Cem Karaca’nın meşhur şarkısıdır Namus Belası…   

Bizim KKTC’de de yakında birileri ‘istimlak belası’ diye bir şarkı yazıp besteleyebilir bence…   

Gerçekten ağlanacak halimize güler olduk!   

Yine 4 cana mezar oldu dağ yolu diye bildiğimiz yol!   

Daha önce öğrencilerimizi de kaybetmiştik, nice vatandaşımızı da!   

Her acı ölüm sonrası gündem oldu ama bir tek çivi çakılmadı!   

Şimdi yeniden gündemimizde ama konuştukça sorguladıkça gariplikler ülkesi olduğumuz gerçeği ile yüzleşiyoruz!   

Düşünsenize devlet bir yol yapmak için bir kişinin malını dahi istimlak etme yani kamulaştırma yetkisine sahip değil!    Ve daha da kötüsü bunu Anayasa’ya dahi koymuşlar!

Vay anasını arkadaş!   

Ne Anayasa’ymış bu!   

Belli ki zamanında bu anayasayı hazırlayanlar ülkenin mülk milyonerleriymiş..

Malına dokunulmasın diye Anayasa’ya madde koymuşlar, başka bir izah bulmak çok da mümkün değil zira!   

Yani düşünün dünyada bu iş gayet basit bir şekilde yapılıyor.   

Devlet bir yerde kamulaştırma yapacaksa, ilgili mal sahibinin hesabına kendince belirlediği mablağı yatırıp yolsa yol, hastaneyse hastane, parksa park..

Neyse yapacağı yapar.

İlgili kişi eğer bu miktardan hoşnut değilse mahkemeye gidip hakkını arar.

Günün sonunda mahkeme bir karar verir. Ya devleti haklı bulur ve yola devam edilir ya da miktar az bulunursa devlet mahkemenin belirlediği meblağı öder ve iş yine aynen devam eder!

   Ama bizde kişi mahkemeye gittiği anda tüm işlemler Mahkeme kararı duruyor!

Çünkü anayasada bu hüküm var!

Sırf bu nedenle yıllardır atıl duran ana yollar var.   

Türkiye para yollamış, ekip yollamış, her şey var ama Anayasa’nın ilgili maddesi uyarında bizim Ahmet Dayı ya da Fatma Abla malına ödenecek miktardan memnun kalmamış, ya da “ben malımı satmam arkadaş” dediği için milyon dolarlarca yapılan yatırım çöpe gidebiliyor!   

Ne ilginçtir ki sonra da bu ülkede “yol yok” diye şikayet ediyor!   

Gerçekten gariplikler ülkesi!   

Sadece istimlak yetkisi mi kısıtlı? Bırak devletin kamulaştırma yetkisini, bu anayasa yargıç sayısını dahi belirliyor!

Eşi benzeri yok…   

Nüfus arttı, suçlar patladı ama yargıç sayısını artıramıyorsunuz, neden?

Çünkü anayasada sayı belli!   

Hangi devlette var böyle anayasa diye sorma arkadaş! Bulamazsın..   

Peki bu anayasa neden değişemiyor?

   İlginçtir ama biz, yani vatandaşlar değişmesini istemiyoruz!   

Nasıl da aslında kendi kendimize çelişiyoruz farkında mıyız?   

Mahkemelere gidip yıllarca davaların uzamasından şikayet ediyoruz ama sadece yargıç sayısını değiştirecek Anaysa değişikliğine HAYIR diyoruz!  

  Ya da şimdi düşünün devletin istihdam hakkını elinden alan bu anayasa yeni yollar yapılmasının önünde en büyük engel!   

Bu yolların durumu bizleri mezara götürüyor, sakat kalmamıza, büyük acılar yaşamamıza neden oluyor ama şimdi Meclis oturup bir Anayasa değişikliği hazırlayıp halkın referandumuna sunsa yine kocaman bir HAYIR cevabı çıkacak!   

İnsanın nutku tutulur! Anlamak imkansız ama gerçeğimiz de bu!   

Ne yapıyorsak aslında kendi kendimize yapıyoruz!