CTP tarafından 10 Aralık İnsan Hakları Günü vesilesiyle yayımlanan mesajda, "CTP, hak odaklı bir ülke yönetiminin mümkün ve zorunlu olduğuna inanmaktadır. İnsanların özgürce, güvende, sağlıklı, onurlu ve insanca yaşayacağı demokratik bir düzeni kurmak, bizim siyasal sorumluluğumuzdur” denildi.
“Ülkenin geleceği; insan onurunun korunduğu, sağlık ve eğitim hizmetlerinin eşit ulaştırıldığı, çevrenin ve yaşam alanlarının korunduğu, yolsuzluğun değil adaletin hüküm sürdüğü bir toplumsal düzenle mümkündür” denilen mesajda, CTP'nin bu düzeni kurma kararlılığına sahip olduğu vurgulandı.
CTP'nin insan haklarını, “toplumun birlikte yaşama iradesinin temeli ve demokrasinin en güçlü güvencesi” olarak gördüğü kaydedilen mesajda, “Onurlu yaşam, eşit yurttaşlık ve özgürlük herkesin hakkıdır. Ancak uluslararası raporlara ve yerel gözlemlere net biçimde yansıyor ki, Kıbrıs’ın kuzeyinde temel haklar sistematik olarak ihlal edilmektedir.” denildi.
Kkamusal sağlık sisteminin erozyona uğradığı ifade edilen mesajda, “ilaç krizlerinin, sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan engellerin ve devlet hastanelerinin yetersiz altyapılarının yaşam hakkını tehdit eder noktaya geldiği” görüşü savunuldu. Mesajda, Girne ve Güzelyurt hastanelerinin tamamlanamamasının, yurttaşın kamusal sağlığa erişimini zorlaştırdığı belirtildi.
Eğitim hakkının eşitlikten uzaklaştığı belirtilen mesajda, çocukların ailelerinin ekonomik koşullarına göre ayrışan bir yapı olduğu, okulların altyapı eksiklikleri ile özel gereksinimli bireylere yönelik mekanizmalarının eksikliğinin fırsat eşitliğini zedelediği ileri sürüldü. Mesajda, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet, çocuk ihmal ve istismarı ve küçük yaşta suça sürüklenen çocuklarla ilgili konularda sosyal devletin görevini yerine getirmediği de savunuldu.
Basın özgürlüğünün, fiili baskılar ve yargısal tehditlerle daraltıldığı belirtilen mesajda, gazetecilerin yazdıkları nedeniyle dava edildiğine dikkat çekildi. Mesajda, “Gazeteciler ve iş insanlarının, yurt dışı kaynaklı suç örgütlerinin gönderdiği tetikçiler tarafından tehdit edilmesi ise kişi güvenliğinin ortadan kalktığını açıkça göstermektedir.” ifadesine de yer verildi. Mesajda, “İnsan kaçakçılığı ve insan ticareti ülkenin görünmez bırakılan ağır insan hakkı ihlallerinden olduğu” belirtildi.
Temel tüketim maddelerine erişimin geniş kesimler için mücadele hâline geldiği belirtilen mesajda, “Elektrik, gıda ve kira gibi en temel ihtiyaçların karşılanamadığı bu tablo, sosyal devletin yurttaşını koruma yükümlülüğünden uzaklaştığını gösteriyor. CTP’nin yıllardır vurguladığı gibi, sosyal devlet; halkı yoksulluğa terk eden değil, temel ihtiyaçlara erişimi güvence altına alan ve insan onurunu koruyan devlet modelidir.” denildi.
Mesajda, çevresel tahribatın yaşam hakkını “doğrudan tehdit eder boyuta ulaştığına” dikkat çekilerek, “Dere yataklarının taşması, altyapıdaki başıboşluk, her yağış sonrası ortaya çıkan felaket görüntüleri ve kontrolsüz inşaat politikaları, toplumun geleceğini tehdit etmektedir.” ifadeleri yer aldı.
Trafik güvenliğine de dikkat çekilen mesajda, “Trafikte yaşanan her ölüm, sosyal devletin yükümlülüklerini yerine getirmediğinin acı bir göstergesidir” denildi.