Bahar Sancar yazdı...

Özellikle son dönemlerde hem ülkemizde konuştuğumuz hem de dünyada konuşulan “Kuraklık” ve “Küresel iklim değişikliği” sonucunda, doğa acımasızlığını ve katı kurallarını ortaya koyuyor…

ABD’de yaşanan kasırgalar, Uzak Doğu ülkelerinde yaşanan sel felaketlerinden dolayı ölen insanların sayısı ne yazık ki binlerce kişiyi buldu…

Umuyorum ki böyle doğal felaketler ne bizim ülkemizde ne de bölgemizde bir daha tekrarlanır…

Ancak doğanın kuralları nettir: Doğanın kurallarına siz uymazsanız, doğa sizin kurallarınızı ve oldubittilerinizi tanımaz…

Yıkar geçer…

Öyle de oluyor…

KKTC son günlerde etkili olan aşırı yağışların ardından yeniden sel baskınları ve dere taşkınlarıyla karşı karşıya kaldı...

Meydana gelen olaylar, yalnızca hava koşullarının şiddetini değil; altyapı sistemlerimizin mevcut kapasitesini, kurumlar arası koordinasyonu ve risk yönetimi anlayışımızı da sorgulamayı zorunlu kılmıştır…

Her yağış sonrası benzer manzaralarla karşılaşmamız, ülkemizde afet yönetimi ve önleyici tedbirlerin yeniden ele alınması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır…

Yağmurun doğal akışının, şehir yaşamını bu derece olumsuz etkilemesi, sorunun yalnızca meteorolojik nedenlerle açıklanamayacağını göstermektedir…

Şehir yapılaşmaları, alt yapı konuları, ilkim krizi ve olası koşullara karşı hazırlıkların da hep bir arada ele alınması gerekiyor…

KKTC’de yaşanan su taşkınlarının büyük kısmı, uzun yıllardır gündemde olan ve özellikle artan nüfusa karşın geliştirilmeyen altyapı yetersizliklerinin bir sonucudur…

Mevcut altyapı, geçmiş yılların ihtiyaçlarına göre şekillenmiş olup, iklim değişikliğinin yol açtığı yeni yağış miktarına cevap verebilecek güçte değildir...

Bu nedenle, kapsamlı ve bilimsel temelli bir altyapı yenileme programı ve yerleşim yerlerinin yeniden dizaynı artık kaçınılmazdır…

Bu ise sadece yerel yönetimlerin bütçeleri ile olacak bir iş değildir…

Ülke çapında ciddi bir altyapı reformunun en hızlı şekilde hayata geçmesi gerekir…

Devlet şemasında bulunan tüm yapılar bu reforma katkı koymak zorundadır…

Vatandaş ise siyaseti bir kenara bırakarak desteklemelidir…

Her taşkın ve sel olayında kurumlarımız büyük bir özveriyle sahaya inmekte, vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi için yoğun çaba göstermektedir…

Bu son yaşanan olayda belediyelerimizin nasıl bir özveri ile çalıştığını hepimiz gördük…

Her birine ve tüm belediye çalışanlarına sonsuz teşekkürler…

Ancak afet yönetiminin asıl gücü, olay gerçekleştikten sonra değil, gerçekleşmeden önce alınan tedbirlerde ortaya çıkmaktadır…

Sadece profesyonel ekiplerin değil, halk olarak bizlerin de bu konuda ne yapacağını bilmesi çok önemlidir…

Sosyal medyadan acımasız bir şekilde ekipleri, çalışanları “Su bastı!” diye eleştiremezsiniz…

Turizm Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi
Turizm Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi
İçeriği Görüntüle

Dere yataklarına ev yapacak kadar “Cesaretli” iseniz, sonuçlarına katlanacak kadar da “Anlayışlı” olmanız gerekir…

Sonuç: Yaşananlar doğanın bize bir uyarısıdır!

Bu olaylar, gelecekte benzer afetlerin daha az hasarla atlatılması ve toplumun güvenliğinin sağlanması adına kapsamlı bir dönüşümün gerekliliğini açıkça gösteriyor…

Ülkemizin bu süreçten gerekli dersleri çıkararak daha güçlü, daha hazırlıklı ve daha dirençli bir yapıya kavuşması hayati öneme sahip bir ihtiyaç haline gelmiştir…