ÖZEL HABER
Meclis Genel Kurulunun son yasama günü hazırlanan ve Genel Kurula sevk edilen 8 yasa da rafa kaldırıldı. Ancak Meclis Genel Kurulunun olağanüstü toplanması halinde yeniden görüşülebilecek aksi halde hazırlanan yasalar Ekim ayında Meclis mesaisine başlandığında görüşülebilecek.
Hükümetin hazırlanmasını istediği yasalar hükümetin vekilleri tarafından nisap krizi yaratılarak görüşülmeyince vatandaşlar da muhalefet de isyan etti.
Vatandaşlardan Meclis’e
Gündem Kıbrıs Haber sitesine konuyla ilgili yorum yapan vatandaşlar, yaşanan duruma isyan ederek, ‘memleketin hali ortadayken, Meclis neden 3 ay tatil yapar ki?’ diye sordu.
Vatandaşın hizmet beklediği dönemde böylesi bir durumun yaşanmaması gerektiğini vurgulayan vatandaşlar, ‘yazıklar olsun’ yorumunda bulundu.
Önemli yasaların beklediğine işaret eden vatandaşlar, yaşanan bu durumu ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirirken, kimi vatandaş da ‘halktan bundan sonrası için bir şey beklemeyin, seçim zamanı biz de tatile çıkacağız’ ifadelerini kullandı.
Toplantıya katılmayan vekiller için ‘utanmazlar, hainler’ ifadelerini kullanan vatandaşlar, seçim zamanı sandığa gitmeme çağrısı yaptı.
Ne olmuştu?
Meclis Genel Kurulu’nun Pazartesi gerçekleştirilen tatil öncesi son toplantısı, nisap sağlanamadığı için yarım kaldı.
Gelmeyen vekiller ise belli:
UBP’den Hasan Taçoy, İzlem Gürçağ, Ali Pilli; ve DP’den Serhat Akpınar...
Bu dört ismin yokluğu, Meclis’in çalışmasını engelledi, kamuoyunda büyük tepki topladı.
Tatil başladı, sorumluluk yok
Meclis’in Temmuz-Ekim arası tatile girmesiyle birlikte, halkın beklediği yasal düzenlemeler de askıya alındı. Özellikle kamuoyunun gözü önünde olan Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası, hükümetin müdahale yetkisini artırdığı gerekçesiyle tartışma yaratmıştı. Ancak tüm bu gündemler, dört milletvekilinin yokluğu nedeniyle masaya dahi gelemedi.
Yasalar Ekim’e, krizler halka kaldı
Ekim'e kadar Meclis bir daha toplanamayacak. Bu da yasaların, düzenlemelerin ve denetim mekanizmalarının tamamen devre dışı kalması anlamına geliyor. Ülke ekonomik, adli ve sosyal sıkıntılarla boğuşurken, halkın temsilcilerinin görev yerinde olmaması, “sistemin tıkandığı” eleştirilerini beraberinde getiriyor.