KIBRIS

“Bağımlılık bir aile hastalığına dönüşür”

KKTC Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Teyfide Tecel Hatipoğlu, Gündem Kıbrıs’tan Bahar Sancar’a konuşarak, komisyon çalışmalıları hakkında bilgi verdi ve gençlerin nasıl korunacağına yönelik önerilerde bulundu. Hatipoğlu, kişilerde bağımlılık sürecinin bütüncül bir yaklaşımla tedavi edilmesi gerektiğini kaydederek, “Sadece kişinin kendisini değil, ailesini ve çevresindeki insanları da bu tedavi programına katıyoruz” dedi…

Haber: Bahar SANCAR

KKTC Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Teyfide Tecel Hatipoğlu, komisyon çalışmaları hakkında bilgi vererek, “KKTC Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu bir ilk adım merkezi olarak düşünülebilir. Bağımlılık tedavisinde yönlendirmeler yapan, rehabilitasyon yapan, eğitim veren, Sosyal Uyum Merkezi’nde yine günü birlik danışanları tedavi ve rehabilitasyon programına dahil eden bir kurumdur. Yaptığımız birçok araştırma var. Diğer yandan, bağımlılık kişide başlar ancak aile hastalığına dönüşür. Bağımlılığı ortaya çıkan, risk altında olan çocuklar, gençler, yetişkinler ve aileleri ile çalışıyoruz” bilgisini paylaştı.

“1191 numaralı destek hattımız 24 saat çalışıyor”

Hatipoğlu, komisyonun 24 saat esasına göre hizmet verdiğini söyleyerek, “KKTC’de gönülden çalışan bir kurumdur Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu. Herkes burada gönülden çalışıyor. Çünkü mesai saatlerini gözetmeksizin çalışıyoruz.  1191 danışma ve destek hattımız var. Oradan da hem sıkıntısı olan bireylere destek sağlıyoruz, hem randevularını ayarlıyoruz, kişinin acil bir durumu varsa müdahale etmeye çalışıyoruz. Örneğin, kişi yoksunluk yaşıyor olabilir, başı dertte olabilir, bağımlılık hakkında bili almak isteyebilir bu durumda birçok çağrı alıyoruz. 1191 numaralı destek hattımız 24 saat çalışıyor ve elimizden geldiği kadar da destek vermeye çalışıyoruz” dedi.

“Profesyonel bir kadromuz var”

Komisyonun çalışma ve sistemi ve işleyişi hakkında da bilgiler veren Hatipoğlu, “Sosyal Uyum Merkezi’ne danışanlarımız gelir, sabah Günaydın Toplantısına girerler, daha sonra psikolog görür, iyileşme danışmanız ve sosyal hizmet danışmanlarımız var. Profesyonel bir kadromuz var. Gönüllüler de bize destek veriyorlar. Psikolojik destek kişinin durumuna göre değişiyor. Bazen haftada bir, iki günde bir, gerektiği takdirde de her gün danışanlarımızı psikolog görüyor. Danışan bize ilk geldiğinde bir değerlendirme formumuz oluyor. Bu program Prof. Dr. Kültegin Ögel hocamızın oluşturduğu bir programdır. Prof. Dr. Kültegin Ögel komisyonun eğitim danışmanları ve süpervizyon hocalarımızdan birisidir. Bu program sayesinde kişinin hayat hikâyesini ve ihtiyaçlarını görüyoruz. İhtiyacına göre program oluşturuyoruz. Psikiyatrist değerlendirmesini için Devlet Hastanesi veya Özel Hastaneye yönlendiriyoruz. Kişinin yatışı gerekiyorsa yapılır ya da ayakta tedavi uygunsa sosyal uyum merkezine alıyoruz danışanı.” diye konuştu.

“Bağımlılıkla ilgili birçok eğitimimiz var”  

Komisyonun bağımlılık ile ilgili birçok eğitimi de bulunduğunu kaydeden Hatipoğlu, “Burada Cumartesi-Pazar hariç hafta içi her gün danışanlarımız sabahtan akşama kadar buraya gelir, rehabilite sürecini yürüterek kişiyi düzeltmeye ve toparlamaya çalışırız. Bu rehabilite sürecinin içerisinde bağımlılıkla ilgili birçok eğitim de bulunuyor. Kişinin yeniden kaymasını önlemek, bağımlılığı tam anlamıyla öğrenmesini, yoksunluk yaşadığı zaman neler yapması gerektiğini, öfke kontrolünü, beyin ve bağımlılık, bağımlılık ve aile başlıkları altında birçok eğitim sağlıyoruz. Bu eğitimleri ben, sosyal hizmet uzmanımız ve iyileşme danışmanımız veriyoruz. Aslında hasta burada olduğu sürece birçok eğitimden geçer” ifadelerini kullandı.

“Çeşitli sosyal aktiviteler ile kişiyi normal hayata hazırlıyoruz”

Komisyonda sadece rehabilitasyon ve eğitim birimlerinin bulunmadığını, aynı zamanda sosyal aktiviteler de yapıldığını söyleyen Hatipoğlu, “Buradaki çalışımalar arasında sosyal aktiviteler de bulunuyor. Çeşitli sosyal aktiviteler ile kişiyi normal hayata hazırlıyoruz. Sosyal aktivitelerde de, kişiler Sosyal Uyum Merkezi’nde el becerilerini kullanırlar. Kimisi resim, yapar, kimisi mandala boyar. Boncuk küpe, bileklik yaparlar. Eğer kişi üç ayını orada madde kullanmadan geçirdiyse ve biz de buna kişinin psikolojik olarak hazır olduğuna, dışarıya daha rahat uyum sağlaması ve işe başlaması konusunda hazır olduğuna inanıyorsak, “Z Cafe” karavan projesine kişiyi dâhil ediyoruz. “Hayat zikzaklarla doludur” sloganı ile başladık. Kişi Sosyal Uyum Merkezi’nde 3 ayı tamamladıktan sonra komisyon görevlileri ile birlikte karavanda günü birlik çalışmaya başlar. Zaman zaman Mahalle annelerimiz var, onlar da bize destek oluyor. Z Cafe programı onların da eşlik ettiği ve destek olduğu bir programdır. Anneler, komisyondan görevliler ve madde bağımlılığından 3 ay uzak duran kişi karavanda oluyor. Karavanımız geziyor. Komisyonla ilgili bilgilendirici broşürler dağıtıyor. Kimi zaman anneler orada gelen kişilere eğitim veriyor. Komisyonun Sosyal Uyum Merkezi’nde yaptıkları el sanatlarının orada satışını yapıyorlar. Özellikle de festivallerde bulunmak çok hoşlarına gidiyor. Çünkü kendi ürettikleri bir şeyin satışını yaparak oradan harçlıklarını alıyorlar. Hepsi bir arada olduğunda kimin daha fazla veya az ürettiğine bakılmaksızın, orada ne satılırsa para toplanıyor ve kendi aralarında bölüşüyorlar. Tüm bu masrafları komisyonumuz karşılıyor. Bazen de gönüllüler malzeme konusunda destek oluyor. Böyle güzel bir projeyi hayata geçirdik ve sürdürüyoruz” dedi.

“Bağımlılık bir aile hastalığına dönüşür”

Uyuşturucu ile mücadelede aile desteği ve bilgisinin de çok önemli olduğunu ifade eden Hatipoğlu, “Hasta bize geldiği zaman sadece kendisini değil, ailesini ve çevresindeki insanları da bu tedavi programına katıyoruz. Çünkü bağımlılık bir aile hastalığına dönüşür. Bütüncül bir yaklaşımla tedavi ve rehabilite sürecini yürütüyoruz.

“Bağımlılık yapan madde kullanımını önlemek üzerine çalışmalar yapıyoruz”

Komisyonda, uyuşturucu kullanımını önlemek için de çalışmalar yapıldığını söyleyen Hatipoğlu, “Bir de komisyonda önleme çalışmalarımız var. Hiç bulaşmamış aile ve çocuklarına da bağımlılık yapan madde kullanımını önlemek üzerine çalışmalar yapıyoruz. Prof. Dr. Kültekin Ögel, Dr. Zafer Bekiroğulları, Uzman Psikolog Melike Şimşek Ögel de bize çok destek veriyorlar. Bunun yanı sıra Dr. Zafer Bekiroğluları da komisyonun eğitim danışmanı ve kendisi de komisyonda aile ve grup terapilerini yönetiyor.” diye bilgi verdi.

“Strateji ve eylem planı oluşturuyoruz”

Uyuşturucu ile mücadelede devletin yapması gerekenler hakkında da konuşan Hatipoğlu, “Devletin bağımlılık yaratan maddelerle ilgili bir politikasının olması gerekir. Bununla ilgili bizim de çalışmalarımız var. Sayın Başbakan’ımız ve ekibi bize iyi bir destek sağlıyor. Strateji ve eylem planı oluşturuyoruz.

Uyuşturucuya başlama nedenleri

İnsanların uyuşturucuya başlama nedenleri hakkında da konuşan Hatipoğlu, “Bir insanın uyuşturucuya başlamasını tek bir sebebe bağlamak doğru değildir. Bunun birçok sebebi vardır. Kimi kişide travmalar, kimi kişide anne babanın çok sıkı kurallar koyması, kişinin şiddet görmesi, ergenlikte arkadaş grubu çok önemli olduğu için arkadaşa uymak, büyüdüklerini zannediyorlar ve eğer etraflarında madde kullanan biri varsa onlara ayak uydurmak gibi nedenleri var. Amaç ergenlikte bir gruba dâhil olmaktır. Uyuşturucuya başlama sürecinde arkadaş tavsiyesi çok görülür bir durumdur. Son zamanlarda nasıl başladın sorusundan sonra “kendimi çok kötü hissediyordum arkadaşım önermişti” cevabını duyuyoruz. Kişinin ve ailenin yaşadığı ortam da çok önemlidir. Çevrede varsa çok iyi koruyabilmek gerekir. Uyuşturucu kullanımına başlamanın birçok sebebi vardır. Tek bir sebebe bağlamak doğru olmaz” dedi.

Uyuşturucu kullanımında gözlemlenen belirtiler

Genç yaşta uyuşturucu maddelerle karşılaşan bireylerde gözlemlenen değişimler hakkında bilgi veren Hatipoğlu, “Çocuktaki değişimler; okuldaki başarısının düşmesi, evde aşırı gergin, aile ile çok iletişim kurmayan, daha önce iyi bir iletişimi varken anısızın iletişimin bozulması, başına buyruk hareketler yapıyor olması, okulu asması, fazla para harcıyor olması gibi davranışlar, sürekli bir şeylerden kaçıyor, saklanıyor gibi davranışlar sergilemesi gibi davranışlar olarak gözlemlenebilir. Bazı maddeler kullanıldığında fiziksel olarak da değişimler ortaya çıkar. Ani ve hızlı kilo kaybı, yüzünün ve gözlerinin çökmesi, renksiz olması, gözlerde kızarıklık olabiliyor. Ama bazen de bu belirtiler ortaya çıkmayabilir” dedi.

“Madde bağımlılığı çocukların ergenlik dönemi ile çok karıştırılıyor”

Konuşmasının devamında Hatipoğlu, “Ancak madde bağımlılığı çocukların ergenlik dönemi ile de çok karıştırılıyor. Ergenler genelde odalarına kapanır, aile ile bir şey yapmak istemez, arkadaşları onlar için çok önemlidir, hedefleri değişmiştir. O nedenle çok karıştırılabiliyor ergenlik dönemi ile. Bağımlılık ile ergenliği iyi ayırt edebilmek gerekir. Eğer aileler bu konuda bilinçli olurlarsa bunu çok net ayırt edip görebilirler” diye konuştu

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }