Haber: Bahar SANCAR
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart, görev süresinin sona ermesi öncesinde Rum basınına yaptığı açıklamada, iki devletli çözümün uluslararası toplum nezdinde bir karşılığı olmadığını vurguladı. Kıbrıs sorununun çözülmemesi halinde Kuzey’in fiilen Türkiye’ye benzeyen bir yapıya dönüşme riski taşıdığını belirten Stewart, taraflar arasında güven eksikliği ve uzlaşmaya yönelik ciddi isteksizlik gözlemlediğini ifade etti.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın bu açıklamalarına, sert tepkiler ise ardı ardına geldi.
Ergün Olgun: Sınırları aşan bir ifade
Gündem Kıbrıs’tan Bahar Sancar’a konuşan Cumhurbaşkanlığı eski özel temsilcisi Ergün Olgun, Stewart’ın bu açıklamalarını şiddetle kınadığını söyleyerek, Kıbrıs sorununu çıkmaya sürükleyenin yine Birleşmiş Milletler olduğunu ve adada tarafsız davranmadığının altını çizdi. Olgun, “Stewart’ın açıklamalarını ön yargılı gördüğünü ifade ederek, “Her şeyden önce benim kanaatime göre, Birleşmiş Milletler (BM) Sekreteri Antonio Guterress’in ‘Kıbrıs’ta ortak bir zemin yok sözcüğü çok önemlidir. Tarafların görüşlerinin farklı olduğunu ve iki tarafın görüşlerine de saygı duyduğunu ifade eden bir söylem olduğunu düşünüyorum” dedi.
Konuşmasının devamında Olgun, “Stewart ön yargılı bir açıklama yaptı ve Kıbrıslı Türklerin eşit statüsünü savunması gerekirken, Kıbrıslı Türklerin eşit statüsünü reddeden bir açıklamaya imza attı. Stewart’ın adada iki devlete dayalı bir çözümün mümkün olmadığını söylemesi sınırları aşan bir ifadedir ve şiddetle kınıyorum” ifadelerini kullandı.
Olgun, “Kıbrıslı Türklerin müzakere masasındaki pozisyonu eşit ha, eşit statü anlamını taşır. Bir tarafta oturan devlet olacak, onu devlet olarak kabul edeceksiniz, diğer taraf ise bu konumda görülmeyecek. Bunun olmamasını bilmesi lazımdı. Ancak bu durumu Birleşmiş Milletler yarattı ve yarattıkları şartlardan dolayı bunun suçlusu Birleşmiş Milletlerdir” dedi.
Olgun, “Birleşmiş Milletler’in 1964 yılında aldığı 186 no’lu güvenlik konseyi kararı ile Rum yönetiminin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal ettiği meşrulaştırıldı. Bunu yapan Birleşmiş Milletler iki taraf arasında denge kurması gerekirken, dengesizlik yaratmaya devam etmektedir. Stewart’ın açıklamalarını kınıyorum” diye konuştu.
Osman Ertuğ: Bu yargıya varmak onun açısından bir yetki aşımıdır ve sınırları aşmıştır
Eski Müzakereci Osman Ertuğ, ise Stewart’ın açıklamalarında Kıbrıs meselesini iyi anlayamadığını ortaya koyduğunu söyledi. Ertuğ, “Haddini aşan ve çarpıtmalara dayalı bir açıklamadı ve Stewart’ın Kıbrıs meselesini iyi anlamadığını ortaya koymaktadır. Genel sekreterin kendisi bile tarafların pozisyonu noktasında tarafını ortaya koymadı taraf tutmadı. Ama Stewart bu konuda söz söylemeyi ve yargıya varmayı tercih etti. Bu yargıya varmak onun açısından bir yetki aşımıdır ve sınırları aşmıştır” dedi.
Açıklamasının devamında Ertuğ, “Ona düşmüyor neyi olup olmayacağını söylemek. Görev süresinde herhangi bir başarıya imza attığı söylenemez. Aksine başarılılıklara imza atmıştır. Yiğitler-Pile yolu konusunu yanlış yönetmek suretiyle içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Kapılar konusunda ve diğer konularda da bir başarısı bahse konu değildir. Şimdi de neyin olup olmayacağını söylüyor. Rum tarafının görüşmeler süresince uzlaşma yolunu nasıl baltaladığını söylemeyip pas geçiyor. Hâlbuki taraflar taviz vermiyor ve uzlaşı önerileri yapmıyor demesi Rum tarafı için geçerlidir. Biz görüşmeler süresi boyunca her zaman esnek davranan ileri adım atan taraf olduk. Hayır diyen taraf ise Rumlar oldu. Bunun son örnekleri 2004 Annan planı ki bu bir milattır. Sonrada 2017 de Crans Montana görüşmeleri orada da bir çöküş yaşandı. O çöküşte şimdiki Rum Lider Hristodulidis ve o dönemki Yunan Dışişleri bakanının büyük gayretleriyle gerçeklemiş bir çöküştü. Sonra da federal uzlaşı görüşmeleri son buldu. Bunu herkes böyle açıkladı” dedi.
Ertuğ, “Sayın Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz teyit edilmeden resmi görüşmeler başlamaz politikasını anavatan Türkiye ile istişare içinde ve Türkiye’nin desteğiyle ortaya koydu. Bu da birlik ve kararlılık gerektiren bir politikadır. Bu politikadan geri adım atılmamalı ve kararlılığımız sürdürülmelidir. Colins Stewart’ın söylemleri ne meselenin geçmişini ne de bugünün gerçeklerini kaale alıyor. Gerek genel sekreter Guterress, gerekse genel sekreterin kişisel temsilcisi Bayan Holguin ortak zemin olmadığını ortaya koymuş ve raporlarına kaydetmişlerdir. Güvenlik konseyi kararlarına yaptığı atıfta bile Stewart bu kararlara tek bir açıdan bakıyor. Bu kararlar empoze bir çözüm olamayacağını, herhangi bir uzlaşının serbestçe yapılacak müzakerelerde karşılıklı kabul edilebilir bir uzlaşı olabileceğini söylüyor. Bunu bir kenara bırakarak kararların diğer yönlerine bakmakta seçici davranıyor. Bu da gerçekten Kıbrıs’ın ne geçmişini ne de bugününü yeterince anlayabildiğini ortaya koymaktadır. Hâlbuki giderayak sadece bunları değil aynı zamanda kendisinden sonra bu görevi devralacak BM görevlilerin de ne gibi bir tabloyla karşı karşıya olduklarını gerçekçi bir şekilde ortaya koymalıydı. Bir diplomatın görevi ki özellikle böyle hassas ve yarım asrı aşkın süredir devam eden anlaşmazlıklarda çok hassas davranması gerekirdi. Görevi kendi görev süresinin bitmesiyle son bulmaz. Giderayak iyi bir yankı bırakmadı” ifadelerini kullandı.
Kutlay Erk: Görev süresi boyunca açıkça söyleyemediği fikirlerini paylaşmak istedi
Dışişleri Eski Bakanı ve Eski Özel Temsil Temsilci Kutlay Erk, Stewart’ın açıklamalarını değerlendirerek, “Stewart giderayak bazı açıklamalar yaptı ama daha önce görevi devam ettiği süre içerisinde, açıkça söyleyemediği fikirlerini paylaşmak istedi. Kendi gördüğü gerçekleri beyan etti. Bende büyük oranda bu gerçekleri görüyorum. Temelde iki halkta da federal çözüm üzerinde büyük bir sempati vardır. Ancak liderler sorunludur. Liderler ayrı uçlaradır. Dolayısıyla bu yönden kendisine katılıyorum. Aynı şeyleri değerlendiriyoruz. Her zaman için istediğimiz, BM diplomatları bu gördükleri gerçekleri herhangi bir tarafı rahatsız etmemek için yuvarlayarak değil, görev süresi boyunca ifade etmelerini tercih ederdik. Ancak diplomasi buna engel oluyor. Aynısını bizde de gözlemliyorum” diye konuştu.
Ata Atun: Kendine verilen görevin ağzıyla konuşuyor
Profesör Doktor Ata Atun, Stewart’ın açıklamalarını şiddetle kınayarak, “Tamamen kendine verilen görevin ağzıyla konuşuyor. Hiçbir zaman tarafsız değil. Kendisine verilen talimatlarla ilgili Yorumlar yapmış bunlar doğru değil. Ben ayrılırken bana kimse laf etmesin anlayışıdır o kadar” dedi.
Konuşmasının devamında Atun, “ İki devletli çözüm zemin kazandı. Büyük devletler artık federasyonun öldüğüne inanıyor. Eğer Rusya, Amerika, Fransa, İngiltere gibi büyük devletlerin verdikleri demeçlerin ve yaptıkları açıklamaların satır aralarını okursanız bunu çok net görmek mümkündür. Durmadan Rum Yönetiminin ve Yunanistan’ın yaptıkları baskılarla belki federasyon konuşulur diyorlar ama onlar da buna inanmıyor. Artık Türkiye’nin bölgesel gücü ortaya çıktığı için Türkiye’yi büyük devletler karşılarına almak istemiyorlar ve federasyonu masaya koyamıyorlar” dedi.
Atun, konuşmasının sonunda ise Stewart’ın kendisine verilen talimatları yerine getirdiğini ifade ederek, “Stewart bu açıklamasıyla bana verilen talimatları yerine getirdim demek istiyor. O kadar. Açıklamaları ve yorumlarını doğru bulmuyorum” diye konuştu.