Tülin BEROVA Yazdı...

5 Aralık, kadınların siyasal haklarını elde ettiği tarih olarak demokratik gelişimin temel taşları arasında yer alır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, modern toplumun kadın ve erkekle birlikte yükseleceğini savunmuş ve bu anlayış doğrultusunda kadınlara 1930 yılında belediye seçimlerinde, 1933 yılında köy yönetimlerinde, 1934 yılında ise milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı kazandırmıştır. Bu reformlar yalnızca hukuki düzenlemeler değil, toplumsal ilerlemenin yönünü belirleyen önemli adımlardır. Atatürk’ün vizyonu, Kıbrıs Türk toplumunun siyasal kültürünü de derinden etkilemiştir.

Kıbrıs Türk kadınının parlamenter hayata katılımı 1960 Anayasası ile başlamıştır. Temsilciler Meclisi’ne seçilen Ayla Halit Kazım ve Kadriye Ahmet Hacıbulgur, kadın temsili açısından ilk örnekleri oluşturmuştur. Kurucu Meclis’te yer alan Fatma Azgın ise kadınların kamusal sorumluluk üstlenmesinin kurumsal bir nitelik kazandığını ortaya koymuştur. Bu gelişmeler, nüfusu az olan Kuzey Kıbrıs’ta siyasal hayata katılımın görünür biçimde değiştiği bir dönemin başlangıcını oluşturmuştur.

Kadın milletvekili sayısı uzun yıllar sınırlı kalmış olsa da 1990 yılı, kadın temsili açısından önemli bir eşik olmuştur. Bu seçimlerde UBP adayları Ruhsan Tuğyan ve Gülin Sayıner’in milletvekili seçilmesi, kadınların yalnızca seçmen olarak değil, seçilen bireyler olarak da mecliste yer alabileceğini göstermiştir. Bu durum, parti örgütlerinde aktif görev almanın ve uzun süreli saha çalışmasının siyasal başarı açısından ne kadar belirleyici olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Kuzey Kıbrıs’ın küçük nüfuslu yapısında siyaset çoğu zaman tanınırlık, örgüt içi birikim ve toplumsal temas üzerinden şekillenir. Bu nedenle kadınların siyasal örgütlenmede kararlı biçimde yer alması, yerel çalışmalara ağırlık vermesi ve mecliste görünür olması siyasal başarı için temel bir unsur haline gelmiştir. Ocak 2022 tarihinde yapılan son genel seçim, kadın temsilinin artmış olmasına rağmen hâlâ istenen düzeye ulaşmadığını göstermiştir.

Kadınların yönetim kademelerinde varlık göstermesi açısından meclis başkanlığı ayrı bir önem taşır. KKTC’de ilk kadın Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu’dur. Bu görevi daha sonra Dr. Sibel Siber üstlenmiştir. Sayın Siber’in aynı zamanda KKTC’nin ilk kadın başbakanı olduğu da bilinmektedir.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından parti, 30 Kasım 2025 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü kurultayda genel başkan seçimine gitmiştir. Üç aday arasından Dr. Sıla Usar İncirli seçimi kazanmıştır. Tıp doktoru olması nedeniyle partililer nezdinde geniş kesimler tarafından tanınması, sağlık alanındaki uzmanlığı ve mecliste düzenli biçimde söz alarak sergilediği etkin duruş, onun siyasal görünürlüğünü artırmıştır. Meclis Genel Kurulu’ndaki aktif performansı kurultay sürecinde ona belirgin bir avantaj sağlamıştır. Ayrıca kurultay salonunda rahmetli babası Naci Talat’ın portresinin bez pankart üzerinde asılması, partililerin ona duyduğu sevgi ve saygının bir yansıması olarak değerlendirilmiş ve bu güçlü hafıza doğal olarak kızına da diğer adaylara göre ayrı bir avantaj kazandırmıştır.

Kurultay seçimindeki başarısından dolayı kendisini bizler de tebrik ederiz.

5 Aralık tarihine yaklaşırken, kadınların siyasal haklarının geçmişte kazanılmış bir hak olmanın ötesinde geleceğe yön veren bir değer taşıdığını bir kez daha hatırlıyor; Ulu Önder Atatürk’ü bu hakları kadınlara kazandırdığı için saygı, minnet ve özlemle anmanın gururunu yaşıyoruz.