiye ekonomisinin ekonomisinde yüzde 4.5-5 oranında bir büyüme bekleniyor. Türkiye de maaş kesintisinden bahsedilmiyorken, KKTC’de bunların konuşulması beklentilerin çok gerisinde kalan bir kaynak ortaya çıkarır. Maalesef bu konuları sağlıklı bir şekilde değerlendirecek bir yapıyla karşılaşmadık.