Ses Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...

Bir seçimi daha geride bıraktık..

Son iki seçimdir mevcut sistem bize bir şey söylüyor.. Bu da artık iki partili bir siyasi yaşamın bizi beklediğidir..

UBP-CTP.. Bu artık çok net..

Diğer siyasi partilerin 18 beldede belediye başkan adayı gösterememesi de zaten bunu kanıtlar niteliktedir.

Bu arada konjonktür, merkez sağda yeni bir parti zeminine gayet uygundur ama Halkın Partisi hayal kırıklığından sonra bu adım atılır mı, pek emin değilim..

Neyse konumuzdan sapmadan seçim sonuçlarına dönelim..

Zira bu seçim çok farklı oldu..

Nedeni de basitti.. UBP’nin Başkanı Ünal Üstel başkan olarak ilk seçim sınavına girecekti ve başarıyı çok istiyordu. Bunun yanında yükselişte olan CTP’nin özellikle ilçeleri kazanıp ülkeyi erken seçime sürükleyip iktidara yürüme isteğiydi..

Bu iki gerekçe yerel seçimi genel seçim havasına soktu..

Ama vatandaşlar süreci böyle okumadı.. Son haftaya kadar seçim umurunda olmadı.. Geçim derdi çok daha ağır basıyordu..

Son hafta bir hava yakalandı ve iyi bir katılım ile seçimi demokratik bir şekilde noktalandı..

Ne UBP’nin, ne de CTP’nin kazandığı bir seçim olmadı…

Belediye Başkan sayıları ve meclis üyeliği sayılarına bakıldığında iki büyük partinin başa baş olduğu görülüyor..

Bunun yanı sıra, seçime dair ortaya koyabileceğimiz bir gerçek daha var; o da HÜKÜMET İTTİFAKININ çalışmadığı, işlemediği, tavanda alınan kararlara tabanların onay vermemesiydi.

Ha bu durum hükümeti bozar mı, ASLA!..

UBP’de bir çalkalanma olmazsa, hükümet de yola devam eder…

Partiler kazanmadı belki ama seçimin kazananları bazı bireyler oldu…

HARMANCI VE AMCAOĞLU

Nedeni de bir önceki yazımda ortaya koyduğum noktaydı.. “Bu seçimi samimiyet kazanacak” demiştim.. “Hiç boşa projelerle uğraşmayın, kim ki seçmenin kabine dokunacak, bu seçimi o kazanacak”

Tam da dediğim oldu.. Seçimin iki büyük kazananı var.. İkisi de samimiyetleriyle bu noktaya ulaştı..

İlki ‘şüphesiz’ Mehmet Harmancı.. Sadece belediye başkanlığını kazanmadı, aldığı oy ile iki milletvekilinin deyim yerindeyse üzerinden geçti..

Tufan Erhürman’dan sonra sol’un liderliğine açıkça hazırlandığını ortaya koydu!

Erhürman’ın ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacağı zaten biliniyor. Kazansa da kaybetse de yeni dönem Harmancı’nın dönemi olacağı açık.. Belediye başkanlığını tamamlaması sonrasında siyaset yolunda üst noktalara tırmanacağını besbelli..

Bence Harmancı bizim yaş grubunun anlamakta zorlandığı Z kuşağının da lideri pozisyonunda.. Gençlerin desteği gelecek için oldukça önemli.. Buna da bir yere not edelim..

Seçimin ikinci kazananı ise Hüseyin Amcaoğlu.. CTP’nin marka ya da yıldızlı belediyecilik diyerek övündüğü Gönyeli’de, O da seçimi sadece kazanmadı, güçlü rakibini aldığı oy oranı ile adeta nakavt etti.

Ve Hüseyin Amcaoğlu bu zaferi ile sağ’ın şu an tamamen başı boş, lidersiz sürüklenişine bir ışık oldu..

Elbette önce belediyede rüştünü ispat etmesi gerekiyor.. Bir ya da iki dönem sonra yeri meclis, parti başkanlığı ve Başbakanlık olursa hiç şaşırmam..

Karizma, yetenek, siyasal bilgi, tecrübe, gençlik heyecanı, donanım her şey var.. Ama önce rüştünü ispat edecek, ardından da siyasal yolculuğunda zirveye tırmanacak…  

Süleyman Uluçay’ı da es geçemem.. Maraş’ta aldığı yüzde 48 oy her şeyi ortaya koyuyor.. CTP’li aday değil, Dr. Süleyman olarak samimiyetinin karşılığını aldı.. Ona da ayrı bir parantez elbette açmalıydık..

SEÇİMİMN KAYBEDENLERİ MİLLETVEKİLLERİ

Seçimin kaybedenleri ise bence milletvekili olarak seçime girenler oldu..

Söylendiğinizi duyar gibiyim, “Ne kaybetmesi, Meclis’te hayatlarına devam edecekler”

Evet belki öyle ama toplumun siyasete verdiği açık bir mesaj var: “Milletvekiliyseniz bu işe soyunmayın, sizi rezil ederiz!”

Her üç vekilin de aldığı oylar genel seçimde aldıkları oyların neredeyse yarısı kadar!

Mesaj net..

GERÇEK GÜNDEMİMİZ EKONOMİK SIKINTILAR

Evet artık seçimi de tamamladığımıza göre gerçek gündemimize, yani ekonomik sıkıntılarımıza dönebiliriz değil mi..

Çünkü yepyeni bir yıla giriyoruz ama o heyecanı yaşayamıyoruz… Çünkü önümüz kapkaranlık.. Tünelin ucunda ışık göremiyoruz..

İşte hükümet şimdi bir an önce Türkiye ile birlikte çalışarak tünelin ucundaki ışığı görmemizi sağlayacak hamleler içerisine girmelidir..

Memleketteki müthiş pahalılığın önüne geçilmeli, alım gücünü koruyacak adımlar atılmalıdır..

Sadece kamu görevlisi değil, özel sektör çalışanı, küçük esnaf ve üretici koruyup kollanmazsa 2023 kaostur, mutsuzluktur, göçtür!..

Tünelin ucundaki ışığı görüp, ışığa yürümeye başlayacağımız hamlelerin yapılması ümidiyle hem yazıyı, hem de koca bir yılı tamamlamış olalım..

Yeni yılda tüm dileklerinizin gerçekleşmesi umuduyla…