EKONOMİ

Ekonomist Saydam uyardı: 2026, 2025’ten daha kötü geçecek

Ekonomist Göksel Saydam, 2025 yılının çok büyük bir bütçe açığı ile kapatıldığına dikkat çekerek, 2026 yılının ekonomik anlamda 2025’ten daha kötü geçeceğine inandığını söyledi.

-ÖZEL HABER-

Gündem Kıbrıs Gazetesi’ne 2025 yılını değerlendiren Ekonomist Göksel Saydam, 2025 yılının çok ciddi bir bütçe açığıyla kapatıldığını söyledi. Saydam, hükümetin serbest ekonomi gerekçesiyle hiçbir fiyat denetimi veya önlemi almadığını belirterek, alım gücündeki erimenin hayat pahalılığı tahsisatlarıyla telafi edilmeye çalışıldığını ifade etti.

“Ver verle olmaz, önce pahalılık koşuyor”

Hükümetin memur, emekli ve son olarak asgari ücretlilere hayat pahalılığı artışı vermesinin sorunu çözmediğini vurgulayan Saydam, “Ver verle olmaz. Pahalılık önce koşuyor, arkadan alım gücü zayıflıyor” dedi. Temel tüketim mallarında fiyat denetiminin şart olduğunu belirten Saydam, bunun yasalarda yer aldığını ve devletin bu konuda yetkisi bulunduğunu hatırlattı.

“Milyoner de asgari ücretli de aynı fiyata alıyor”

Fiyat denetimi yapılmadığı sürece gelir grupları arasındaki uçurumun kapatılamayacağını söyleyen Saydam, milyonerin de asgari ücretlinin de aynı fiyata alışveriş yapmak zorunda kaldığını, bunun alım gücünü daha da bozduğunu ifade etti.

“Asgari ücret tartışmalarıyla etiketler değişmeye başladı”

Asgari ücret tartışmalarının başlamasıyla birlikte market raflarındaki etiketlerin değişmeye başladığını kaydeden Saydam, bu sürecin asgari ücret artışıyla birlikte devam edeceğini söyledi. “Pahalılık engellenemez ama önlenebilir” diyen Saydam, hükümetin bu konuda uzun süre kamuoyunu oyaladığını savundu.

“Elektronik etiket sözü de yerine getirilmedi”

Elektronik etiket sisteminin Şubat ayında yürürlüğe gireceğinin açıklandığını hatırlatan Saydam, pahalı satışların takip edileceği ve kazanç vergisi uygulanacağı yönündeki söylemlerin hayata geçirilmediğini belirtti. “Bunlar hep hikâye” ifadelerini kullandı.

“Ekonomiye sadece maaşla bakılmaz, alım gücü esastır”

Bu yılın ekonomik açıdan iyi geçmediğini vurgulayan Saydam, bir ülkenin ekonomik durumunun yalnızca maaş artışlarıyla değil, alım gücüyle ölçüldüğünü dile getirdi.

“2025’de hayat pahalılığı gerçekte yüzde 30-35”

2025 yılı için henüz yıllık hayat pahalılığı oranının ilan edilmediğini ancak açıklanacak oranın yüzde 20’ler civarında olacağını öngören Saydam, gerçek hayat pahalılığının ise yüzde 30-35 seviyelerinde olduğunu söyledi.

“Harçlar ve vergiler asgari ücrete endeksleniyor”

Hayat pahalılığı düşürüldükten sonra vergi, resim ve harçlara zam yapılacağını ifade eden Saydam, tüm harçların asgari ücret oranında artırılacağını kaydetti. Asgari ücrete zam yapılıp aynı anda fiyatların yükseltildiğini belirten Saydam, “Sıfıra sıfır, elde var sıfır” dedi.

“Artış alım gücünü koruyacak şekilde olmalı”

Asgari ücret hesaplanırken artışın artısının da çalışanın cebinde kalması gerektiğini vurgulayan Saydam, aksi halde alım gücünün korunamayacağını söyledi. Bu durumun tüketiciye hiçbir faydası olmayacağını, aksine alım gücünü daha da düşüreceğini belirtti.

“Belediye harçları da otomatik artıyor”

Su, temizlik ve belediye harçlarının asgari ücrete endeksli olmasını eleştiren Saydam, asgari ücret yükseldiğinde belediyelerin aldığı ücretlerin de otomatik olarak arttığını söyledi. Aklı başında ülkelerde bu tür vergilerin asgari ücrete bağlı olmadığını ifade etti.

“Devlet tüketicinin cebinde ne kalacağına bakmalı”

Devletin tüketicinin cebinde ne kaldığını düşünmesi gerektiğini vurgulayan Saydam, verilen artışların harçlar, belediye ödemeleri ve tüccar kazançlarıyla geri alındığını söyledi. Gelir dağılımının da bozuk olduğuna dikkat çeken Saydam, devlet memurları ile özel sektör çalışanları arasındaki büyük gelir farkına işaret etti.

“Sosyal dengeyi sağlayacak bir çalışma yok”

Devletin sosyal yükümlülükleri aracılığıyla gelir dengesini sağlayamadığını belirten Saydam, bu yönde herhangi bir ciddi çalışmanın da bulunmadığını ifade etti.

Döviz değerlendirmesi…

Türkiye dövizi baskıladığı sürece kurun mevcut tempoda ilerleyeceğini söyleyen Saydam, Merkez Bankası’nın döviz alıp piyasaya müdahale etmesini “baskılama” olarak nitelendirdi. Baskı kalktığında döviz artışının hızlanacağını, Türkiye’nin yüksek dış borçlarının da döviz talebini artıracağını kaydetti.

“2026, 2025’ten daha kötü geçecek”

2026 yılının ekonomik açıdan 2025’ten daha kötü geçeceğini öngören Saydam, bu gidişatın ancak tasarruf tedbirleriyle tersine çevrilebileceğini söyledi. Devlette herhangi bir tasarruf önlemi bulunmadığını vurgulayan Saydam, “Yok. Hiçbir şekilde yok” ifadelerini kullandı.

Saydam’dan vatandaşlara tavsiyeler…

“2026’dan umutlu değilim” diyen Saydam, vatandaşlara da ekonomik anlamda tavsiyelerde bulundu.

Saydam, sözlerine şöyle devam etti:

“Vatandaşa tavsiyem çok harcamayın, birikimlerinizi akıllı kullanın, döviz borçlanmayın. Ekonomi çalışın, önümüzü biz de değil kimse göremiyor.

“Güney silahlanıyor, sonu hayırlı değil”

Güney Kıbrıs’ın son dönemlerde artan silahlanma eğilimine de değinen Saydam, ‘bunun sonu hayırlı değil’ uyarısında bulundu. Saydam, “Ekonomik sorunlar yanında, ağır ağır kaynayan bir jeopolitik, askeri hazırlıklar da var. Güney Kıbrıs sürekli silahlanır, anlaşma yapar, bunun sonu hayırlı değil. Bu nedenle ben 2026’yı daha kötü görüyorum” ifadelerini kullandı.

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }