Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’e “Cumhurbaşkanı Tatar ile Türkiye tarafından ortaya konulan tutumu dikkate alması, yanlış yollara sapmaması” çağrısında bulundu.

DP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Ataoğlu, “Kıbrıs Türk tarafı halkımızın ekseriyeti ve Anavatanımız Türkiye tarafından desteklenen ve milli politika haline gelen iki devletli çözüm politikasından ayrılmayacaktır. Egemen eşitliğimiz kabul edilmeden, KKTC’nin uluslararası statüsünün Rum devleti ile eşitlenmekte olduğu somut bir şekilde ortaya çıkmadan Rum tarafı ile yeni bir görüşme süreci başlatılması zaman kaybından öteye bir işe yaramaz” dedi.

Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri değerlendiren Ataoğlu, açıklamasında şunları belirtti:

Yıldırım nedeniyle çıkan yangında 30 dönüm arazi yandı Yıldırım nedeniyle çıkan yangında 30 dönüm arazi yandı

“Türkiye ve biz Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin bir kez daha Rum tarafında bir tutum değişikliği olup olmadığının, yeni bir görüşme sürecinin başlayıp başlayamayacağının saptanması için Kıbrıs konusunda şahsi temsilci atamasına onay verdik.

Sayın Holguin, bunun üzerine 6 ay için yeni bir görüşme süreci için zemin var mı yok mu araştırmak ve raporlamak için görevlendirildi.

Ne var ki Sayın Holguin son yaptığı açıklamalarla bu görevini aşma ve Kıbrıs Türklerinin iradesi, Türkiye’nin tam desteği ile Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Tatar’a federasyon görüşmek için baskı yapma noktasına doğru ilerlemektedir.

Bu noktada kendisine Cumhurbaşkanı Tatar ile Türkiye tarafından ortaya konulan tutumu dikkate alması, yanlış yollara sapmaması çağrısında bulunmayı bir görev sayıyoruz.

Kıbrıs Türk tarafı halkımızın ekseriyeti ve Anavatanımız Türkiye tarafından desteklenen ve milli politika haline gelen iki devletli çözüm politikasından ayrılmayacaktır. Egemen eşitliğimiz kabul edilmeden, KKTC’nin uluslararası statüsünün Rum devleti ile eşitlenmekte olduğu somut bir şekilde ortaya çıkmadan Rum tarafı ile yeni bir görüşme süreci başlatılması zaman kaybından öteye bir işe yaramaz.

Baskı yapılması, doğru yola getirilmesi gereken taraf bugüne kadar ortaya çıkan tüm anlaşma imkanlarını reddeden, hala Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini, güvenliğini, Kıbrıs’ta en az kendileri kadar hakkı olduğunu kabul etmeyen Rum tarafıdır.”