Arıklı, açıklamasında şunları kaydetti:
Dün Ercan’da bir kaç saat süren bir sıkıntı yaşandı. Kıb-Tek’in planlı Elektirik kesintisi nedeni ile Ercan’da da elektirikler kesildi i. Yeni terminal binasındaki jeneratörler otomatik olarak devreye girerken, Kulenin yanındaki eski jeneratör devreye girmedi. Smart sistem bu yüzden çöktü ve uçaklara servis verilemedi. Sistemin yeniden devreye alınabilmesi için 2 saat harcandı. Bu süre içerisinde canla başla çalışan Sivil Havacılık ve Meteoroloji Dairesi çalışanlarına teşekkür ediyorum. 
Gelelim “sabotaj” meselesine…
Doğrudur, Ercan Havaalanının açılması, bir çok kesimde en başından beri ciddi rahatsızlık yarattı. Havaalanları yaşayan organizmadır. Yeni açılan her Havaalanında eksiklikler olur. Zaman içerisinde bu eksiklikler giderilir. 
Biz de zaten Ercan’ı geçici kabulle açtık. Uçuş güvenliğini  riske sokmayan bazı eksikliklerin olduğunu biliyorduk. DHM ve bizim teknik ekiplerimiz bu eksiklikleri bir tutanakla tesbit ettiler.  Eksikliklerin giderilmesi için de Yüklenici Firmaya 6 ay zaman verdik. Düşünün ki İstanbul Havaalanının açılmasının üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen eksiklikler giderilmeye devam ediyor. 
Biz Ercan’da eksiklikler olduğunu ve bunların zaman içerisinde giderileceğini en başından beri söyledik. 
Ama Ercan’ın açılmasını hazmedemeyenler en küçük eksiklikleri bile büyütüp Havaalanını itibarsızlaştırmak için olağanüstü gayret gösterdiler ve göstermeye de devam ediyorlar.
Bu arada sabotaj  kokan bazı olaylar da yaşadık. Mesela Havaalanının açılmasından kısa bir süre sonra yeni piste servis veren Mobil Meteoroloji cihazının devre dışı kaldığı ve bu yüzden uçakların eski pisti kullanmaya başladıkları bilgisi geldi. Yüklenici Firma olayın bir sabotaj olduğunu iddia ederek Polise şikayette bulundu. Biz de Havaalanına gittik ve Meteoroloji binasında incelemelerde bulunduk. Gördük ki, Binanın hemen dışındaki kablo, resmen kırılmış. Oradaki arkadaşlar bunun cihaz yerleştirilirken kırılmış olabileceğini  söylediler. Oysa aradan epey zaman geçmişti. Bu süre içerisinde o kablo çalışmıştı. Durup dururken kablo niye kırılsındı ki? 
Yazık ki orada kamera falan yoktu. Olay sabotaj olsa bile ispatı mümkün değildi. Biz de olay büyümesin diye Yüklenicii Firmaya ricada bulunarak şikayeti geri çektirdik. 
O olayı yaşamış birisi olarak, dün de o jeneratörün niye devreye girmediğini ister istemez sorguladım. 
Bu olay bir yana, lütfen gidin Havalanının tuvaletlerine falan bir bakın. Kapılardaki tekme izlerini, kırılmış sabunlukları, yerlere atılmış tuvalet kağıtlarını görün. Bu nasıl bir tahammülsüzlüktür? 
Oysa bu havaalanı bizim. Sürenin sonunda Yüklenici Firma ceketini alıp gidecek. Orasını biz işletip, biz kullanacağız…