Gazeteci Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...

Asrın felaketi...    

Ekonomik yıkım 80 milyar dolar...  

40 bini aşkın ölüm…     

Depremden etkilenen insan sayısı 13 milyonu geçti...  

 460 binin üzerinde afetzede...    

Kış kıyamet…

Barınma en büyük sorun…    

Köyü olan geri köyüne...   

 Olmayan akraba yanına...  

 Akraba da artık neredeyse...  

 Yıkımın en çok hissedildiği illerin başında Hatay geliyor.    Hatay Kıbrıslı Türkler için özeldir.    Gidip görmesek de kültürünü, insanını biliriz…     

Çünkü Kuzey Kıbrıs’ın neredeyse yarı nüfusu Hatay’dandır...    

Kağıt üstünde öyle görünmese de bu yılların getirdiği bir sonuçtur...   

 Kiminin kocasıdır, kiminin karısı…  

 Kiminin damadıdır, kiminin gelini…  

 Kiminin iş verenidir, kiminin çalışanı...    

Kiminin berberidir, kiminin terzisi...  

 Kiminin aşçısı, kiminin şoförü…    

Kiminin dip komşusudur, kiminin içki arkadaşı…  

 O nedenle Hatay özeldir…   

 Binlerce ölü, geride kalan binlerce acı yüklü yürek…

   En zoru da kış koşullarında açta açıkta kalma halidir…  

 Dedim ya kimileri köye, kimileri akraba yanına...  

 Yıkım bölgelerinden ama özellikle Hatay’dan büyük bir göç başladı Kıbrıs’a...  

 İnsanidir bu sorun, kaçınılmaz bir gerçeklik...  

 Şimdilik akraba yanlarında sığınma hali… Ama böyle gitmeyeceği belli…   

 Devreye sosyal devlet girmeli…  

 Bu insanların bizden biri olmaları için devletin girişimler yapması gerekiyor...

   Gettolar yaratıp bu gettolarda bizden farklı bir hayat sürmelerinin önüne geçilmeli...  

 2003 yılında Annan planı sonrasında yaşanan göçün faturasını yıllarca ödedik…  

 Sıcak para uğruna huzurumuzu yitirdik