Haber: Pelin Yükselay
Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın sorularını yanıtlayan Akpınar, hükümetin Ankara ziyaretini, gündemdeki projeleri, güvenlik yapılanmalarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hükümetin Ankara ziyaretini ve yapılan açıklamaları değerlendiren Akpınar, “Hükümet programında olan yatırım başlıklarının 2026 yılında tamamlanmasına yönelik tam bir sonuca varıldığını görüyoruz. Sürecin akışı Ankara ziyaretiyle net bir şekilde planlandı. Ben hükümetimize başarılar diliyorum. Yılmaz ve Üstel’in ortak dili net. Bizim bağlarımız finansal değildir, bağlarımız geçmişten gelmektedir. Geçmiş hükümetler döneminde hayata geçirilemeyen projelerin hayata geçirilmesi devam edecek” ifadelerini kullandı.
Akpınar, Başbakan Ünal Üstel’in 2026 yılının tamamlanma yılı olacağı mesajını vurgulayarak, “Sağlıkta atılan adımlar 2026’da tamamlanacak. Karayolları, altyapı, fiber optik projeleri tamamlanacak. Yükseköğretim, turizm ve inşaat alanında yeni düzenlemeler hayat bulacak. 2026’da bu süreçler tamamlanacak. Su, elektrik altyapısı fiilen çözülecek” dedi.
“Milli İstihbarat Kurulmalı”
İç güvenlik konusuna da değinen Akpınar, adada farklı uluslararası yapıların faaliyet göstermesinden dolayı ciddi kaygı duyduklarını belirtti.
“Adamıza gelen tetikçilerin yanı sıra uluslararası farklı suç ağlarının adamızda fiilen yapılanmaya başlamasından dolayı ciddi kaygı duyuyoruz. Hali hazırda var olmayan kendi milli istihbaratımızın kurulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Akpınar şöyle devam etti:
“Bunların hepsi kaygı verici. Sadece kapıların kontrolleri değil, Milli İstihbaratın ülkemizde oluşması gerekmektedir. Ben Sayın Başbakanımızın adım ve kararlarını yerinde buluyorum. Türkiye’de Milli İstihbarat var ama bizde yok. Bu noktada ortak güvenlik alanı oluşturulmalı. Bu bizim iç zafiyetimizdir. Bu alanda Türkiye ile birlikte çalışmalıyız. Her türlü kriminal aktivite Güney sınırlarımızdan da ulaşabilir. Çalışılmalı. Polisin de güçlü yapısı oluşturulmalı.”
“Cumhurbaşkanlığı seçim süreci Erhürman için başladı”
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin değerlendirmede bulunan Akpınar, “Süreç Erhürman için başladı. Bu sürecin akışında halkımıza pompalanan umut ve beklenen doğru sonuçların iki devletli çözümle ileriye taşınacağını da hep birlikte görmüş olacağız,” dedi.
“Erken seçim söylemleri Cumhurbaşkanlığı süreciyle bağlantılı değil”
Erken seçim tartışmalarına da değinen Akpınar, bu söylemleri Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilişkilendirmediğini söyledi.
“Ben erken seçim söylemlerini Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlamıyorum. Muhalefet her zaman iktidarı zor durumlara yönelik söylemlerde bulunuyor. Bizim bundan sonraki süreci çok daha iyi yönetmemiz gerekiyor. Muhalefet bütçe görüşmeleri başlamadan borçlanmayı dillendirmeye ve negatif bilgi yaymaya başladı. Hükümet yapısının tek sorunu doğru zamanda yanıt vermemek” dedi.
“Hükümet eleştirilere hızlı ve kararlı yanıt verebilmeli…”
Akpınar, hükümetin bu tür söylemlere karşı daha hızlı ve kararlı bir şekilde cevap vermesi gerektiğini belirtti:
“Bundan sonra bizlerin bu söylemlere karşı hiç çekinmeden, anında onların terbiye seviyesine göre yanıt vermesi gerektiğini düşünüyorum. Temennim, Maliye Bakanımızın anında bunlara karşılık vermesidir. Halk, oluşan bilgi kirliliğinden dolayı gelecek kaygısına girmiş ve hükümete karşı inançsızlık içerisinde. Aslında tam tersi, KKTC gerçekliği ortada, yapılması gerekenler belli. Sürecin doğru yönetilmesi ve eş zamanlı çalışma yürütülmesi gerekiyor.”
“Güney Kıbrıs’ın girişimleri son bulmalı”
Mülkiyet konusuna da değinen Akpınar, Güney Kıbrıs’ın kendi iç hukuk yoluyla Kıbrıslı Türkleri yargılamasının kabul edilemez olduğunu vurguladı:
“Güney Kıbrıs’ın girişimleri son bulmalıdır. Kendilerinin sözde yarattıkları iç hukukla bizim insanımızı yargılıyor olmaları kabul edilemez ve bu hukuk teröründen başka bir şey değildir,” dedi.
Akpınar, Kuzey’de de aynı şekilde karşı davaların açılması gerektiğini belirtti şu ifadeleri:
“Bizlerin de kendi içimizde şu anda Güneyde bıraktığımız mallarına karşın adım atmamız gerekiyor. Biz de aynı davaları kendi iç hukukumuzda açmalıyız. Niye aynı kararları bizim mahkemelerimiz vermesin? Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) ortada, TMK’da her iki toplum için çalıştırılmalı. Bizler de yol bu ise kendi haklarımızı adanın güneyinde var olan mülklerimize karşı kullanmamız gerekiyor.”



