Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...

Başlığı okuyup da hemen kızmayın!..  

O kadar çok örnek ver ki; şeffaf bir şekilde hiçbir şekilde ülkeyi yönetemediğimizi de açık ve net bir şekilde görebiliriz..

İşte son örnek Güngör Çöplüğü!  

 “Katı Atık Master Planı çerçevesinde 2012 yılında hizmete giren Güngör Katı Atık Tesisi, yeni bir Dikmen Çöplüğü olma yolunda ilerliyor.”  

Bu cümle 28 Mart 2022 yılında KIBRIS gazetesinde yayınlanan haberin ilk cümlesi..   

Ve işte geldiğimiz nokta!   

Dikmen Çöplüğü felaketini yıllarca çektik, ağladık sızladık…

Bir arpa boyu yol alamadık…

Sürekli yandı, zehirlendik..   

Annan Planı sonrasındaki dönemdi, Avrupalı o dönemler biraz bize karşı mahcuptu..

Zira Rumlar çözüm planına ‘hayır’ demiş olmalarına rağmen üye olmuş Kıbrıslı Türkler oyun dışı kalmıştı!

Doğrudan Ticaret Tüzüğü vs gibi verilen sözler de havada kalmış, ağzımıza bir parmak bal çalmak adına Güngör köyünde AB standartlarında bir çöplük yapımı kararı alınmıştı…

Takvim yaprakları 2012 yılını gösterdiğinde, Dikmen utancı bitti, Güngör’de AB standartlarında, halkı zehirlemeyecek, hatta enerji üretimi dahi yapacak alt yapısı olan bir sistem kuruldu.   

Ama ne oldu sonrasında?   

AB işin içinden çıktı, KKTC’yi yönetenler devreye girdi!

   Tesis sadece evsel atıklar için tasarlanmıştı, yeşil atıklar için değil…

30 yıllık bir planlama yapılmıştı ama yöneticilerimiz belediyelere ‘yeşil atık yeri gösterilmediği’ için o çöpler de buraya dökülmeye başladı. 10 yıl için tasarlanan birinci devre 6 yılda doldu. Haliyle 30 yıl da hayal oldu!   

İşletme özelleştirildi ama denetim hak getire!   

Gel zaman git zaman, yönetim beceriksizliği, ülkeyi sevmeyen yöneticilerin varlığı nedeniyle o çağdaş çöplük alanı aynen Dikmen’deki dehşet duruma döndü!   

Arada “yapmayın etmeyin” diyenlerin bu çırpınışlarına da kimse ses etmedi!  

  Şimdi belirli sürede çıkan yangınlar nedeniyle yine halk zehirleniyor!  

 Sonuç tam bir beceriksizlik hali!   

Her işimiz böyle değil mi?   

AB ya da çok daha fazlasıyla Türkiye..

Fark etmez; birileri bir eksikliğimizi gideriyor, elimize anahtarı veriyor birkaç sene sonra o yeri halk dilinde baddoz ediyoruz!  

  O kadar çok örnek sıralayabilirim ki!   

Mesela yollar…

Türkiye parayı veriyor, yaptırıyor, dört dörtlük kullanımımıza sunuyor sonrasında ne bir bakım, ne bir onarım…

Ekonomik ömrü dolmadan yol yolluktan çıkıyor! Gene gelip Türkiye yapana kadar o yol yıllarca vatandaşa eziyet vermeye devam ediyor!   

Su mesela…

İçecek tek damla suyumuz kalmadığı dönemde denizleri aşıp su getirdiler, sözüm ona biz de yurt içindeki boruları döşeyecektik, tek bir adım dahi atmadık!

Su hatları hala Türkiye Cumhuriyeti tarafından döşeniyor!  

  Belediyelerimiz de fahiş kar paylarıyla suyu satıyor! Yapılan tek iş bu!  

  Ya parklar…

Ülke genelinde herhangi bir Türkiye belediyesinden hibe edilip kurulan parklar, birkaç sene sonra kırık dökük!    Al sana işte başka bir örnek; KIB-TEK!   

KKTC’nin en büyük kurumu, öz varlığı!   

Makineleri Türkiye veriyor, bakımını beceremiyor kırıp döküyoruz! Koca kurumu kötü yönetimler sayesinde yakıt alamayacak noktaya getirdik, onu da Türkiye’ye ödetiyoruz şu sıralar…   

Saymakla bitmez…   

Acı olacak belki ama gerçek şu; yö-ne-te-mi-yo-ruz!