BAHAR SANCAR YAZDI...

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde geçtiğimiz hafta yaşanan siyasi hareketlilik, Ada’nın geleceğine dair de önemli ipuçları veriyor…

Hristodulidis’in 5 Aralık’ta açıkladığı kabine revizyonu sadece bir “teknik değişiklik” değildir; bağımsız görünen, ama politik hesaplarla gelen isimlerdir…

Kabinede görünen “teknokrat makyajı”, Rum liderin koltuğunu sağlamlaştırma ve müzakere süreci öncesi iç cephesini toparlama adımından başka bir şey değildir…

Bu değişiklik, Hristodulidis’in tabanını sağa kaydırmaya yönelik bir mühendislik içeriyor…

Bu tablo, Rum iç siyasetinin giderek ELAM’ın nefesini ensesinde hissettiğinin göstergesidir…

Koltuğu sallantıda olan Hristodulidis, çareyi ELAM’ın eteklerinin altına sığınarak buldu…

ELAM’ın radikalliğini emmek, DIKO–DiPa çizgisini memnun etmek, aşırı sağ oyları kaçırmamak, Müzakere masasında “taviz yok” imajını parlatmak…

Güney Kıbrıs’ta 24 Mayıs 2026’daki seçim yaklaşırken Rum siyasetinin dili de safları da sertleşiyor…

Güney ekonomisinde ve iç meselelerde yaşanan gelişmeler, İsrail müttefikliğinin kamuoyunda oluşturduğu ciddi rahatsızlık ve halkın yönetimden şikayetleri, Hristodulidis’in seçim kazanma umudu için son kalesi sözde “Milliyetçilik”, gerçekte “Irkçı” bir politikaya yöneltti…

Seçim günü yaklaştıkça hem söylemler hem de girişimler giderek sertleşecek…

Hazırlıklı olmalıyız…

Holguín Krizi: Rum Tarafının Siniri Neden Bozuldu?

BM Özel Temsilcisi María Ángela Holguín ile yapılan görüşmede Rum tarafının memnuniyetsizliği boy boy manşetlerde yer aldı…

Neden mi?

Holguín, Türk tarafını suçlamak için yazılmış Rum senaryosuna uymadı ve Rumların ağzıyla konuşmadı diye!

Rum Sözcüsü Letimbiotis’in açıklamaları, Rum Yönetimi’nin Holguín’e adeta “Neden bizim söylediğimizi söylemedin?” sitemiyle doluydu…

Sözde “İşgal” cümlesini Holguin kullanmadı diye kıyametleri kopardılar…

Çünkü Rum tarafı tarafsız bir BM temsilcisi istemiyor!

Onlar, kendi tezlerini papağan gibi tekrar edecek bir figür istiyor…

Bu adanın gerçeklerini yıllardır saptırarak, “Hep bana” zihniyeti ile yol alan Rum komşularımız, BM Özel Temsilcisine ateş püskürmeye devam edecek…

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim:

Bu adada bir “İşgalci” varsa o da Kıbrıslı Türklerin haklarını gasp eden Rum Yönetimi’dir! Başkası değil…

Bu olay bile Rum zihniyetinin özünü gösteriyor…

Ada’da adalet değil, üstünlük istiyorlar…

Bu kadar açıktır…

Ve bu haftaki gelişmeler gösterdi ki:

Rum tarafında umut yok, değişen hiçbir şey yok, yeni kabine, eski düşmanca politikanın yeni yüzünden başka bir şey değil…

Rum tarafının attığı her adım, söylediği her söz, kurduğu her kabine, aynı gerçeği tekrar ediyor:

Rum tarafı barış değil, üstünlük istiyor!

11 Aralık’ta Rum Lider Hristodulidis , Cumhurbaşkanı Erhürman ve BM Özel Temsilcisi Holguin’in gerçekleştireceği üçlü toplantı sonrasında da Rum tarafının nasıl uzatmalara oynadığını hep birlikte izleyeceğiz…