Doğrudur, yollarımız kötü, yol güvenliği berbat, tabelasıdır, ışığıdır, bariyeridir.. Eksiğimiz çok.. Ve bunların sorumluları ilgili belediyeler ve ilgili bakanlık ile hükümettir nihayetinde..

Kesinlikle bunlara katılıyorum..

Ama bir gerçeği de göz ardı edemeyiz; özellikle ölümlü kazalarda SÜRAT ve ALKOL BAŞ SEBEPTİR!

Bunu polisin denetimlerinde de görüyoruz.. Binlerce araç sürücüsünün kontrol edildiği gecelerde neredeyse her 4 sürücüden biri suç işliyor.. Bu suçların başında SÜRAT, daha sonra da ALKOL geliyor.. Zaten sürat ve alkol varsa kaza kaçınılmazdır.. Bu tip kazalarda da maalesef ölüm haberleri peşi sıra geliyor..

Zaten bir avuç bir toplumuz, ya kazanın yapan tarafındayız, ya da kazaya maruz kalan tarafta! Her türlü sıkıntı.. Aldığı alkol ve yaptığı sürat ile ölümlü bir kazaya neden olmuş bir genç hem vicdan azabını yaşayacak, hem en güzel günlerini cezaevinde geçirecek, hem de cezaevinden belki bambaşka biri olarak çıkacak. Ailesi, arkadaşları sevdikleri de en az onun kadar kahrolacak, hayatları zindan olacak!..

Ya hiçbir sebep yokken yaşamdan koparılan kişinin tarafındaysanız.. Allah hiç kimseye göstermesin ama kaldırımda yürürken bir trafik magandasının kurbanı olsa evladınız, eşiniz, dostunuz… Nasıl bir acı, ömür boyu bitmeyecek bir dram!

Ve yaşayarak göreceksiniz ki; evladınızın canını alan kişi, yolun durumu, eksiklikler vs. derken 3-4 yılda serbest kalacak. Daha da kahrolacaksınız..

O kadar acı örnekler var ki;  kendi yolunda hız limitlerine uyarak seyreden bir araç içerisinde giderken, bir katilin kullandığı aracın refüjü atlayıp evladınızı, eşinizi dostunuzu biçtiğini düşünün!.. O kadar çok yaşanıyor ki bu durum…  Direksiyon hakimiyetini kaybetmiş! Öyle geçiyor literatürde.. Düpedüz cinayet oysa!

Peki nasıl değişecek bu durum?

Elbette öncelikle daha da fazla denetim.. Görüyoruz; polisimiz denetimi oldukça artırmış durumda.. Bunu takdir ediyoruz elbette ama olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz de aşikar, biraz daha gayret şart bence.. Özellikle de geceleri..

Belediyeler ve Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri.. Gerek anayollarımızı, gerekse şehir içindeki yollarımızı daha güvenli bir hale getirmeleri gerekiyor.. Aydınlatmasıyla, çizgilerle, işaretçikleriyle, korkuluklarıyla vs..

Ve tabi ki Bakanlar Kurulu.. Bir an önce çok daha ağır ve radikal cezalar şart.. Para cezasıyla bir şeyin değişmediğini görüyoruz, alkol ve sürat için farklı cezalar gerekiyor.. Bu konuda Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Sayın Avcı’nın güzel bir önerisi var, alkollü yakalanıp ehliyete el konulduğu zaman altındaki aracı da alıp bağlayın.. Çünkü ehliyetsiz de kullanım devam ediyor. Aracı da alıp bağlayın ki gerçekten cezasını çektiğini anlasın! Bu güzel ve yaratıcı bir örnek..

Hız suçu işleyenlerin farklı sosyal cezalar almaları sağlanabilir.. Örneğin yol kenarlarını temizlemek gibi.. Radikal belki ama parayla ceza bizleri yola getirmiyor, bunu yaşayarak anlamış durumdayız!

Ve elbette ki, alkollü ve süratli araba kullanmak taammüden adam öldürmekle eş bir suça dönüşmeli.. Cep telefonu kullanımından eğer ölümlü kazaya neden olunmuşsa da keza aynı çerçevede ele alınabilir..

Çünkü bile isteye o sürücü koltuğuna oturuyorsanız, bu planlı bir cinayete giden yola dönüşüyor…

Bir şeyler yapmak şart.. Zaten bir avuç insan kaldık şu küçücük adada, yollarda verdiğimiz canlar.. YETER!