Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu, Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın konuğu oldu. Yaklaşan Asgari Ücret görüşmeleri hakkında konuşan Bakan Hasipoğlu, “Asgari Ücret Tespit Komisyonumuz ilgili taraflara çağrıda bulunacak ve görüş alışverişi başlar. Ancak yasanın emrettiği bazı kriterler de vardır. İlk kez biz Ocak ayından resmi bir toplantı yapıyoruz. Sosyal medyada ve basında tartışmalar olacaktır. Hem işveren hem de işçi tarafının kendileri göre rakamları var. Toplantıda bunları dile getireceklerdir. Tarafları dinleyeceğiz. Aralık ayı içerisinde ilk toplantımızı yapacağız ve tartışmalarımızı masada yapacağız. Sadece işçi ve işveren tarafları değil, sektörlerin temsilcilerinin de görüşlerini almak istiyorum o nedenle onlara da bir çağrıda bulundum. Onlarla da ayrı görüşmeler yapacağım. Aralık ayı Hayat Pahalılığı oranı Ocak ayında açıklanacak ve onun ardından Ocak ayı içerisinde daha somut rakamlar üzerinden konuşarak yeni asgari ücreti belirleyeceğiz” dedi.
“Bakanlık olarak her ay özel sektöre 240 Milyon TL prim teşviki veriyoruz”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2026 yılı projeleri hakkında da bilgi veren Hasipoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Çalışma Bakanlığı ile ikili bir anlaşma imzaladık. Bütün çalışma hayatını bir sistem içerisinde toplayarak yapılanları kalem kalem belirlediğimiz, en önemlisi de ortak komite kurarak süreci bir takvime bağladık. Bizim için KKTC vatandaşlarının iş bulması, çalışması ve onların iş gücü önceliğimizdir. Diğer taraftan sektörleri ayakta tutacak prim teşviki çalışmalarımız da devam etmektedir. Tarihte görülmemiş bir şekilde Bakanlık olarak her ay özel sektöre 240 Milyon TL prim teşviki veriyoruz. Yeni iş kuracak kadınlarımıza yüzde 100 prim desteği veriyoruz. Bu çalışmalarımız bir yandan devam etmektedir. Bakanlığımızın bir de aile ve sosyal politikalar yönü bulunmaktadır. Kadınlarımız, gençlerimiz, yaşlılarımız, engelli vatandaşlarımız bizler için çok önemlidir. Ülkemizde eşi benzeri görülmemiş bir otizm merkezi açmak için düğmeye bastık. Yaşlı bakım evleri açılması noktasında ek bir bütçe yaptık ve onayladık. Sınırüstü Yaşlı Bakım evini açma hedefimiz vardır. 2026 yılı içerisinde aile ve kadın için eğitim programlarımız olacak. Halkımıza daha iyi hizmet verebilmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.
“Fransız mahkemesinin verdiği karar önemlidir”
Fransa’da Kıbrıs Rum tarafının talebiyle gözaltına alınan ve Güney Kıbrıs’a iadesi istenen İran asıllı Kıbrıslı Rum vatandaşının Fransız Mahkemesi tarafından verilen kararla serbest bırakılması hakkında değerlendirmelerde bulunan Hasipoğlu, “Güney Kıbrıs’ın en büyük hedefi bizim ekonomik olarak büyümemizi engellemektir. Bizim en önemli sektörlerimiz turizm, üniversiteler ve inşaat sektörüdür. KKTC’ye yatırım yapan yerli ve yabancı vatandaşları tutuklamak için hem İnterpol hem de Europol nezdinde arama emirleri çıkarttı. Bunlar üzerinden bizim sektörümüzü engellemeye çalıştı. Fransız mahkemesinin verdiği karar önemlidir. Roma hukukundan bu yana temel bir prensip vardır. Eğer birinin suç işlediği iddiası varsa suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili mahkemedir. Fransız mahkemesi de olaya bu gözle baktı ve dedi ki senin şikâyet ettiğin olay senin kontrolünde olmayan topraklarda oldu. Fransız mahkemesi KKTC’yi tanımasa da hukukun bu evrensel prensibini öne çıkarttı ve aynı zamanda AB’nin 2004 yılında uygulamaya koyduğu 10 numaralı protokolünü uygulamaya koydu. Bu nedir? Kıbrıs’ın Kuzeyinde AB müktesebatını ve yasalarını uygulamıyorum dedi. Demek ki AB üyesi bir ülkede Rum tarafı olarak bir talepte bulunuşa bile 10 numaralı protokolü gerekçe gösterdi, ayrı bir devlet denmedi ama orası senin kontrol yetkin yok diyerek Rum Yönetiminin bu talebini reddetti. Mutlaka Rumlar bunu istinafa götürecektir. Bunun bir içtihata dönüşmesi önemlidir. AB’de yüksek mahkemeye götürülür ve bir karara bağlanır. Bu karar Fransız mahkemesinin aldığı bir karardır” ifadelerini kullandı.
“Bizim TMK’nın etkin çalıştığını göstermemiz gerekiyor”
Konuşmasının devamında Taşınmaz Mal Komisyonu’nun önemine vurgu yapan Hasipoğlu, “Ünal Üstel hükümetinin TMK’nın etkin çalışmasında çok büyük katkısı vardır. Bir fon yaratılarak TMK’ya aktarıldı. TMK kurulduğu günden bu yana yapılan tüm ödemelerin üçte biri oranında 106 Milyon Sterlinlik bir ödeme yapıldı. Bizim TMK’nın bu şekilde etkin çalıştığını göstermemiz gerekiyor. Avrupa Mahkemeleri de bir alternatifin işlediğini bilsin. Bu tür tutuklama taleplerinin yapılmaması adına da etkin bir çarenin çalıştığını Avrupa’ya gösteriyoruz” dedi.
Strazburg’da Delegeler Komitesi’nde Rum tarafının talebiyle TMK’nın kapanması için yapılan oylamayı değerlendiren Hasipoğlu, “Siyasi anlamda lobi faaliyetine devam etmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti’ne de büyük görev düşmektedir. Çünkü Avrupa’da taraf olan ülkedir. Hukuki noktada TMK’nın etkin çalışması konusunda bir sorun görünmüyor. Grafiklere baktığınızda son dönemde ciddi anlamda ödemeler artmıştır. Bu olumlu bir gelişmedir. Avrupa Delegeler Komitesi’nin niyeti TMK’yı kapatmaksa ve tüm müracaatları AİHM’e yüklemekse çok büyük hata yaparlar. Rum-Yunan lobisinin her girişimine rağmen böyle menfi bir karar düşünmüyorum. Bu sadece siyasi bir mesele değildir. Bir mekanizma yaratılmıştır ve o mekanizma da işliyor. Biz çözüm olmadan nakit bu paraları ödüyoruz. Bunların anlatılmaya devam edilmesi gerekiyor. TMK’nın kapanması demek binlerce müracaatın AİHM’e dönmesi demektir. Mahkeme ayağının objektif bir değerlendirme yapacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Ne anlaştıysanız Cumhurbaşkanı olarak bunu izah etmek yükümlülüğündesiniz”
BM Özel Temsilcisi Holguin’in Kıbrıs adasına gerçekleştirdiği ziyaretler, yapılan görüşmeler ve açıklamalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Hasipoğlu, “Müzakere masasının kurulabilmesi için Cumhurbaşkanı Sayın Erhürman 4 maddelik şart ortaya koydu. Müzakere ve görüşme masası olarak masaları ikiye ayrıldı. Görüşme masasında günlük hayatta her iki halkın hayatını kolaylaştıracak düzenlemeler. Bu da bize göre iki devlet tanımında olması gerekir. Müzakere masası Kıbrıs konusunda kapsamlı çözümün nasıl kurulacağı ile ilgilidir. Sayın Erhürman siyasal eşitliğin kabul edilmesi lazım dedi. Bu esasa ilişkin bir vurgudur. Diğer 3 madde ise usule ilişkindir. Geçmiş uzlaşılar kabul edilecek, bir takvim olacak ve masaya oturduğumuzda bir uzlaşı olmazsa, Kıbrıs Türkünün statüsü önceden belirlenecek. 11 Aralık’ta iki lider Bayan Holguin ile bir araya gelerek bu konuları görüştüler ve ortak bir açıklama yaptılar. BM dedi ki: Her iki cumhurbaşkanının kabulüyle “Siyasal eşitlik” tanımında bir uzlaşı oldu. BM Güvenlik konseyi kararlarının tanımladığı şekilde siyasal eşitlik temelinde görüşmeler devam edecek. Erhürman, ‘bir adım atmadan önce tüm taraflarla istişare edeceğim’ demişti. Bu konuda hiçbir şekilde meclise bilgi verilmedi. 11 Aralık önemlidir. İki devletli ve egemen eşitlik temelinde görüşmelerin başlaması seçeneği ortadan kalkmıştır. Bir federasyon parametresi olan siyasi eşitlik temelinde görüşme sürecinin başlayabileceği bir uzlaşı oldu. Bu tamamen bir paradigma değişikliğidir. Sayın Erhürman seçilmeden önce de federasyondan bahsetmedi ama bu uzlaşısı federasyondur. Siyasal eşitlik bir BM parametresidir. 716 sayılı karar, Federasyon temelli, tek egemenliğin olacağı, altında kurucu devletlerin olacağı ve Kıbrıs Cumhuriyetine atıfta bulunan bir karardır. Sayın Erhürman’ı eleştirmiyorum ama çıkıp bize, Türkiye’ye ve dünyaya federasyon görüşmeyi kabul ettiğinin bilgisini vermesi gerekirdi. Hem öncesinde hem de görüşme sonrasında bunu yapması gerekirdi. Ne anlaştıysanız Cumhurbaşkanı olarak bunu izah etmek yükümlülüğündesiniz. Halka açık ve net olun” dedi.
Konuşmasının devamında Hasipoğlu, “Tünelin ucunda ışık görmüyorum. Rum tarafının bizimle zenginliği ve yönetimi paylaşım temelli olan federasyonu bizimle paylaşmaya bir niyeti yoktur. Bir 5 yıl daha Cumhurbaşkanı Erhürman bu kavramlar üzerinde oyalanacaksa buyursun oyalansın” ifadelerini kullandı.