KIBRIS

“KKTC’nin toprak bütünlüğünün perçinlenmesi açısından TMK çok önemlidir”

Gazeteci Aziz Karaaziz, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun KKTC’nin toprak bütünlüğü ve geleceği açısından çok önemli olduğunu söyleyerek, TMK’nın daha aktif çalıştırılması gerekliliğine vurgu yaptı…

Gündem Kıbrıs Özel Haber

Gazeteci Aziz Karaaziz, Günem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın konuğu olarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu…

Ülkede son dönemlerde yaşanan adli olaylar ve devam eden polis soruşturmaları ve iç siyasette yaşanan gelişmeler hakkında konuşan Gazeteci Aziz Karaaziz, “Polis soruşturmaları ve tutuklamalar hiç alışık olmadığımız durumlardır. Eğer bir suç varsa onun takibi yapılacak ama bu ülkenin gündemi bu olmamalıydı. Bugün bazı önemli noktalarında soruşturmalar ve tutuklamalar var. Daha işin başındayız. Bu işin mahkeme süreci de yaşanacak. Umuyorum ki böyle bir gündemi ülke bir daha konuşmaz. Bu ülkede sokağın konuştuğu her şey gerçek oluyor. Sokakta bir şey konuşuluyorsa bunu herkesin dikkate alması gerekir. Bundan sonra temiz bir toplum olarak devam edebilmemizdir. Saygı ve sabırla polisin tahkikatını tamamlamasını ve işin mahkeme sürecinin bitmesini beklemeliyiz. Yargısız infazları çok yapıyoruz. Masumiyet karinesini kaile almıyoruz. Eğer ortada bir suç varsa zaten çıkacaktır. Peşin hükümle böylesi büyük bir olayda karara verip yorum yapmak doğru değildir. Polisimiz zaten işini yapıyor. Mahkemelerimiz de görevini yapacaktır. Sonuçlarını beklemek gerekiyor. Bu sürecin siyasete de yansıması olacaktır. Çünkü siyasi makamların paralelinde olan isimlerden bahsediliyor. Siyasete nasıl yansıyacağına da kamuoyu karar verecektir. Ancak ortada şimdiden bir karar yokken sonuçlar üzerinden konuşulması doğru değildir” ifadelerini kullandı.

“Ortodoks Rum kilisesinin hem kişiler üzerinde hem de siyasi partilerin ayakta kalması üzerinde ciddi maddi etkileri var”

Tufan Erhürman’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Rum Yönetimi ile temaslar ve BM Özel Temsilcisi Holguin ile görüşmesi hakkında değerlendirmelerde bulunan Karaaziz, “Hristodulidis göreve başladığında söylemleri ne ise bugün de bir şey değişmedi. Kimse Hristodulidis’in keskin bir ayrılığa düşmesini bekleyemez. Güney Kıbrıs’ta politika belirleyiciler seçilmiş başkanlar değildir. Politikalar kişileri seçer. O politikaya etki eden hususlar ise kilisedir. Ortodoks Rum kilisesinin hem kişiler üzerinde hem de siyasi partilerin ayakta kalması üzerinde ciddi maddi etkileri var. Kilisenin onay vermediği bir isim eğitim bakanı olamaz. Laik ve AB ülkesi olduğunu söylüyorlar ama dini makamın onay vermediği bir isim eğitim bakanı olamıyor. Böyle bir ortamda politikayı da kilise belirliyor. Diğer yandan ulusal konsey yapıları var. Yunanistan’ın da çok büyük etkisi var. Güney Kıbrıs’ın ulusal siyasetinin ana belirleyicilerinden biri de Atina yönetimidir. Tüm bu belirleyicilerin ortay koyduğu siyaset birisini seçiyor. Güney Kıbrıs’ta bu siyasetin alternatifi yoktur. Bu baskından değil, bir yapı meselesidir. Bir Rum vatandaşının buna ters düşeceği bir durum ortada yoktur. Güney Kıbrıs’ın siyasetini değiştirmesi kişileri aşan bir olaydır. Siyaseti seçilen başkan belirlemiyor” dedi.

Erhürman’ın 4 maddelik müzakere metodolojisi: Bu maddeler zorlaştırıcı değil, bugüne kadarki açmazların özetidir

Konuşmasının devamında Karaaziz, “Sayın Cumhurbaşkanı Erhürman, ayakları yere basan sağlam açıklamalar yapıyor. 4 maddelik metodolojik öneriler sunuldu. Bunlar masanın ana kurallarıdır. Eğer masaya oturacaksak bunlar ortaya konmalıdır. Ancak bu konu zor bir konudur. İşlerin zorlaşması için bu 4 madde masada değildir. İşlerin daha kolay olması için sundu. Bugüne kadarki açmazların ve Kıbrıs sorununun sorun olmasının ana nedenlerini o 4 maddede özetledi. Ancak Rum tarafı, Siyasi eşitlik ile benim garantörlük haklarımı ortaya koyup ya biri ya diğeri diye bir tercih yapma durumunda Kıbrıslı Türkleri bırakmaya çalışmıştır. Diğer yandan takvim de çok önemli bir husustur. Bu yolculuk ne kadar sürecek? Bunu bilmek gerekiyor. Rumlar bir kere daha hayır dediğinde bizim yeni bir statümüz olmalıdır. Bu maddeler zorlaştırıcı değil, bugüne kadarki açmazların özetidir. Rum tarafı tarafından ortaya konulan duvarların yıkılması gerekir. Üçlü görüşmeye ben çok önem veriyorum. Bayan Holguin ile yapılacak görüşme önemlidir. Üçlü görüşmede kağıda yazılacak bazı şeyler olması gerekir. Somut bir şeyler olmalıdır” ifadelerini kullandı.

TMK’nın geleceği: Biz bu yapıyı kaybedersek günlük konuştuğumuz konuların hiçbir değeri kalmayacak

Strazburg’da gerçekleşen Delegeler Komitesi toplantısında Taşınmaz Mal Komisyonu’nun oylanması ve çıkan sonucu değerlendiren Karaaziz, “TMK var ama verimli çalışmıyor. Orada ciddi sorunlar yaşanıyor. İlk başta çok güzel sonuçlar alınmaya başlanmıştı ancak başvuru sayısı arttı ve o talebi karşılayamaz duruma geldik. Gereken kaynak oraya ayrılamadı. En son hükümet tapu işlemleri ile ilgili bir kaynak aktardı. Ancak gelen haberlere göre o para da farklı maksatlar için kullanıldı. Oranın acilen çalıştırılması, eksik üyelerin tamamlanması ve tüm dosyaların tamamlanması gerekiyor. Umuyorum ki gereken çalışmalar tamamlanır ve TMK daha işlevsel bir hale getirilir. TMK, KKTC’nin geleceği açısından çok hayati öneme sahiptir ve TMK’ya sahip çıkmamız gerekiyor. Delegeler Toplantısı sonucunda biz bir zafer kazanmadık, son istasyonda bizi o trenden indirecekler. Bu çok büyük riskler taşımaktadır. Bu olayın bir de siyasi yönü de vardır. KKTC’nin toprak bütünlüğünün perçinlenmesi açısından da TMK çok önemlidir. Umuyorum ki TMK daha aktif bir şekilde çalışmaya başlar. Aksi takdirde bir sonraki toplantıda o 22 rakamı çok rahat 24’e dönebilir. Bunu unutmamız gerekir. Biz bu yapıyı kaybedersek günlük konuştuğumuz konuların hiçbir değeri kalmayacak” diye konuştu.

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }