Saygun yaptığı yazılı açıklamada, “Sendikamız okullarda, camilerde, ışık evlerinde, her nerede olursa olsun ilkokul çocuklarına din eğitimi adı altında verilen gerici faaliyetlerin karşısındadır” ifadelerini kullandı.

Her türlü eğitimin okulda verilebileceğini, çocukların olgunluk çağına geldiği zaman, talep olması halinde, çok inançlılık ilkesi temelinde, herkesin inancına eşit din eğitiminin okullarda seçilebileceğini kaydeden Saygun, “Eğitim Bakanlığı’nı gerici faaliyetler göz yumduğu için protesto ediyoruz” dedi.

Saygun, “Din eğitimi adı altında Kur’an kurslarında öğretilenleri ve bu bilgileri çocuklara verenleri denetleme gereği bile duymayan Eğitim Bakanlığı’nın çocuk hakları ihlalinden ve yaşanan çocuk istismarlarından sorumlu” olduğunu savundu.

Saygun, Türkiye’de daha bir görünür olan din işlerinin devlet işlerine hükmetmesi anlayışının ülkede de hayat bulmaya başladığını savunarak,  2012 yılında Kur’an kurslarına 2 bin kişi katılırken bu yıl sayının 5 bine çıkmasının bilimsel eğitimden uzaklaşıldığının göstergesi olduğunu iddia etti.

Saygun, çocukların ekonomik, siyasi ve dinsel olarak sömürüldüğünü ileri sürerek bunun çocuk hakları istismarı olduğunu öne sürdü.

Saygun, çocukların kendi bilinçli tercihleriyle Kur’an kurslarına katıldıklarına da inanmadıklarını dile getirdi.

Eğitim programı düzenlenirken çocuğun gelişim yaşının  göz önüne alınması gerektiğine dikkat çeken Saygun, 12 yaşına kadar çocukların soyut kavramları algılayamadıklarını ve içselleştiremediklerini anlattı.