KIBRIS

Gülbahar: Şehitlerimizin emaneti egemenliğimiz pazarlık yapılamaz

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, 21–25 Aralık Mücadele ve Şehitler Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, Şehitlerin emaneti olan Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve egemenlik haklarının pazarlık konusu yapılamayacağını vurguladı.

Aradan geçen 51 yıla rağmen Rum liderliğinin hedeflerinin değişmediğini savunan Gülbahar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Fransa, ABD ve İsrail ile yaptığı askeri anlaşmalarla bölgedeki gerilimi artırdığını söyledi. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’i de eleştiren Gülbahar, bu kurumların Rum uzlaşmazlığını görmezden geldiğini ifade etti.

Aziz Gülbahar, “Kıbrıs Türk halkı azınlık değil, egemen bir halktır. Bu egemenlik ne Brüksel’de ne Lefkoşa’nın güneyinde ne de iç siyasette pazarlık konusu yapılamaz. Şehitlerimizin hatırası üzerinden, bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi yok sayan sözde çözümler kabul edilemez” dedi.

-“Tarihimizi iyi bilmek ve doğru anlamak zorundayız ki geleceğe güvenle ilerleyebilelim”

21-25 Aralık Mücadele ve Şehitler Haftasının başlaması nedeniyle açıklama yapan Gülbahar, “Tarihimizi iyi bilmek ve doğru anlamak zorundayız ki geleceğe güvenle ilerleyebilelim” diyerek, EOKA’nın tek amacının ENOSİS, yani adanın İngiliz yönetiminden çıkarılarak Yunanistan’a bağlanması olduğunu hatırlattı.

Gülbahar, tüm zorluklara ve yokluklara rağmen milli ve dini aidiyetini asla kaybetmeyen Kıbrıs Türkü'nün, çeşitli mücadele aşamalarından sonra; 26 Kasım 1957’de ilk resmi bildirisini yayımladığını ve Rauf Denktaş, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi’nin önderliğinde kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı’nı (TMT) devreye sokarak, Rumların adayı Yunan yapmasına seyirci kalmayacağını ve direneceğini tüm dünyaya ilan ettiğini belirtti.

1 Ağustos 1958’den itibaren, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı’nın hazırladığı "Kıbrıs İstirdat Projesi’nin (KİP)" yürürlüğe girdiğini ve TMT’nin komutanlığına Türk Ordusu’nun bir komutanı olan Rıza Vuruşkan’nın gizli görevle getirildiğini aktaran Gülbahar, “Bu adım, Kıbrıs Türkü’nün geleceği için bir dönüm noktası olmuştur” dedi.

-1960 Kıbrıs Cumhuriyeti ve Rum uzlaşmazlığı

1960 yılında, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin anlaşmasıyla Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti kurulduğunu dile getiren Gülbahar, Anayasa’ya ve yapılan anlaşmalara göre Kıbrıs Türkü’nün, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ve eşit ortağı olduğunu ancak Rum tarafının bunu hiçbir zaman içine sindiremeyerek, yapılan anlaşmaları ve kurulan devleti, adayı Yunan yapma hayali için bir sıçrama tahtası olarak gördüğünü belirtti.

-Makarios’un Anayasa İhlalleri ve AKRİTAS Planı

Devletin başında bulunan Rum lider Cumhurbaşkanı Makarios’un, 13 maddelik anayasal değişiklik paketiyle; beş büyük kentte ayrı belediyeler kurulmasını ve Türk lider Cumhurbaşkanı Muavini Dr. Fazıl Küçük’ün, Kıbrıs Türkü’nü ilgilendiren belirli konulardaki veto yetkisini ortadan kaldırmaya çalıştığını söyleyen Gülbahar, “Türkiye ve Kıbrıs Türkü’nün bu girişimleri reddetmesi üzerine, Rum tarafı Türk’ü imha, Kıbrıs’ı Yunan yapma planı olan AKRİTAS’ı, 21 Aralık 1963’te uygulamaya koymuştur” dedi.

-1963–1974: Şehitler, Göç ve Direniş

Gülbahar, 21 Aralık 1963’te Rum yöneticileri tarafından Kıbrıs Türk halkına karşı başlatılan saldırıların, basit bir “toplumsal çatışma” değil; örgütlü, kanlı ve hedefi Türk varlığını ortadan kaldırmak olan bir soykırım girişimi olduğunu ve 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar devam ettiğini belirtti.

Bu süreçte yaklaşık 500 şehit verildiğini, 103 yerleşim biriminden Kıbrıs Türk halkının zorla göç ettirildiğini kaydeden Gülbahar, 15 Temmuz 1974’te, Yunan Cuntası ve Rum içindeki uzantıların Makarios’a darbe yaparak Kıbrıs Helen Devleti’ni ilan edince; Türkiye, Kıbrıs Türkü’nün çağrısına uyarak garantörlük hakkını kullanmış ve 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı’nın başladığını ifade etti.

Gülbahar, iki aşamada 16 Ağustos 1974’e kadar süren Barış Harekâtının adaya huzur getirdiğini, Kıbrıs Türkü’nü özgür, güvenli ve egemen bir coğrafyada kendi devletini kurma imkânına kavuşturduğunu belirtti.

-Değişmeyen Rum Hedefleri ve Günümüz Tehditleri

Gülbahari, aradan geçen 51 yıla rağmen, Rum liderliğinin hedeflerinin değişmediğini, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in, iki devletli çözüme yönelmek yerine; Fransa, ABD ve İsrail ile askerî anlaşmalar yaparak Türkiye’yi ve Kıbrıs Türk halkını tehdit ettiğini söyledi.

Avrupa Birliği’nin halâ Rum yanlısı olduğunu, Birleşmiş Milletler’in ise Rum uzlaşmazlığını görmezden gelerek tarihi hatasını sürdürdüğünü savunan Gülbahar, “Egemenlikten vazgeçmeyeceğiz, bu nedenle özgürlük, egemenlik ve güven içinde yaşama hedefli milli mücadelemiz devam etmektedir” dedi.

Gülbahar, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Bir kez daha ilan ediyoruz: Kıbrıs Türk halkı azınlık değil, egemen bir halktır. Bu egemenlik ne Brüksel’de, ne Lefkoşa’nın güneyinde ne de iç siyasette pazarlık konusu yapılamaz. Şehitlerimizin hatırası üzerinden, bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi yok sayan sözde çözümler asla kabul edilemez. Bugüne dek Anavatan Türkiye ile birlikte yürüdük, bundan sonra da Türkiye ile birlikte yürüyeceğiz. Türkiye, Anavatanımız, yegane güvencemiz olmaya devam edecek. Buna karşı çıkanlar karşılarında Kıbrıs Türk halkını bulacak”

21–27 Aralık Mücadele ve Şehitler Haftası vesilesiyle; şehitleri rahmet, minnet ve saygıyla anan gazileri hürmetle yad eden Gülbahar, “En zor koşullarda teslim olmadık. Artık devletimiz var. Anavatan Türkiye bizimledir; bundan sonra asla geri adım atmayız. Devletimizi kurduk; yaşatacak ve dünyada hak ettiği yeri almasını sağlayacağız.” dedi.

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }