Duygu Zengin'in köşe yazısı: Doğal, Kültürel ve Tarihi Turizm Değerler Diyarı Dipkarpaz

Bilirsiniz Dipkarpaz denince akıllara yemyeşil yapısı gelir. Deniziyle ve doğasıyla  çevrili Dipkarpaz öncelikle doğayı sevenleri büyüleyecek bir zenginliğe sahip. Evet, doğasının ne kadar güzel olduğunu bilmeyenimiz yoktur ancak  turizmi geliştirmek için ormanları ve doğayı korumanın en önemli yatırım olduğunu da iyi biliyoruz. Dipkarpaz’da tarihi eserler de bir o kadar güzel ve korunmuş durumdadır. Köyde turizm faaliyetine yönelik doğal güzellikler, tarihi eserler, mutfak kültürü ve ürünleri gelişmiştir. Geleneksel kültürü, dünyaca bilinen mitolojik öyküleri, yemekleri, gelenek ve görenekleriyle, iklimi ve coğrafi yakınlık bakımından birbirine benzeyen deniz-güneş turizminde rekabet halinde bulunduğu ülkelerden daha avantajlı konumdadır.

Doğal güzeliklerinin dışında çok köklü bir kültür geçmişi olması sebebiyle neredeyse her taşın altından tarihi bir değerin çıktığı, birçok medeniyetin yaşadığı ve izler bıraktığı inanılmaz bir kültürel potansiyele sahiptir. Kültür; sanat, dil, din, tarih, mimari yapı, yaşam tarzı gibi unsurları içine almakta ve insanların turizm faaliyetlerine katılma sebepleri arasında önemli rol oynamaktadır.

Doğal güzeliklerinin dışında  çok köklü bir kültür geçmişi olması hasabiyle, neredeyse her taşın altından tarihi bir değerin çıktığı, birçok medeniyetin yaşadığı ve izler bıraktığı inanılmaz bir kültüre sahiptir.

    Apostolos Andreas Manastırı, Oasıs At Ayfılon Manastırı. Mutlaka görülmesi gereken eserlerin başında geliyor. Ayrıca hiç ihmal edilmeyecek kadar güzel ve eşsiz ALTIN KUMSAL DENİZİ’ne yaz aylarında ayak basmanız gerekiyor. Deneyimlenmesi gereken bir gastronomi turizmi ile de büyük bir potansiyele sahiptir.

Dipkarpaz’da daha sayamadığım daha birçok zenginlik var. Bu zenginlikleri anlatmakla bitiremeyiz.

 Beni en çok sevindiren ve yücelten konu bu kadar çok zenginliğin olması değildi.Türk ve RUM halkının birlikte yaşayabilmeleridir. Bu zenginliklerin bu kadar iyi korunması ve birlikteliğin sürdürülmesi bütün dünyaya örnek olmalı.

 Yakın bir gelecekte bütün bu değerlerimizi yitirip yitirmeyeceğimiz meçhuldür. Oysaki örf, adet ve kültürler yüzyıllar öncesinden günümüze kadar süregelmiştir.

Turizm anlayışının sadece kum-deniz-güneş olarak düşünülmesi doğru değildir. Zengin tarih kaynakları olan destinasyonları geri plana itmiştir. Oysa bölgesel kalkınma açısından kültür turizmine daha fazla önem verilmesi gereklidir. Doğa koşullarına bağlı kalmadan kültür turizmin tüm yıla yayarak, ülke kültürünü yerli ve yabancılara tanıtmak, korumak, geçmişe, geleceğe sahip çıkmak için kültür turizminin geliştirilmesi önemlidir.

  

Ülkemiz’de  turizm sektörü, son yıllarda hızlı bir gelişme ve değişim süreci içerisine girmiştir. Ancak sahip olduğu eşsiz turizm destinasyonları ile ülkemiz daha çok turist çekip daha çok turizm geliri elde edebilecek durumdadır. Ancak bunun için çokca  çalışmalar yapmalıyız. Kültür turizm kaynakları açısından son derece zengin kültürel değerlere ve motiflere sahip olduğunu görmek mümkündür.

           Dipkarpazdan Sevgilerimle...