Şahali: “Bakanlığın faaliyetleri azaldı... Bu bütçeden yeni bir şey çıkmaz”

Bütçeyle ilgili söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakan Hüseyin Çavuş’un Çiftçiler Birliği Başkanı gibi davrandığını savundu.

Tarım Bakanlığı’nın hep sorunlarla gündeme geldiğini söyleyen Şahali, ülkede her alanda yaşanan sorunların son dönemde artmasından dolayı Tarım Bakanlığı sorumluluğunda olan sorunların bu dönemde fazla gündeme gelmediğini belirtti.

Tarım Bakanlığı’nın faaliyetlerinde gerileme olduğunu ve bütçedeki payının da yeterli olmadığını da kaydeden Şahali, “Bu bütçeden yeni bir şey çıkmaz” diyerek 2024’te tarımda yeni hiçbir şey olmayacağını ifade etti.

Tarım Dairesi’nin etkinliğinin de gerilediğini söyleyen Şahali, ithal ürünlere yönelik denetim faaliyeti artırılırken yerli ürünlere yönelik denetim faaliyetinin azaldığını söyledi. Şahali, yerli ürünlere yönelik tam bir denetim fonksiyonu yerine getirilmediğini ve zararlılarla mücadelede de yetersiz kalındığı eleştirisinde bulundu. Babutsanın ülke açısından önemine değinen Şahali, babutsa üreticisinin de yalnız bırakıldığını söyledi.

Tarım çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği meselesinin Çalışma Bakanlığı tarafından da ciddiyetle ele alınmasının kaçınılmaz olduğunu kaydeden Şahali, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı çatısı altında olan konulardan da bahsetti.

Hükümeti “kabiliyetsizlikle” suçlayan Şahali, Bakanlığın eğitsel ve denetim faaliyetlerinin azaldığını yineledi.

“Veteriner Dairesi, sağlıklı hayvan yetiştiriciliğinin teminatı olmak zorundadır”

Erkut Şahali, Bakanlığın faaliyet raporunda Veteriner Dairesi ile ilgili yer alan bazı verileri paylaşarak, bu verileri 2020’den sonra hayvancılığın gerilediğinin göstergesi olarak değerlendirdi.

Yaşanan dar boğaz nedeniyle et ve süt ürünleri tüketiminin zorlaştığını belirten Şahali, küçükbaş hayvancılığa yönelik destek ödemelerinin az olduğunu kaydetti.

“Veteriner Dairesi sağlıklı hayvan yetiştiriciliğinin teminatı olmak zorundadır” diyen Şahali, 2021 yılından itibaren hastalık kontrolünden geçirilen hayvan sayısı düşerken, tespiti yapılan hastalık sayısının arttığını aktardı ve bunun büyük bir tehlike olduğunu söyledi. Şahali, salgın ihtimallerinin de Bakanlığın önünde bir tehdit olarak durduğunu vurguladı.

Devlet Üretme Çiftliği’nin hayvansal ve bitkisel üretimin yapılabilmesi açısından önemine işaret eden Şahali, 2006 yılında hibe edilen süt toplama merkezlerinden birini devreye soktuğu ve tohum yetiştiriciliği girişimi nedeniyle Bakan Hüseyin Çavuş’u tebrik etti.

150 bin dönümlük arazinin hayvan yetiştiricilerine öncelik vererek kiralanması gerektiğini vurgulayan Şahali, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’u bu konuda “kaos” yaratmakla suçladı ve birçok hayvancının bu arazilerden mahrum bırakıldığını söyledi.

Şahali, Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile Devlet Üretme Çiftliği’nin entegre edilerek tek bir daireye çevrilmesini de önerdi.

Kırsal kalkınma mali destek programının artık anlamını yitirdiğini kaydeden Şahali, bu kaynağın artırılmasının şart olduğunu vurguladı. Şahali, sulama hatlarının yenilenmesine ilişkin projenin bütçede yer almadığını da belirtti.

“Türkiye’den gelen su, bu ülkede yerel kaynakların kullanımı anlamında bir disipline neden olmalıydı” diyen Şahali, Türkiye’den gelen 75 milyon metreküp suyun 55 milyon metreküpünün evsel amaçlı kullanıldığını bildirdi. Ülkede su tüketiminde 2040 yılında ulaşılacağı öngörülen rakamlara hâlihazırda ulaşıldığını kaydeden Şahali, kalan 20 milyon metreküp su ile belirtilen alanların tümünün sulanmasının mümkün olmadığını belirtti.

Şahali, iki yıl önce ve geçen yıl yaşanan yangınlara değinerek, bunların sonrasında tedbir olarak yapılan bazı çalışmalarda bazı kişilere “rant” sağlandığını söyledi. Yapılan yangın emniyet şeritlerinin Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yoluna çevrildiğini, orman statüsünden çıkarıldığını ve birilerinin kamu yoluna olan mesafesinin azaltıldığını kaydeden Şahali, “Orman Dairesi birilerinin servet sahibi olmasına aracılık edecek bir daire olmamalıdır” dedi.

Çam kese böceklerinin yeniden görülmeye başlandığını vurgulayan Şahali, bununla mücadelede de iki yıldır gerçekçi bir girişim yapılmadığı eleştirisinde bulundu.

Şahali, narenciye üreticilerinin sıkıntılarına değinirken, Cypfruvex’in ölü taklidi yaptığını kaydederek, “Cypfruvex’ten narenciye üreticisine hayır gelmez” dedi.

“Kooperatif Merkez Bankası’na bağlı iştiraklerin şu anda üreticiye düşman vaziyette olduğunu ifade eden Şahali, bu iştiraklerin içine düşürüldüğü darboğaz nedeniyle başka çareleri olmadığını da ekledi.

Sarpten: En büyük etken iklimsel faktörler Sarpten: En büyük etken iklimsel faktörler

Besim: “Suyu çok iyi yönetmek, bununla ilgili politikalar üretmek zorundayız”

CTP Milletvekili Filiz Besim konuşmasına, “Zengin toprakların fakir insanları olmaya mahkum edildik” diyerek başladı.

Geçen yıl narenciye üreticilerinin çok zor bir yıl geçirdiğini belirten Besim, önceki bakanı önlem alması için çok uyardıklarını söyledi. Cypfruvex’in her zaman bölgede bir denge unsuru olduğunu ancak şu anda Cypfruvex’in sessizliğe büründüğünü ifade eden Besim, bu uyarılara kulak verilmemesi halinde insanların narenciye bahçelerini gözden çıkaracağını kaydetti.

Sulu tarım konusuna değinen Besim, “Bu ülkede suyu çok iyi yönetmek, bununla ilgili politikalar üretmek zorundayız” dedi.

Güzelyurt bölgesi üreticisine verilen gelir desteğinin anlamlı olabilmesi için bu desteğin hayat pahalılığına desteklenmesi gerektiğini belirterek, Bakandan bunu gündemine almasını istedi.

Güzelyurt bölgesinde birçok birlik olduğunu ve her birinin suda farklı fiyat uyguladığını kaydeden Besim, devletin buna el atmak zorunda olduğunu da vurguladı. Güzelyurt’taki Su İşleri Dairesi’nin personel ve araç gereç eksiklerine işaret eden Besim, Bakan’ın bu sorunla ilgilenmesini de istedi.

Filiz Besim, ülkede sertifikalı üretim yapılmadığını kaydederek, Hal Yasası geçtiğinden beri Bakanlığın ne gibi çalışmalar yaptığını sordu. Besim, hükümeti çam kese böceği ile mücadele için hiçbir önlem almamakla da suçladı.

Candan: “Hellim çalışma grubunun çalışmaları çok önemli”

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Armağan Candan da, narenciyenin durumunun bu yıl iyi gitmediğini vurguladı. Narenciye üreticilerinin kendisine iletildiğini ifade ettiği endişelerini aktaran Candan, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş’u Güzelyurt’a dönüp bakmaya çağırdı.

Doğrudan gelir desteklerinin ne zaman açıklanacağını, ne kadar katkı yapılacağını ve ödemelerin ne zaman yapılacağını soran Candan, insanların planlarını yapmaları açısından bunları bilmesinin önemine işaret etti.

Ülkede ton başına uygulanan su fiyatlarının farklı olduğunu belirten Candan, bu durumun mağduriyetlere neden olduğunu kaydetti. Candan, hükümetin solar enerjiye geçişi teşvik etmesinin de önemli olduğunu vurguladı.

Armağan Candan, kooperatifçiliğin yaygınlaşmakta olduğunu belirterek, insanların daha ucuz daha kaliteli üretim yapmanın önemini anladığını söyledi ve kooperatifçiliğin desteklenmesinin de şart olduğunu ifade etti.

Tarım Bakanlığı’nın AB’den en fazla katkıyı almış bakanlıklar arasında olduğunu kaydeden Candan, gelecek dönemde hellimin ve süt ürünlerinin Güney Kıbrıs’a satılmasının da önünün açılmasını temenni etti ve bunları riske atacak eylem ve söylemlerden uzak durulması gerektiği uyarısında bulundu.

"Hellim çalışma grubunun çalışmaları çok önemli" diyen Armağan Candan, hellimin önce Güney Kıbrıs sonra da Avrupa’ya ihracatı fırsatının yakalanması gerektiğini söyledi.