Son yıllarda yabancı şirketlerin Doğu Akdeniz’deki, hidrokarbon rezervi çalışmalarının Kıbrıs sorununa yeni bir boyut kazandırdığına işaret ederek, ada üzerinde yaşanan Türk-Rum cepheleşmesinin denize de taşındığını savundu.
Deniz üstü ve altı zenginliklerinin paylaşılamaz bir hale geldiğini kaydeden Toros, bölgede münhasır bölge sınırları konusunda yaşanan sorunlara da dikkat çekti.
Doğu Akdeniz’in stratejik konumundan dolayı önemi artarken, güvenlik açısından da öneminin artığına dikkat çeken Toros, bu konuda bazı örnekler vererek, Suriye’de yaşanan iç karışıklıklardan en çok etkilenin komşusu olan Türkiye olduğunu değindi.
Doğu Akdeniz’de kıyıdaş ülkeler arasındaki sorunlar bitmedikçe, enerji akışı konusunda yaşanan zorlukların devam edeceğine dikkat çeken Toros, Doğu Akdeniz üzerinde Türkiye’nin hak ve menfaatlerinin güvenceye alınmasının önemine işaret etti.
Türkiye’nin dünya petrol, gaz rezervlerine yakınlığına değinen Toros, Türkiye’nin çok daha ekonomik ve rasyonel enerji stratejileri geliştirmesinin önemine değindi.
Toros, Kıbrıs'ta her iki toplumun ada çevresindeki zenginliklerden faydalanabilmesi, her iki liderin de çözüm odaklı bir paylaşımla, resmi müzakerelere başlanması gerektiğini kaydetti.
Toros, siyasal eşitlik temelli bir Federal Kıbrıs devleti oluşturulması gerektiğini, Kıbrıs sorunun ivedilikle çözümlenmesi gerektiğini söyledi.
