Akçın yaptığı yazılı açıklamada, narenciye üreticisinin, mandora, mandarin dışındaki valensiya ürününde çok kötü bir sezon geçirdiğini belirterek, hasadın hala devam ettiğini, şu anda 49 bin ton ürün hasat edildiğini kaydetti.

Bu ürünün 20-25 bin tonunun makasla kesilip, paketlenerek dış pazarlara ihracat için buzluklarda bekletildiğini ifade eden Akçın, geriye kalan tüm ürünün Cypfruvex’in büyük çaba ve gayretiyle konsantrede değerlendirildiğini belirtti. Akçın, “Bu da göstermiştir ki hükümetler, Cypfruvex’e, Toprak Ürünleri gibi sahip çıkmalı ve her türlü desteği vermelidir” dedi.

Kesim işçilerinin büyük bir kısmının adadan ayrıldığına dikkat çeken Turgut Akçın, bu nedenden dolayı kesimde aksamaların olduğunu, hatta bir miktar ürünün dalında kalma ihtimali bulunduğunu kaydetti.

Yaklaşık 6-7 bin ton kadar ürünün kesilmeyi beklediğini ifade eden Akçın, “işçilerin azalmasından dolayı bir kısım kontraktörlerin, meyvesi seyrek olan ayrıca budanmamış bahçelere girip hasat etmek istemediğini veya ekstradan para istediğini” savunarak, bunun bahçe sahiplerini tedirgin ettiğini belirtti.

Diğer yandan sulama sezonunun çoktan başladığına işaret eden Akçın, Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen suyun neden hala sulamaya verilmediğinin, üretici arasında sorgulanmaya başladığını kaydetti. Turgut Akçın, “Sulama sezonunun ortasındayız ve hala su birliklere verilmedi. Ne zaman verileceğinden de kimsenin haberi yok” dedi.

Hükümetin kontrolünde olan Yayla Sulama Birliği, Akçay Sulama Birliği ve Gayretköy Sulama Birliği ile ilgili üreticilerden sürekli şikayetler geldiğini ifade eden Akçın, bunun nedeninin, Yayla Sulama Birliği’nin, ton başına içme suyundan daha pahalı olarak 8 TL fiyat belirlemesi olduğunu kaydetti. Akçın, aynı şikayetlerin Akçay ve Gayretköy’den de geldiğini belirtti.

Devletin, birliklere verdiği suyun 3.70 TL olmasına karşın bu kadar farkın nereye harcandığını üreticinin bilmesi gerektiğini kaydeden Akçın, “Bir an önce bu birliklerin ton başına sulama ücretlerinin makul seviyeye indirilmesini bekliyoruz” dedi.

Ayrıca girdi maliyetlerinin sürekli artması nedeniyle Doğrudan Gelir Desteği’nin de bir an önce ödenmesini talep eden Akçın, durumun, hiç de iç açıcı olmadığını kaydetti.