Karakuş Öz yazdı...
Ekonomik dalgalanmalar, hayat pahalılığı ve art arda gelen zamlar… Ülkede son dönemlerde vatandaşın dilinde tek bir cümle var: “Zam furyası dur durak bilmiyor.” Market raflarından ulaşım ücretlerine, kiralardan temel gıdaya kadar hemen her alanda artış yaşanıyor. Bu artışlar, toplumun geniş kesimlerini doğrudan etkilerken, en çok da asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonların yükünü ağırlaştırıyor.
Bir dönem umutla beklenen “asgari ücret zammı”, artık sevinç değil, kısa süreli bir nefes arası olarak görülüyor. Çünkü maaşlar artarken fiyatlar da aynı hızla hatta çoğu zaman daha da hızlı yükseliyor. Vatandaş cebine giren paraya değil, artık o parayla alabildiğine bakıyor. Eskiden “maaş yattı” sevincine karışan küçük mutluluk, yerini “maaş daha yatmadan bitti” endişesine bıraktı.
Vatandaşa göre , maaşlara yapılan zamlar enflasyonun hızına yetişemiyor. Alım gücü her geçen ay daha da düşüyor. Asgari ücretli vatandaş, zamlı maaşını aldığı gün markete girdiğinde, bir önceki ayla aynı sepeti dolduramadığını fark ediyor. Bu tablo, ekonomik göstergelerin ötesinde, sosyal yaşamı da doğrudan etkiliyor.
Bu ifade, aslında bir toplumsal yorgunluğun, bir umutsuzluğun özetini taşıyor. Çünkü geçim sıkıntısı artık yalnızca ekonomik bir sorun değil; insanların psikolojisini, geleceğe bakışını ve yaşam kalitesini doğrudan belirleyen bir gerçeğe dönüştü.
Asgari ücret, bir zamanlar emeğin karşılığı, alın terinin sembolüydü. Şimdi ise yalnızca ay sonunu getirme mücadelesinin adı. Elektrik, eğitim, sağlık , kira, mutfak masrafları… Her kalemde hissedilen zamlar, asgari ücretin değerini her geçen gün biraz daha eritiyor. Artık vatandaşın gözünde asgari ücret bir geçim aracı değil, “gömüldü artık” dedirten bir sabır sınavı haline geldi.
Bu tablo, yalnızca ekonomik bir veri meselesi değil; aynı zamanda toplumsal bir yorgunluğun, sessiz bir çığlığın göstergesi. İnsanlar sadece zamların durmasını değil, emeğin hak ettiği değeri bulmasını, alın terinin biraz olsun huzura dönüşmesini istiyor. Çünkü geçim derdi, artık bir bireysel mesele değil; milyonların ortak hikayesi oldu.
Ve bu hikayenin özeti, halkın dilinde çoktan yazıldı:
“Zamlar yağıyor, maaşlar eriyor… Asgari ücret gömüldü artık.”