Deniz Abidin

El-Sen Eski Başkanı Çağlayan Cesurer, Türkiye ile imzalanan, kablo ile elektrik alımının sağlanacağı anlaşmayı Yeni Bakış'a değerlendirerek, bu konunun yaklaşık beş yıldır gündemde olduğunu belirtti. Cesurer, bu konunun gündeme gelmesinin altında yatan sebebin geçmişte AKSA'nın hükümete götürdüğü teklif olduğunu kaydetti. Cesurer, elektriğin Türkiye'den 40 yıllığına getirilmesinin söz konusu olduğunu ifade ederek,  amacın,elde edilen karı daha da ileriye taşımak olduğunu söyledi. Cesurer, "Belli ki birileri birilerine söz verdi" diyerek, deniz altından elektrik getirilmesinin ucuza mal edileceğinin belirtildiğini kaydetti. "Bu kesinlikle yalandır"diyen Cesurer, daha önce Türkiye'de yapılan  araştırma raporuna göre, Türkiye'den KKTC'ye  deniz altından elektrik getirilmesinin daha maliyetli olacağının belirtildiğini anımsattı. Cesurer, deniz altından geçişte yüzde 6'yı aşacak olan bir kaybın olacağının ve her ne kadar kablo çekilecek olunsa da  üretim yapma zorunluluğunun olduğunun teyit edildiğini belirtti.

"Ucuz enerji getirilmesi tamamen şaşırtma"

Cesurer, şunları söyledi, "O nedenledir ki 2012 yılında 20 Temmuz töreninde dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC'ye Türkiye'den kablo ile elektrik gelmesine gerek olmadığını söylemişti.Erdoğan,  maliyetlerin iyi noktada olmadığının o zamanki raporlara dayandığı ifade edilmişti. Türkiye Cumhuriyeti ise son dönemde Akkuyu'da nükleer santrale 12 dolar sent alım garantisi verdi. Burada Teknecik'te üretilen enerji 9 dolar senttir. Siz orada daha pahalıya alım garantisi verdiğinizde ara yerdeki yatırımlar da konulduğunda buraya ucuza enerji getirilmesi imkansızdır, bu tamamen şaşırtmadır"

"Özelleştirmeler peşkeş çekmedir"

Cesurer, diğer örneklerde de görüldüğü gibi, ülkedeki özelleştirmelerin aslında peşkeş çekme olduğunu ifade ederek, geçmişte su konusunda da buna benzer örneklerin yaşandığını kaydetti. Cesurer, "Su gelecek, ucuza gelecek denildi, ancak hala içindeki maliyetler açıklanmadı. Belediyelere dağıtım noktasında 2,30 gibi bir fiyat belirlendi. Önemli olan altyapının büyük oranda vatandaştan çıkmasıdır. Yapılacak olan projenin maliyeti yapılabilir mi, bir özel firmaya aynı şekilde verilirse,  günün sonunda Kıb-Tek üretimden koparılır mı? Önemli olan budur. Benim gördüğüm geçmişten beri, birileri bunu talep ediyordu. İçeriğin boş olmasından kaynaklanıyor. İçeriği belirtilmeden ve imzalar atıldıktan sonra ucuza elektrik getirilecek deniliyorsa, bu iyi niyetle söylenen birşey değildir. Bunu söyleyebilmek için ciddi anlamda araştırma  yapılması lazım. Raporları ortaya koymak zorundasınız" diye konuştu.

"Bu anlaşma iyi niyetle yapılmadı"

Cesurer, Ercan Havaalanının  özelleştirilmesine yönelik ise şunları söyledi, "Ülkede özel-tekel yasası varmış, mahkemeye gidilmesine rağmen 24 yıllığına başka bir hava yolu açılamazmış. Bu nasıl bir rekabet ortamıdır? O nedenle bu tecrübeler bize bu anlaşmanın iyi niyetle yapılan bir anlaşma olduğunu göstermiyor"dedi. Cesurer, "Bu anlaşmayla belli ki birilerine söz verildi" diyerek, bu çalışmanın geçmişten beri devam etmekte olduğunu söyledi. Cesurer, 2013 yılında dönemin bakanı Sunat Atun'un AKSA'ya 200 milyon kilowatt saat alım garantisi vermek için büyük uğraşı olduğunu belirterek, Sayıştay raporuna rağmen verilmeye çalışıldığını anımsattı. Sendikanın eyleminin o dönem bu olayı engellediğine dikkat çeken Cesurer, bugün Tekneciğe o santrallerin kurulduğunu kaydetti.

"Hedef tüm kurumların el değiştirmesi"

Cesurer, hedefin tüm kurumların el değiştirmesi olduğunu belirterek, Kıb-Tek'in dağıtım ayağının protokolde özelleştirilmesinden bahsedildiğini ifade etti. Cesurer, geçmiş protokellerde "Tahsilatı Kıb-Tek yapar ama biz bunu özelleştirelim" denildiğini söyleyerek, geçmiş dönemlerde sendikanın tahsilatının önündeki engelin siyasiler olduğunu ve tahsilatın yapılamayacak gibi bir söylemin doğru olmadığını, ancak yapılabileceğinin de gösterildiğini kaydetti. Sayaçların tümünün elektronik sayaç olarak değiştirildiğini dile getiren Cesurer, bu sayaçlarla birlikte de tahsilat oranının yüzde 90'ı aştığını belirtti. Cesurer, "Aslında tahsilat yapılamaz diye bir söylem yoktur. Önemli olan siyasetin kurumdan elini çekmesidir. Özerk ve profesyonel bir yapıyla Kıb-Tek en verimli enerjiye en kısa sürede ulaşabilir"

"Toplumun cebinden çıkar"

Cesurer, şu anda yapılması gerekenin doğal gaza dönük çalışmalar olduğuna dikkat çekerek,  amacın en ucuz elektrik enerjisini sağlamak olduğunu belirtti. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde yüzyılda ulaşılan  enerji miktarı kadar 56 bin megawatt'ın üzerinde bir üretim kapasitesi olduğunu dile getirerek, 2014 yılı verilerine bakıldığını zaman yüzyılda ulaşılan güç kadar doğalgazdan enerji üretme talebi olduğunu belirtti. Cesurer, "Çevreye bakıldığı zaman doğalgaz öyle ya da böyle bu topraklarda da olacaktır. O nedenle enerjinin nerde olduğu değil, ucuz olduğu noktada bu ülkede etrafı doğalgazla dolu olacak bir ortamda birilerine 30-40 yıllığına alım garantisi verdiren, bunun bedeli günün sonunda Avrupa Birliği'nde alım  garantisi anlaşması yapılan her yerde bunlar kaldırıldı ama tazminat ödendi. Yine yüklü tazminat ödenmek zorunda kalınacak. Bu da yine toplumun cebinden çıkacak" dedi.