Bazı sendika ve sivil toplum örgütleri ile siyasi partiler tarafından yeni oluşturulan, TC ve KKTC arasında imzalanması ön görülen su teminiyle ilgili anlaşmaya karşı olan  “Su Platformu”, eylem planlarını belirlemek ve bu konuyu halkla nasıl bir plan çerçevesinde paylaşacaklarını ele almak için toplantı yapıyor.

BES lokalinde saat 14:30’da başlayan toplantı öncesinde bir de basın toplantısı düzenleyen Su Platformu dün gerçekleştirdiği toplantıda belirlediği prensiplerini de açıkladı.

Su Platformu adına konuşan Zeytin Üreticileri Birliği Başkanı (ZEYBİR) İrfan Çelik, Platformun TC ve KKTC hükümetleri arasında imzalanması öngörülen su temini anlaşması taslağına karşı olduklarını vurguladı.

Suyun en temel insan ve yaşam hakkı olduğunu ve özelleştirilemeyeceğini dile getiren Çelik, “su evrensel ve tarımsal kullanıma mümkün olan en düşük ve kar içermeyen fiyattan ulaştırılmalıdır” dedi.

Çelik, suyun ve su kaynaklarının yönetimi ve işletmesinin  kamu tarafından yapılarak, evsel kulanım için belediyelere, tarımsal kullanım için de üreticilere kamu tarafından ulaştırılması gerektiğini kaydetti.

Çelik bu prensipler doğrultusunda hareket edecek olan ve destek  belirtmek isteyen örgütlere Su Platformuna katılım çağrısında da bulundu.

Siyasilerin ülkede kamusal menfaati sağlayacak modeli ortaya koyamaması yüzünden su konusunda TC ve KKTC’nin karşı karşıya getirildiğini, ortaya çıkan sözleşmenin ekonomik  bir savaşın ilanı olduğunu savunan Çelik, “4 kişiden oluşan  bir heyettin oy birliğiyle karar vereceği ve onların kararıyla hangi toprak parçası üzerinde ne kadar su kullanılacağı ya da kullanılamayacağının belirleneceği bir sözleşmeyle karşı karşıyayız” dedi.

“SÖZLEŞMEYLE KKTC MECLİSİ ORTADAN KALDIRILDI”

Sözleşmenin KKTC Meclisinin de ortadan kaldırdığını ileri süren Çelik, tarım ve hayvancılık konusunda meclisin bundan sonra yasa yapma yetkisi  kalmadığını meclisin bu sözleşmeyle yetkisini devrettiğini savundu.

Yerel kaynakların da sözleşme sonrasında ihaleyi kazanacak firmaya devredileceğini ve bahçelerindeki su kaç paraya ve kime verileceğinin bu heyet tarafından kararlaştırılacağını iddia eden Çelik, bir üreticinin bahçesindeki suyu fiyatını ödese dahi alamayacak durumda olacağını ileri sürdü.

Çelik, bu sözleşmeyle ilgili her platformda halkı ve üreticileri aydınlatmak gerektiğini dile getirerek, sözleşmenin ekonomik özgürlüğünü ve ekonomik sürdürülebilirliğini oluşturmaya çalışan bir topluma dayatılamayacağını söyledi ve bunun KKTC’deki tüm suyun yönetimi ve işletmesinin  şimdiden belirlenmiş olan bir firmaya teslim edilmesi demek olduğunu savundu.

Bu sözleşmenin kabul edilmesinin mümkün olmadığı görüşünü ifade eden Çelik,  halka bu konudaki gerçekleri anlatacaklarını ifade etti. Çelik,  suya karşı olmadıklarını , suyu kullanmak istediklerini ancak ekonomik bir fiyat belirlendikten sonra Kıbrıslı Türklerin yönetiminde üreticiye kadar götürülmesi gerektiğini, belediyelere kadar bu suyun kamu tarafından götürülmesinin doğru olduğunu halka aktaracaklarını da söyledi ve  suyun kamusal bir ürün olduğunu  vurguladı.

Suyun fiyatının da henüz belirlenmediğini dile getiren Çelik, fiyatının ne olacağının bilinmediği bu suyla ilgili “alırız” diyen belediye başkanlarını da eleştirdi.

Bugünkü toplantı neticesinde belirleyecekleri eylemleri gelecek hafta başında basınla paylaşacaklarını da kaydeden Çelik,  Su Platformu’nun yarın akşam saat 19:00’da Doğancı’da halkla ilk toplantısını yapacağını da dile getirdi.

Su Platformunu oluşturan örgüt ve siyasi partiler şunlar: “Dev İş, BES, KTAMS, El-Sen, Türk Sen, ZeyBir, BKP, YKP, DKP, TDP, Basın Sen, MAGEM, Mağusa İnisiyatifi, Bağımsızlık Yolu, FEMA, Toparlanıyoruz Hareketi, Elye Patates Üreticileri Birliği, Lefke Belediyesi, Yenierenköy Belediyesi, BORAN Kültür, Lefkoşa Türk Belediyesi, KTOEÖS, Koop Sen, Baraka, KSP, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Lefkoşa Emekçiler İnisiyatifi, KTÖS”.