Demokrat Parti (DP) Milletvekili ve Genel Sekreteri Serhat Akpınar, Gündem Kıbrıs Web TV ekranlarında Gizem Özgeç'in hazırlayıp sunduğu Meclis Bahçesi programının konuğu oldu.

DP ADIM ADIM HAZIRLIK SÜRECİND

Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Akpınar, Anayasa Mahkemesi’nde siyasi partilerin yasa ve düzenlemelerle ilgili almış olduğu kararlar, o süreçlerin yönetilmesi ve seçim yasaklarının nasıl ele alınacağı, seçim sürecinin ne şekilde programlanacağı gibi konularda güzel bir istişare toplantısı gerçekleştirildiğini belirtti.

Yaklaşık yarım saatlik bir toplantı gündemi sonrasında tüm siyasi partilere başarılar dileyen Akpınar, "Demokrat Parti burada kendi iç açılımlarını, örgütlerinde hazırlıklarını, seçim komitelerini, seçim kurulunu adım adım oluşturmaya başladı" dedi.

"HEPİMİZİN İSTİKRARA İHTİYACI VAR"

"Hepimizin bir istikrara ihtiyacı var" diyen Akpınar, şu anda geçmekte olunan süreçte yaşananların ve herkesin bu süreci daha doğru bir şekilde, muhalefetiyle, ortak akılla hareket etmek suretiyle ele alması gerektiğini vurguladı. 

Muhalefetin erken seçim söylemleriyle erken seçime gidilmeyeceğinin altını çizen Akpınar, ara seçime hazır olduklarının altını çizdi.

SERHAN AKTUNÇ, MECLİSİMİZİN İHTİYAÇ DUYDUĞU BİR VEKİL”

Milletvekilliği adaylığı için Serhan Aktunç ve bir başka isminde başvuruda bulunduğunu belirten

Akpınar, "Serhan Bey geçmişte de milletvekili adayımızdı. Genç, iyi bir bürokrat ve siyasi deneyimlere sahip. Çok yönlü oluşu, tüm halkımızı kucaklayabilecek donanıma sahip olması ile meclisimizin de ihtiyaç duyduğu bir vekil gücü olarak düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Akpınar,  Demokrat Parti'nin bu yönde almış olduğu kararla da halkın karşısına çok değerli bir milletvekili adayını da açıklayacaklarını söyledi.

"DEĞİŞİME GİDİLMEYECEĞİNİ RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİRİM"

14 Mayıs'ta Türkiye'de gerçekleşecek seçimlere değinen gerçekleşecek Akpınar, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaya koymuş olduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili her türlü karar yaklaşım ve siyasi olgular hiç bir şekilde değişmeyecektir" şeklinde konuştu.

 Akpınar, seçim sonrasında gerek Akdeniz'de gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin stratejik olarak yer almış olması şekli itibariyle de herhangi bir farklılık oluşmayacağını söyledi.

Akpınar, Türkiye’de seçim sonuçları ne olursa olsun hükümetin aynı istikrarla yoluna devam edeceğini belirtti.

HÜKÜMET İSTİKRARLI ŞEKİLDE YOLA DEVAM EDECEK

İstikrarı korumak için hükümet ortaklığının ve birlikteliğinin oluşturulduğunu belirten Akpınar, "Benim gördüğüm koalisyon ortaklarının bu süreci olabilecek en doğru şekilde yönetmiş olduğudur. Yarın da Sayın Başbakan'ın ortaya kurmuş olacağı başarı çizelgesinde bunu hepimiz görmüş olacağız" şeklinde konuştu.

"HALA BELİRLİ KONULARDA BU KISITLANMAYI YAŞIYORUZ"

DP'nin üstlenmiş olduğu kurum ve kuruluşlardaki etkinliği ve yeterliliği kısıtlanmıştı diyen Akpınar, "Halen daha belirli konularda bu kısıtlanmayı yaşıyoruz. Aşabilmek için istişare etmek suretiyle de çözmeye çalışıyoruz. Ancak şunu görüyorum istişareyle çözebildiğimizi ve bu çözüm içinde özellikle Başbakan Ünal Üstel'in de bu yönde oldukça iyimser olduğunu ve temennimde bundan sonraki süreçlerde de hükümetimizin daha hızlı daha doğru sonuçlar ortaya koyabilecek olmasıdır" dedi.

“BAŞBAKAN ÇIKIŞLARIMDAN RAHATSIZ”

Koalisyon ortakları olarak kendi özeleştirimizi yapabilmeliyiz diyen Akpınar, meclis kürsüsünden eleştirisel her türlü doğru olamayan ve doğru olması yönündeki adımları aktardığını belirtti.

Zaman zaman doğru karşılanmadığından bahseden Akpınar, "Sayın Başbakan belli başlı zamanlardaki çıkışlarımdan oldukça rahatsız. Ancak hükümetimizin ortaya koymuş olduğu çalışmada, otak akılla hareket etmede hiçbir boşluk bırakmamaya çalışıyorum" dedi.

"ULUSLARARASI HUKUK KENDİ İÇ HUKUKUMUZA DAHİL EDİLMELİ”

Uluslararası hukukta KKTC'nin de dahil olmasını gerektiren bir çok konu başlığını yasal düzenlemelerle iç hukuka taşımaya çalıştığını ve bunu birinin yapması gerektiğini söyleyen Akpınar,  "Toplum ve hükümet olarak da öncelikler arasında tabi ki şu anda bahsetmiş olduğumuz Uluslararası hukuk ve buna bağlı düzenlemelerin kendi iç hukukumuza dahil edilmesi konusunda bir çaba sarf edilmiyor. Benim gösterdiğim çaba ve şu anlık kazanmış olduğumuz yasal düzenlemeler, ilgili bakan ve bakanlıklarımız bundan sonraki tüm süreçlerde ihtiyaç duydukları bu yasal düzenlemeler dahilinde yapacaklardır" dedi.

"YÖDAK  HERHANGİ BİR ADIM ATMIYOR"

Yüksek Öğretim politikalarının oluşturulmamış olduğunu ifade eden Akpınar, "Oluşmasına yönelik hiç bir şekilde adım atılmaması, YÖDAK'ın bu yönde herhangi bir adım atmıyor olması tüm bu süreçleri denetimsiz bir zamana bırakıyor" şeklinde konuştu.

"ORTAYA DA ÇOK CİDDİ SORUNLAR ÇIKMAYA BAŞLIYOR"

Akpınar, Yüksek Öğretim Kurumlarının öğrenci sayısı, sürdürülebilirlik ve niteliğe bakmadan öğrenci kabul ettiğini belirten Akpınar,"Tabiki ortaya da çok ciddi sorunlar çıkmaya başlıyor. Özellikle ada da demoktafik yapımızda ciddi değişiklikler oluşmaya başladı farklı kültürlerle etkileşim noktasında kendimizi hazır olmadığımızı gördük. Burada gerek emniyetin gerekse farklı kültürel süreçleri kontrol eden yapıların hazır olamaması sebebiyle de sıkıntılar yaşıyor olduğumuz görüyorum" dedi.

Bunların ortadan kalkması içinde Yüksek Öğretim politikalarının bir an önce hayat bulması, YÖDAK'ın kendi iç sorunları süraatli bir şekilde çözmesi, Üniversiteleri kucaklıyor durumda olması ve bu sorunların diğer ülkelerde olduğu gibi ortadan kalkması gerektiğinin önemine değinen Akpınar, "Akıl dışı açıklamalar yapılıyor. Bunlar başka ülkelerde görülmüyor" şeklinde konuştu.

"DAHA AKILCIL YAKLAŞIMLAR ORTAYA KONULMALI"

Akpınar, "Yüksek Öğretim Kurumlarının geleceğini sürdürülebilirliğini ortadan kaldırmak ve buna bağlı olarak bir takım sorunlar yaratmak yerine çok daha akılcıl yaklaşımlar ortaya konması gerekiyor" dedi. Milli Eğitim Bakanı ve YÖDAK  başkanına değil YÖDAK yönetim kuruluna da çok ciddi görevler düştüğünü vurgulayan Akpınar,

"YÖDAK şu an tamamen taraflı ve Yüksek Öğretim kurumlarından intikam alır duruma geldi. Oradaki belirli akademisyenler, daha önce mevcut üniversitelerde çalışan akademisyenler şu anda üniversitelerden intikam alırcasına davranmaya başladı. Bunun böyle olmaması gerekiyor. YYÖDAK'ı ortadan kaldırmamız lazım, tamamiyle YÖK'ü  kabul edecek şekilde adımlar atmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"YASA ÖNERİSİ GETİRDİM"

Akpınar, "Türkiye'deki bir üniversite 3 profesörüyle bölüm açabilirken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bir üniversite hem o bölümü açabilmek için yeterlilikleri sağlayacak hem de 6 profesörle açmak durumuna olacak" diyerek "Şu anda üniversitelerimizi böylesi bir Yüksek Öğretim Yasası ile ileriye taşıyamayız bu nedenle meclisimize yeni mevcut yasanın iyileştirilmesi konusunda bir yasa önerisi getirdim" dedi. Bakanlar Kurulundan geçen ve resmi gazetede yayınlandığını söyleyen Akpınar, "Tartışmaya açıldı ilerleyen günlerde görüşülecek ve daha sağlıklı yasal bir yapı oluşturulmuş olacağız" şeklinde konuştu.

"ÜNİVESİTELER ÇOK CİDDİ SORUNLAR YAŞIYOR"

Üniversitelerin çok ciddi sorunlar yaşadığından bahseden Akpınar, üniversitelerin istediği bölümleri açamadıklarını dile getirdi.

Akpınar, "Birçok ülkede Yüksek Öğretim Bakanlığı ayrıdır ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Yüksek Öğretim nefesidir. Bu yüzden Yüksek Öğretim alanına çok ciddi bir önem göstermemiz lazım ve hassasiyetle takip etmemiz gerekiyor" dedi.

"Milli Eğitim Bakanlığımız bünyesinde çok ciddi faaliyet ve tamamıyla otoman bir çalışma içerisinde olacak bir Yüksek Öğretim koordinatörlüğü oluşması gerekiyor" diyen Akpınar,  YÖDAK’ı denetleme ve değerlendirme esasları üzerinde kucaklayıcı duruşu sergileyememekle suçladı.