Uzun zamandır beklettiğim bir yazıyı sizinle paylaşmak istedim bugün.

Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve yaşananlarla ilgili Ulusal Birlik Partisinde bir hesaplaşma dönemi başladı gördüğüm kadarıyla.

Gazimağusa Belediyesi: “Su taşkını riski yok”
Gazimağusa Belediyesi: “Su taşkını riski yok”
İçeriği Görüntüle

Öncelikle Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini kısaca bir değerlendirip geçmek isterim.

Ersin beyin seçimi ciddi farkla kaybettiğine inanan arkadaşlar, öncelikle ciddi bir fark görünüyor olabilir ama aslında bana göre değil.

Neden?

Ersin bey 5 yıl önce yapılan ve kendisinin seçildiği seçimde 11 aday yarışıyordu yüzde 50 oy oranının aşılamaması nedeiyle seçim ikinci tura kalmış ve ilk turu yüzde 32.3 oy oranıyla ilk sırada tamamlayan Ersin Tatar ve yüzde 29.8 ou oranıyla ikinci sırada Mustafa Akıncı vardı.

İkinci turda Ersin Tatar yüzde 51.7 oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçilmeyi başarmıştı. O dönem kendisi Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve Başbakan olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmişti ve buna rağmen şimdinin faturasını Ünal Üstel bey’e kesmeye çalışan arkadaşlar dikkatle okusun seçim birinci turda tamamlanamamış ikinci tura kalmış ve bugün Tufan beyin aldığı oy oranına Ersin bey ulaşamamıştır.

Ersin bey Başbakan olduğu ve Ulusal Birlik Partisinin de genel başkanı olduğu bir dönemde dahi yüzde 32.3 oy oranını almış bugün ise yüzde 35.76 oy oranı ile sandıkıta kalmıştır. İkinci turda nasıl kazndığı burada çok önemli değil. Çünkü konumuz o değil. Ersin Tatar bey 5 yılda sabit oy oranını korumuş. Dönemin Başbakanı olmasına rağmen. Bu durumda bugün Ulusal Birlik Partisinin fatura kesme girişimini kesinlikle samimi bulmuyorum.

Ünal Üstel, kabinesi ve milletvekilleri Ersin Tatar için adeta seferber oldular. Kimse kusura bakmasın ama gerçek bu. Ama Ersin bey 5 yıl boyunca ne ektiyse onu biçti. Kampanyası ile ilgili de yazacak söyleyecek çok şey var fakat oralara da girmeye gerek yok.Yazı dizisi olur dersem yeridir.

Birileri dikkatleri Ünal bey ve kabinesinin üzerine çekmeye çalışıyor. Başta da İzlem hanım. İzlem hanım çıktı ve ağzına ne gelirse kendine yakışır şekilde eleştirilerini sıraladı. Hedefinde Ünal bey vardı. Eleştirileri içerisinde Cumhurbaşkanlığı seçiminin analizi yoktu. Esas niyet Ünal Üstel ve kabinesini bir şekilde aşağıya çekmek itibarsızlaştırmak.

Ardından Hasan Taçoy, “demokrasi” dedi ve İzlem hanıma sahip çıktı.

Demokrasi kisvesi altında “hakaret” dolaylı veya direk özünde Ünal beyi genelde Ulusal Birlik partisini kamuoyu önünde sakız gibi çiğnetmek parti içi sorunları çözmez hepinize bir seçim daha kaybettirir.

İzlem hanım karar almış meclise girmeyecekmiş. Karar elbette kendisinin nisab krizi yaratarak bir hükumet krizi ortaya çıkarmak istiyor. Meclise girmeme kararını madem aldınız bu halkın vergileri ile aldığınız maaşınızı da (vekillik yapma gerekçesiyle) almamanızı öneririrm. Ama tabi siz de haklısınız KARMACIKLARDAN aldığınız iradenin hakkını vermeniz lazım. Olmadı bağımsız olarak yolunuza devam edersiniz değil mi o da bir seçenek.Halkı soktuğunuz durumdan memnunsanız devam edin. Bu halkın ekonomiyi tartışmaya, bu halkın ölümlü kazaları, yol güvenliğini, sağlık sistemini, eğitimi, Güney Kıbrıs’ın mülkiyet krizini, sosyal konut bekleyen evsiz gençlerin yuvalarını kiralar karşısında nasıl koruyacaklarını tartışmaya ihtiyacı var. Siz demokrasi adı altında kamuoyunda Ulusal Bilrik Partisini tartıştırmaya devam ederken halk kahramanı falan olmuyorsunuz bilin istedim...