Son birkaç yıldır, ki özellikle son 2 yıldır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi “Mülkiyet” konusu üzerinden KKTC’yi köşeye sıkıştırmak için elinden geleni ardına koymuyor…
Güney Kıbrıs’ta yabancı uyruklu olan ve KKTC’de emlak sektöründe çalışan 2 kişi hapis cezasına çarptırıldı…
Bu tutuklamalar özellikle yabancı yatırımcıların gözünü korkutmak için yeterince geçerli bir sebep olarak artık karşımızda duruyor…
Tabi bu tutuklamaların yanı sıra KKTC’de faaliyet gösteren 29 firmanın isimleri de Whatapp gruplarında oradan oraya gidiyor…
KKTC’de bulunan bu 29 şirket hakkında Güney Kıbrıs’ta suç duyurusunda bulunulduğu konuşuluyor…
Zaten gerçekleşen tutuklamalar, sonuçlanan davalar ve devam eden yargılamalar, Güney Kıbrıs’ın bu konuyu daha da ileri götüreceğinin en somut kanıtıdır…
…
Güney’de kesinleşen hapis cezalarının ardından birkaç gündür bir söylentidir gidiyor: Kapalı Maraş tamamen açılacak…
Bu konuyu ilk Gazeteci Hasan Hastürer gündeme getirdi…
Bu söylenti doğru mudur bilmem ancak Kapalı Maraş açılsa bile hangi yabancı yatırımcı oraya yatırım yapmak isteyecek?
O nedenle de Türkiye ve KKTC firmalarının olası bir açılımda neler yapabileceğine bakmak gerekiyor…
Kapalı Maraş açılmalı mı?
Çok geç bile kalındı…
Ancak Güney Kıbrıs’ın KKTC ile uzlaşmaz tavrı, fevri politikaları, Kıbrıslı Türkler üzerinde Mahalle Baskısı oluşturma çabası ve Uluslararası arenayı kendi çıkarları için kullanması olası bir açılımda artarak devam edecek…
Kapalı Maraş’ın neden artık daha fazla kapalı kalmaması gerektiğini ayrı bir yazıda yazacağım…
…
Konuştuğum birkaç iş insanı, Güney’de kesinleşen hapis cezalarını, KKTC ekonomisi açısından oldukça tehlikeli bir oyun olarak değerlendirdi…
Zaten yükselen döviz ve diğer ekonomik etkenlerden dolayı inşaat sektörü ciddi bir sarsıntı yaşıyor…
Bir de bunun üzerine Güney’de gerçekleşen tutuklamalar yabancı yatırımcıları korkuturken, değişen yasalarla birlikte KKTC’de yatırım yapmaktan uzaklaşması da diğer bir sorun olarak sektörü durma noktasına getirmiş durumda…
…
Peki, gelelim asıl soruya…
Biz ne yapacağız?
Sanıyorum ki bundan sonra yapabileceğimiz tek bir şey kalıyor, o da Türkiye’deki yatırımcıları KKTC’ye çekmek…
Çünkü yaşanan bu gelişmelerden sonra yabancı yatırımcılar KKTC’de konut edinmek için birkaç kez düşünecektir…
Ülkemize yerleşen yabancılar Güney Kıbrıs’a gidip gezen, oradaki havalimanlarını kullanan kişiler…
Bundan sonra tutuklanma korkusuyla hareket edecekleri için elimizdekini tutmamız gerekir…
Devletin bu kişilere sahip çıkması, yatırımsal anlamda kolaylıklar sağlamalı ve fırsatlar sunulmalıdır…
Devlet bu kişiler için uluslararası anlamda da adım atmalı, gerekirse Güney Kıbrıs’ı AİHM’e şikâyet etmelidir!
Aksi takdirde “Biz bize” bunun içinde oturacağız…
…
Gerek Cenevre’de yapılan gerekse de ara bölgede yapılan “Sözde” temasların görüldüğü üzere sürece hiçbir etkisi olmuyor…
Tam tersine Güney komşumuz dozunu giderek artıran bir tavırla hareket etmeye devam ediyor…
Bu tavra ve yapılanlara ne kadar daha sadece “Kınama Mesajları” yayınlamaya devam edeceğiz?
Yeterli değil…
Somut adımların atılması için çok geç kalındı…
Bir an önce gereken girişimler yapılmazsa eğer bizi Rumların daha tehlikeli oyunları bekliyor…
Zaman oyun ve ezber bozma zamanıdır…