Haber: Pelin Yükselay
Ülkedeki kuraklık ve sebze-meyve ürünlerindeki fiyat artışı vatandaşı bezdirmiş durumda.
Gündem Kıbrıs Gazetesi’ne konuşan vatandaşlar Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı olmaları halinde ilk işlerinin Türkiye’den gelen suyu tüm ada ile buluşturarak kuraklık sorunu çözmek olduğunu belirttiler.
Bunun yanında ülkedeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin artırılmasını talep eden vatandaşlar, üretimdeki artışın fiyatlara da aşağı yönde yansıyacağı ve geçimin de kolaylaşacağı görüşünde.
Sebze- meyve ürünlerindeki hormon kalıntılarına da çözüm bulunmasını talep eden vatandaşlar, Tarım Bakanı olmaları halinde ilaçsız üretime geçeceklerini kaydettiler.
Vatandaşlar ne dedi?
Fevzi Altınçekiç: Ben Tarım Bakanı olsaydım ilk iş olarak ülkedeki kuraklık sorununa kalıcı bir çözüm bulmayı amaçlardım. Ülkemizin tarımsal alanda en önemli sorununu kuraklık olarak görüyorum. Türkiye’den su geldi ancak özellikle Mesarya bölgesi halen bu su ile buluşmadı. Mesarya bölgemiz kuraklıktan kırılıyor. Türkiye’den gelen suyun bir an evvel tüm ada halkı ile buluşması lazım. Türkiye’den gelen su yanı sıra başka kaynaklar da alternatif olarak düşünülmesi gerekiyor. Tarım Bakanı ilk evvela kuraklık sorununu çözmeli. Kuraklık devam ederse zaten bir tarım olmayacak ve bakanına da gerek kalmayacak.
Aydın Dümencibaşı: Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı ben olsaydım ilk olarak üretime olan desteği artırırdım. Çiftçiye, hayvancıya destekleri gözden geçirir, ülkenin temel taşı olan bu iki üretim bandını daha iyiye getirmek için elimden geleni yapardım. Bunun yanında sebze-meyve fiyatları ve et fiyatlarının düşmesi için çalışmalarda bulunur, denetimi artırırdım.
Şevki Türker: Denetim efendim… Şayet ben Tarım Bakanı olsaydım ilk yapacağım iş denetim mekanizmaları kurmak olurdu… Bir ürün tarladan sofraya gelene kadar ne gibi kar marjlarına maruz kalıyor, vatandaş nasıl alışveriş yapıyor buna bakardım. Herkes et yiyebilsin, herkes evine canı çektiği sebzeyi meyveyi alabilsin. Ben Tarım Bakanı olsaydım bunun hayata geçmesi için uğraş verirdim.
Hacı Tokay: Tarım bir ülkenin kalkınması adına çok önemlidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, Milli ekonominin temeli tarımdır. Tarım, insanın en sağlıklı, en yararlı ve en asil uğraşıdır. Ben Tarım Bakanı olsaydım, ülkedeki tarım politikalarını gözden geçirir, daha etkili daha kalıcı ve daha uygulanabilir tarım politikaları üreterek, ülkenin kalkınmasına katkı sağlardım.
Özcan Demirsu: Tarım Bakanı ben olsaydım ilk yapacağım iş bu ülkede üretimi artırmak olurdu. Üretimi artırmanın yanında meyve ve sebzelerdeki hormon seviyelerini de düşürmek için elimden geleni yapardım. Hormonsuz tarım politikasını hayata geçirmek için mücadele verirdim. Ve tabi ülkemizin en önemli eksiği denetimdir. Sağlam denetim mekanizmaları kurar, tarladan sofraya her ürünün nasıl geldiğini detaylıca inceler, ona göre tarım politikaları oluştururdum.
Tolga Demirsu: Ben Tarım Bakanı olsaydım halkın alım gücünü artıracak adımlar atardım. Sebze-meyve fiyatlarında, et-tavuk-balık fiyatlarında denetime gider, her eve ve her sofraya bu ürünlerin girebilmesi için canla başla çalışırdım. Kirazın kilosu Türkiye’de 90 lira, KKTC’de yaz boyunca 600 liradan aşağıya düşmedi. Bu fiyatların nasıl düşürüleceğinin yollarını arar, her kesimin A’dan Z’ye canı kiraz çektiği takdirde alabilmesine olanak sağlayacak yöntemler geliştirirdim.
Nezihe Türker: Ben Tarım Bakanı olsaydım ilk olarak denetime önem verirdim. Bana göre her şeyin fiyatlarının makul ve her kesim tarafından alınabilir olması gerekiyor. Zenginin evine alıp sofrasına koyabildiğini, fakir de alabilmeli. Asgari ücretlilere günah değil mi bu ülkede? Parası olan yiyor, parası olmayan bakıyor. Ben Tarım Bakanı olsam buna bir denge getirir, eşitliği getirirdim. Taze Fasulye almak için baktım, alamadım. Alsam içine et koyamayacağım. Halk demografik olarak zenginler ve fakirler olarak ayrılmış durumda. Derin bir eşitsizlik söz konusu ve bu sofralarımıza yansıyor. Ben ülke olarak çok kötü bir duruma doğru gittiğimizi düşünüyorum. Üretimi artıralım, denetim yapalım. Asgari ücretle çalışan kesim aç kalıyor, buna bir denge getirelim.
Gülten Hastunç: Ülkemizde tarıma daha fazla önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülkemiz kurak ne yazık ki su yok. Bu noktada Türkiye’den gelen suyun iyi değerlendirilmesi gerektiği inancındayım. Ben Tarım Bakanı olsam ilk olarak bu konuya eğilirdim. Mesarya özellikle çok susuz, tarım yapılamıyor. Ülkenin her bölgesine eşit bir şekilde bu suyun dağıtılıp, tarımın desteklenmesi gerekiyor. Bahçeler kurup özellikle ‘hormonsuz’ ürün yetiştirmeye önem verilmeli. Biz artık o kadar alıştık ki ürünler hep Türkiye’den geliyor. Arpamız buğdayımız dahi Türkiye’den geliyor. Türkiye’den gelen su bir an önce değerlendirilmeli.