Emir Ertorun

KTMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, “Türkiye Cumhuriyeti ile enerjide denizaltından kablo vasıtası ile enterkonnekte olmanın, gerek stratejik gerekse ekonomik açıdan gerekli olduğunu” bildirdi.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Güney Kıbrıs ile enterkonnekte küçük yüklerin devre dışı olmalarında frekans ve gerilim kalitesinin koruması açısından faydalı olmakla birlikte, kWh birim fiyatı yüksek olduğundan mecburi alımlar dışında ekonomik olmadığını ancak Türkiye ile KKTC arası kablo ile enterkonnektenin, üretimde arz güvenliğini sağlayacağına işaret etti.

Oda, bu bağlantı ile; ülkedeki santrallerin arızalarda devre dışı olmalarından şebekenin etkilenmeyeceğini, fuel oil bağımlılığını ortadan kaldıracağına, Türkiye'deki değişik yakıt çeşitliliğinden dolayı tek üründe meydana gelecek krizlerden etkilenmeyi önleyeceğine, düşük fiyatlı elektrik alabilme imkanı sağlayacağına, maliyetleri düşüreceğine dikkat çekti.

Elektrik Mühendisleri Odası, ayrıca ülkede fosil yakıta bağlı üretimin azalacağından çevre kirliliğinin önleneceğine ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasitesinin artırılmasına ve satışına olanak sağlayacağına inanç belirtti.

ENTERKONNEKTE KONUSUNDA BİLİNÇLENDİRME…

Elektrik Mühendisleri Odası “Enerjide Enterkonnekte Çalışma Raporu” sonuçlarını açıkladı.

KTMMOB Toplantı Salonu’nda yer alan basın toplantısında raporun sonuçlarını açıklayan Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Mert Girgen, toplumsal sorumluluk bilinci ile 4 ayda tamamladıkları araştırmayı, uzmanların katkılarıyla sonuçlandırdıklarını belirterek, enterkonnekte konusunda hem üyelerini hem de halkı en doğru şekilde bilinçlendirmeyi amaçladıklarını söyledi.

Dünyada ve ülkede büyük önem taşıyan enerjide, enterkonnektenin önemine işaret eden Girgen, dünyada tüm ülkelerin enerji yönetimi konusunda stratejik kararlar alındığına değindi ve enerjiyi en ucuza ve arz güvenliği en yüksek şekilde elde edebilmenin temel hedef haline geldiğini vurguladı.

ALINMASI GEREKEN ACİL ÖNLEMLER

Elektrik Mühendisleri Odası olarak bu raporda ülkenin enerjide dünyaya bağlanabilmesinin yollarını incelediklerini ifade eden Girgen, “Ülkemizin, ilerleyen günlerde enerji sorunu ile karşılaşmaması için acil önlemler alınması gerekmektedir” dedi.

Girgen, enerji konusunda ülkenin durumu ve ilerisi için alınabilecek önlemler ile bu konuda yapılan  çalışmaların raporda yer aldığını ifade ederek, raporda “KIBTEK – TEİAŞ Denizaltı Kablo Projesi ve Fizibilite Çalışmalarının Karşılaştırılmasının” da yer aldığını kaydetti.

Raporun hazırlanmasında emeği geçen tüm komite üyelerine Elektrik Mühendisleri Odası olarak teşekkürlerini sunan Girgen, “stratejik değerlendirme ve ekonomik değerlendirme” olarak ikiye ayırdığı rapor sonuçlarını şöyle açıkladı:

“Güney Kıbrıs ile enterkonnekte küçük yüklerin devre dışı olmalarında frekans ve gerilim kalitesini koruması açısından faydalı olmakla birlikte kWh birim fiyatı yüksek olduğundan mecburi alımlar dışında ekonomik değildir.

TC-KKTC arası kablo ile enterkonnekte; Üretimde arz güvenliğini sağlar ve santralların arızalarda devre dışı olmalarından şebeke etkilenmez, Fuel oil bağımlılığını ortadan kaldırır ve TC’deki değişik yakıt çeşitliliğinden dolayı tek üründe meydana gelecek krizlerden etkilenmeyi önler, Düşük fiyatlı elektrik alabilme imkanı sağlar ve maliyetleri düşürür, Ülkede fosil yakıta bağlı üretim azalacağından çevre kirliliğini önler, Yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasitesinin artırılmasına ve satışına olanak sağlar, TC ile enerjide denizaltından kablo vasıtası ile enterkonnekte olmanın, gerek stratejik gerekse ekonomik açıdan gerekli olduğunu düşünmekteyiz.”

Girgen, ülkede Enerji Dairesi’nin kurulmasının ve enerjinin devlet politikası haline getirilmesi gerektiğine de vurgu yaptı.

Girgen, enerjide ülke üretiminin de önemine işaret ederek, yenilenebilir enerji ve enterkonnetke yanında Kıb-Tek’in de sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması ve güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti.

RAPOR ŞÖYLE:

1)STRATEJİK DEĞERLENDİRME

Elektrik Mühendisleri Odası bünyesinde oluşturulan Enerjide Enterkonnekte Komitesi tarafından yapılan çalışmalarda KKTC üretim santrallarının durumu, kapasiteleri, emre amadelikleri, çalışma ve bakım süreleri incelenmiştir. Bilindiği üzere KKTC’de elektrik üretimi Kıb-Tek’e ait Teknecik elektrik santralında ve Kalecik’te özel bir şirkete ait üretim santralında bulunan fuel oil ile çalışan dizel jeneratörler ve termik (buhar) santrallardan karşılanmaktadır.

Teknecik’te Kıb-Tek’e ait 8 adet 17,5 MW gücünde dizel jeneratör ve 2 adet 60 MW gücünde termik (buhar) santrali bulunmaktadır. Jeneratörler frekansa katkı ve reaktif güçlerden dolayı tam güçte çalıştırılmazlar. Dizel santrallar 15 MW seviyelerinde, termik santrallar ise 55 MW seviyelerinde çalıştırılmaktadır. Burdan sağlanabilecek kapasite 230 MW seviyesindedir. Bu çalışma sistemi ve toleranslar herhangi bir santralın devre dışı kalması durumunda, devre dışı olan yükü kısmen karşılayabilmesi için de zorunludur. Ancak bazı zamanlarda, devre dışılarında kesintiler de yaşanmaktadır.

Kalecik elektrik santralında ise 8 adet 17,5 MW gücünde ve tüm makinelerin devrede olduğu zamanlarda makinelerin ısısından yararlanılarak üretilen 8 MW gücünde buhar santralı mevcuttur. Özel şirketin yıllık alım garantisi 700 milyon kWh’dır. Burada ise tüm makinelerin çalışır durumda olması halinde toplamda, yukarıdaki çalışma prensipleri doğrultusunda 126 MW üretilebilmektedir.

KKTC genelinde tüm makineler, bakım dönemleri hariç, 356 MW üretim yapabilecek kapasiteye sahiptirler. 2016 yılı Ağustos ayı itibarı ile en yüksek (puant saatteki) tüketim saatindeki yük 317 MW gücüne ulaşmış olup riskli bir üretim kapasitesinde olunduğu görülmektedir. N-1 kriteri olarak kabul gören işletme modelinde, en büyük makine kadar sıcak yedek bulunması gerekmektedir. Bu yıl itibarı ile 25 MW sıcak, 30 MW soğuk yedek eksi bir kapasitede mevcuttur. Puant dönemlerinde herhangi bir bakım yapılamadığı gibi puant saatlerde arıza durumunda kesintiler yaşanmaktadır. Teknecik elektrik santralında, şu anda mevcut santrallara ek yaparak büyütme olasılığı orta gerilim barasındaki kısa devre akımlarının 40 kA’e yanaşmasından dolayı mümkün görünmemektedir. Üretim kapasitesini artırmak için Teknecik’te veya başka bir yerde yeni müstakil santral yapılmasına ihtiyaç vardır. 2017 yılında buna karar verilmesi halinde, ihale ve yapım süresi göz önüne alındığında yaklaşık 3-4 yıldan önce bitirilmesi mümkün görünmemektedir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından “Güneş Enerjisi” kullanılarak elektrik üretilmesine 2013 yılında çıkan yasa ile başlanmıştır. Ancak konutlar dışında mahsuplaşma olmaması, yatırımın istenilen seviyelere ulaşmadığını göstermektedir. İlgili bakanlık tarafından 35 MW kapasite izni yayınlanmasına rağmen, henüz 6 MW devreye girmiştir (toplamda 15 MW kurulum için lisans verilmiştir). Kısa sürede ve hızlı bir şekilde, bu kapasitenin büyümesi beklenmemektedir. Ayrıca güneşe bağlı bir üretim söz konusu olduğundan, sürekli bir üretim mümkün değildir. Temel üretim santralı  olarak kabul edilmesi öngörülmemektedir.

Teknecik’te ve Kalecik’te üretimde yakıt olarak fuel oil kullanılmaktadır. Gerek bacalardan çıkan dumanın yarattığı çevre kirliliği gerekse geçmişte yaşanan denize yakıt kaçması ile yaşanan deniz kirliliği felaketi olayları ve ayrıca deniz suyunun ısınmasına sebebiyet vermesi nedeni ile fuel oil istenilmeyen bir yakıt türü olarak değerlendirilebilir. Ancak alternatif yakıt kullanma olasılığının uzun bir süre daha mümkün olamayacağı görülmektedir.

Yukarıda sıralanan sebeplerden, üretimde yeter kapasite olsa bile, gerek yaşanan arızaların en aza indirilmesi, gerekse kullanılan yakıttan meydana gelen olumsuzlukların giderilmesi için, dünyada uygulanan sistem arz güvenliğinin arttırılması amacıyla sistemleri birbirleri ile enterkonnekte bağlanarak işletilmeye çalışılmasıdır. Farklı ülkeler, kendilerine ait farklı yakıt veya enerji kaynaklarından daha temiz ve daha ucuz elektrik üretebilirler. Enterkonnekte şebeke sayesinde, bağlantılı ülkelerin birbirlerinin kaynak ve olanaklarını kullanabilmesi, en ucuz elektriği alma olasılıklarını oluşturmakta, ayrıca oluşan yakıt çeşitliliği tek bir yakıta bağımlılıktan kurtarmaktadır.

Güney Kıbrıs’ta 2011 yılında elektrik santrali yakınında muhimmat patlaması gerçekleşmiştir. Meydana gelen patlama sonrası Güney Kıbrıs herhangi bir şebeke ile enterkonnekte olmadığı için uzun süreli elektrik kesintileri yaşamıştır. Bu durum ekonomilerine ciddi zarar vermiştir. Kuzeyden yapmış olduğumuz kısıtlı destek bile onlar için çok büyük önem arz etmişti.

Yukarıda bahsedilen stratejik sebeblerden dolayı, KKTC şebekesinin de başka bir şebeke ile enterkonnekte olmasının büyük faydalar sağlayacağı inancındayız.

KKTC’nin ekonomik olarak enerjide enterkonnekte olacabileceği iki seçeneği bulunmaktadır. Bunlardan en ekonomik gibi görünen ve altyapısı hazır olan Güney Kıbrıs ile enterkonnekte olmaktır. Güney Kıbrıs ile 3 noktadan enterkonnekte altyapısı mevcuttur. Bunlar; sırası ile Mağusa-Dikelya hattı (100 MW), Haspolat-Athallasa hattı (200MW) ve Güneşköy-Orunda hattıdır (100 MW). Bu hatların kapasitelerinin hat takviyeleri ile artırılması da mümkündür. Ancak Güney’de de üretim fuel oil ve kısmen dizel yakıtla yapılmaktadır, Bu durumda yakıt çeşitliliği sağlanamadığı ve bizden daha pahalı üretim yaptıkları için, Güney Kıbrıs’la enterkonnekte olmanın avantajlı olmadığı görülmektedir. Ayrıca Güney ile henüz bir antlaşma olmaması siyasi riskler oluşturmaktadır. Politik kararlarla enterkonnekteye  son verilebilmektedir. Dönem dönem enterkonnekte olunmasına rağmen uzun vadeli ve istikralrlı bir enterkonnekte sağlanamamıştır.

İkinci alternatif olarak Türkiye Cumhuriyeti ile denizaltından kablo ile enterkonnekte olunmasıdır. Burada ciddi bir yatırım gerekmesine rağmen Türkiye’deki yakıt çeşitliliği ve fiyatlardan dolayı uzun vadede daha avantajlı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca Türkiye’nin gerek Avrupa ülkeleri gerekse Ortadoğu ülkeleri ile enterkonnekte olması sebebi ile bu ülkelerden de elektrik alınabilmesi olasılığı bulunmaktadır.

Kablo ile Türkiye’ye enterkonnekte olunması durumunda kablo kapasitesi kadar yenilenebilir enerji kaynağı yatırım olasılığı oluşacaktır. Ülkemizin güneş enerjisi verimliliğinde bulunduğu konumdan dolayı dünya genelinde en yüksek üretim kapasitesine ulaşabilme olasılığına sahiptir. Burada tesis edilecek güneş enerjisi santrallarından üretilen enerjinin başka ülkelere de pazarlanma olasılığı oluşacağı inancındayız. Çorak araziler güneş tarlalarına çevrilerek, ülkeye ciddi bir ekonomik getiri sağlanabilecektir.

Mevcut Kurulu Santral Gücü

Buhar Türbini Ünite 1 ...........................60 MW

Buhar Türbini Ünite 2 ...........................60 MW

Teknecik Dizel Santral (8X17,5 MW) .140 MW

Kalecik Dizel Santral (8X17,5 MW) ....140 MW

Kalecik Buhar Santralı..............................8 MW

Serhatköy PV Santralı..............................1 MW

Toplam  ...............................................409 MW

Kullanılabilir Santral Gücü

Buhar Türbini Ünite 1 ...........................55 MW

Buhar Türbini Ünite 2 ...........................55 MW

Teknecik Dizel Santral (8X15 MW) ....120 MW

Kalecik Dizel Santral (8X15 MW) ........120 MW

Kalecik Buhar Santralı.............................6 MW

Toplam  ..............................................356 MW

 

2)EKONOMİK DEĞERLENDİRME

KKTC-TC arasında denizaltından kablo ile enterkonnekte çalışmaları uzun yıllardır tartışılmaktadır. Geçmiş yıllarda kablo ile bağlantı TC-KKTC arasında denizaltı derinliklerinin bazı noktalarda 1200 metre olmasından dolayı teknik olarak mümkün görünmemekteydi. Ancak günümüz teknolojisinde kablodaki gelişim bunu mümkün kılmaktadır. Son yıllarda yapılan denizaltı çalışmalarında ve Kıb-Tek tarafından özel firmaya yaptırılan fizibilite raporuna göre 200 MW kapasiteli AC veya DC kablo seçenekleri incelenmiştir. Bu seçenekler arasında en ekonomik olanı 200 MW kapasiteli 154 kV HVAC 3X1000 mm2 kablodur. Bunun yardımcı aksamları ile (dönüştürcü trafolar dahil) maliyetinin 170 milyon Amerikan Doları civarında olacağı tahmin edilmektedir. Yapılan incelemelerden 200 MW kapasiteli bir kablo  ile yıllık ortalama 7000 saat olarak kabul edilen çalışma süresi içerisinde 1,400,000,000 kWh elektrik enerjisi taşıma imkanı olduğu görülmektedir. Bu miktar KKTC’nin yıllık elektrik tüketimine denktir. Ancak puantın bu değerin üzerinde 320 MW’lara ulaşmış olmasından dolayı, 200 MW’ın üzerindeki yükleri karşılaması için başka santralların da çalışması gerekmektedir. Bu durumda kablonun tüm kapasitesini kullanmak mümkün değildir. Ayrıca Kalecik’teki özel işletmenin alım garantisi olan 700 milyon kWh alınması ile kablo %50 kapasite ile çalıştırılmak durumundadır. Bu durumda kablonun sabit gideri olan yatırım maliyeti 170 milyon dolar 15 yıl üzerinden hesaplandığında %2 faizi 76,5 milyon dolar ve 3 milyon dolar yıllık bakım giderleri ile işletme karı olarak öngörülen 1 milyon dolar 15 yıla bölündüğünde kabloda yıllık 20,43 milyon dolar sabit gider tahmin edilmektedir. Yıllık 700 milyon kWh kablodan alındığında kWh birim maliyeti 8,79 cent/dolar olarak hesaplanmaktadır. Kalecik’ten alım ücretinin ise 9,19 cent/dolar olduğu görülmektedir. Ancak 2024 yılında son bulacak Kalecik alım garantisinden sonra kablodan daha fazla alım yapılması halinde fiyatlar 8 cent/dolar’a inmesi mümkündür. Kablonun yetersiz kaldığı saatlerde hızlı devreye giren Teknecik dizel santrallarla ve yenilenebilir enerji kaynaklı üretimle kombine edilmesi durumunda en ucuz ve çevre dostu yeşil enerji üretim modeli oluşacağı inancındayız. Yıllar itibarı ile tahmin edilen %5 artışlar göz önüne alındığında, ileride yeni bir kablo takviyesi ile enterkonnekte bağlantının sürdürülmesinin uygun olduğu düşünülmektedir.

Ayrıca, KKTC’nin elektrik enerjisi tüketiminin yıllık ortalaması 1200 milyar kWh’dır. Bunun 700 milyon kWh'ı Kalecik'ten garantili alımdan, diğer 500 kWh'i de KIBTEK'ten gelmektedir ama tüm üretimlerde Fuel Oil #6 kullanılmaktadır. Bu yöntemle de çevreye 840 bin ton CO2 salınıyor demektir. Amerikan Çevre Koruma Dairesi verilerine göre bir ton CO2, 40 dolarlık toplumsal zarar vermektedir. Ülkemizdeki CO2 salınımı göz önüne alınarak hesap yapılacak olursa toplumsal zararın yıllık 33,6 milyon Dolar olduğu görülmektedir. 1200 Milyon kWh elektrik üretmek icin de 84 milyon Dolarlık bir yakıt parası harcanmaktadır (7 dolar cent/kWh). Yani elektrik üretmek için yakıt olarak harcanan her 1 doların 0,40 doları topluma zarar olarak dönmektedir. Kısacası, elektriğimizin tümünü güneş ve kablodan alırsak yılda 33,6 milyon dolar toplum için zarar "kurtarıyoruz". Genelde tercih edilen en ekonomik model olarak öne çıkan AC model bağlantı 150 milyon Euro’ya (170 milyon dolar) mal olmaktadır. Yani toplumsal maliyet bakımından bu yatırımın 5 yılda geri dönüşü olduğu görülmektedir.

3)SONUÇ

A)Güney Kıbrıs ile enterkonnekte küçük yüklerin devre dışı olmalarında frekans ve gerilim kalitesini koruması açısından faydalı olmakla birlikte kWh birim fiyatı yüksek olduğundan mecburi alımlar dışında ekonomik değildir.

B)TC-KKTC arası kablo ile enterkonnekte;

a)Üretimde arz güvenliğini sağlar ve santralların arızalarda devre dışı olmalarından şebeke etkilenmez,

b)Fuel oil bağımlılığını ortadan kaldırır ve TC’deki değişik yakıt çeşitliliğinden dolayı tek üründe meydana gelecek krizlerden etkilenmeyi önler,

c)Düşük fiyatlı elektrik alabilme imkanı sağlar ve maliyetleri düşürür,

d)Ülkede fosil yakıta bağlı üretim azalacağından çevre kirliliğini önler,

e)Yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasitesinin artırılmasına ve satışına olanak sağlar,

C)TC ile enerjide denizaltından kablo vasıtası ile enterkonnekte olmanın, gerek stratejik gerekse ekonomik açıdan gerekli olduğunu düşünmekteyiz