ÖZEL HABER
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın sorularını yanıtlayarak, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Simon Aykut’un 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasını ve Güney Kıbrıs’ın mülkiyetteki tutumunu değerlendiren Gürcafer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)’nun etkin kullanılmadığını ve bunun sonuçlarının da ağır olduğunu söyledi. Gürcafer, “Taşınmaz Mal Komisyonu doğru çalıştırılabilirdi. Bunu düzgün kullanmadık, diplomatik girişimlerde bulunmadık, lobi faaliyetleri yapmadık.” dedi.
“Gözümüz Fransa’da görülecek davada…”
Başkan Gürcafer, devam eden yargı süreçlerine de dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Şu anda Fransa’da bir duruşma var. İran asıllı, KKTC vatandaşı bir ‘yap-satçı’nın güneye iade edilip edilmeyeceğine ilişkin bir dava görülüyor. Buradan çok farklı bir sonuç çıkabilir ve bu karar ciddi bir emsal oluşturabilir. Biz süreci yakından takip ediyoruz, Türkiye Dışişleri de konuya müdahil.”
Gürcafer, mülkiyet ve yargı süreçlerinin yalnızca bireysel davalarla sınırlı kalmadığını, Kıbrıs sorununun bütünlüklü bir çözümü olmadan bu tür sorunların devam edeceğini vurguladı:
“Bu işlerin esas önünü kesecek olan, Kıbrıs sorununun çözümü için doğru bir masa kurulması ve KKTC’nin uluslararası toplumla aynı dili konuşan, Birleşmiş Milletler çerçevesinde bir çözüm çerçevesinde dahil olmasıdır. Böyle bir duruş, dünya kamuoyunun bize bakışını değiştirir.”
“Katı duruş ülke ekonomisine çok şey kaybettirdi”
Son yıllarda sergilenen katı tutumun, ülke ekonomisine de olumsuz yansımaları olduğunu belirten Gürcafer, “Katı duruş sergiledik, beş yıl boyunca bunun ekonomik bedelini çok ağır ödedik. Ancak duruş değişikliği uzun vadede işe yarayacaktır, ben umutluyum.” ifadelerini kullandı.
Rumlar da bu işin bu şekilde devam edemeyeceğinin farkında… Erhürman geldiği günden beridir Kıbrıs sorunu çözülmediği sürece ve Kıbrıs Cumhuriyeti BM tarafından tek tanınan ülke olduğu sürece Kıbrıs Türkü bu coğrafya da hak ve söz sahibidir. Gaz çıkıyorsa onda da söz sahibiyiz, askeri anlaşmada da söz sahibidir. Bu söylemler haklarımıza sahip çıkılması noktasında çok önemlidir.
Gürcafer: Rumlar da bu işin böyle devam edemeyeceğini biliyor
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, adadaki mevcut durumun artık sürdürülemez hale geldiğini söyledi.
Gürcafer, Rum tarafının da bu gerçeğin farkında olduğunu belirterek, “Rumlar da bu işin bu şekilde devam edemeyeceğinin farkında. Mevcut düzenin sonsuza kadar böyle süremeyeceğini onlar da görüyor.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın göreve geldiği günden bu yana sergilediği tutumun önemine değinen Gürcafer, “Erhürman, Kıbrıs Türk halkının bu coğrafyada hak ve söz sahibi olduğunu sürekli vurguluyor. Bu yaklaşım yalnızca diplomatik bir duruş değil, aynı zamanda halkın haklarına sahip çıkma iradesinin de bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.
Gürcafer, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı Sayın Erhürman, ‘gaz çıkıyorsa onda da söz sahibiyiz, askeri anlaşmalarda da söz sahibiyiz’ diyor. Bu söylemler, Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarının korunması ve haklarına sahip çıkılması açısından son derece değerlidir.”
Gürcafer: İnşaat malzemeleri 30 yıl önce denetlenmeye başlanmalıydı
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, inşaat malzemelerinin artık ülkeye girerken denetlenecek olmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu, ‘ayakta alkışlanacak bir uygulama’ dedi.
Gürcafer, adanın deprem kuşağında bulunduğunu hatırlatarak, “İnşaat malzemelerinin zaten 30-40 yıl önceden adaya girerken denetlenmesi lazımdı. Biz deprem riski ile karşı karşıya bir ülkeyiz. Depreme dayanıklı yapılar yapılmalı ve devlet bu süreci etkin şekilde denetlemeliydi” ifadelerini kullandı.
Gürcafer, konuyla ilgili şöyle devam etti:
“İnşaatlarda kullanılacak malzemeler başka ülkelerden geliyor; peki demirin özelliklerini, kalitesini nereden bileceğiz? Bunu devletin yapması gerekirdi, ama yapmadı. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) devlete, ‘Bize laboratuvar izni verin, denetlemeyi biz yapalım’ dedi. Gemi yanaştığında numune alınacak, test yapılacak ve ‘bu ürün ülkeye girebilir ya da giremez’ denilecek. Bu, ayakta alkışlanması gereken bir düzenleme”
Gürcafer: Deprem kapımızda ama kimse farkında değil
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, düzenledikleri deprem panelinin ülkede yeterince gündem olmadığına da değinerek farkındalık yaratmak adına çırpındıklarını vurguladı.
Gürcafer, “Biz farkındalık yaratmak için çırpınıyoruz ama ülkede hiç gündem olmuyor, ülke gündemi farklı. Deprem elbet bir gün kapımızı çalacak. Biz görmesek çocuklarımız görecek ve biz 6 Şubat depreminden kat kat fazla kayıp vereceğiz” dedi.
Depreme hazırlığın devlet politikası haline gelmesi gerektiğini ifade eden Gürcafer, “Bu farkındalığı yaratmak için çığlık atıyoruz ama kimse farkında olmuyor. Gündemimizde yine seçim, yine kurultay… Biz bir türlü bunları geçip toplumu siyasetin birinci sırasına oturtamıyoruz. O zaman bize yetki versinler, biz yapalım” diyerek tepkisini dile getirdi.
Gürcafer, deprem gerçeğinin siyaset üstü bir konu olduğunu belirterek, gerekli önlemlerin bir an önce alınması çağrısında bulundu.
Gürcafer: Sosyal Konut projelerinde hedef zamanında teslim
Sosyal konut projelerinin geldiği aşama ile ilgili de konuşan Gürcafer, sürecin planlandığı şekilde ilerlediğini belirtti.
Gürcafer, sistemin oturduğunu ifade ederek, “Güzelyurt Projesi süratli ilerliyor, zamanında teslimler yapılacak. Alayköy’de ise ruhsat aşamasındayız, 600 konutluk bir proje. Ruhsat tamamlanır tamamlanmaz inşaata başlanacak” dedi.
Karpaz’da da proje çalışmalarının sürdüğünü belirten Gürcafer, “Hamitköy ve Haspolat için arazi araştırması yapıyoruz. Maraş’ta da proje hazırlıkları devam ediyor. Bizde ‘şunu bitirelim sonra başlayalım’ anlayışı yok. Ruhsat çıktığı anda işe başlıyoruz” diye konuştu.
Girne bölgesine de değinen Gürcafer, “Girne’de arazinin varlık değeri çok yüksek, bu yüzden orada sosyal konut üretmek kolay değil. Ancak Dikmen-Boğaz hattında bir çalışma yapabiliriz” dedi.
Gürcafer, sosyal konutların 75-80 metrekare ile 35-40 bin sterlin bandında olacağını belirterek, amacın her gelir grubundan vatandaşın erişebileceği konutlar üretmek olduğunu vurguladı.