Bahar SANCAR Yazdı...

Kurtuluş Savaşı’na giden ve dönmeyenlerin olduğu bir ailede büyüdüm…

Onların yoklukları ve aynı zamanda varlıklarını aile büyüklerimizden dinledim…

Fotoğrafları evlerimizin hep baş köşesindeydi…

Vatan uğruna canını verebilmek en büyük erdemdi çünkü…

Vatan sevgisinin üzerinde hiçbir sevginin olmadığı, toprağa toprak değil vatan denen bir coğrafyanın parçasıyım…

Bizde “Mehmetçik” demek “Evlat” demektir…

Bir asker şehit olduğunda sadece o evde değil, tüm evlerde yas tutulur…

Söz konusu “Vatan” olduğunda geriye kalan hiçbir şeyin önemi yoktur…

Bayrak ise “Namustur”…

Bunlar söz konusu olunca, tüm siyasi görüşler, ayrılıklar bir kenara bırakılır, tek vücut olunur…

Devlet de, onu yönetenler de bizimdir…

Aksi; mevzu bahis dahi olamaz…

“Kibirli Zihniyet’e Erdoğan’dan tokat gibi cevap” başlıklı köşe yazımdan dolayı sosyal medyada “Tatlı” bir linç yedim…

Yazılanlara, yapılan yorumlara ve sözde “Eleştirilere” bakınca içinde yaşadığımız bu “Vatan”da aslında ne kadar da doğru duygu ve düşüncelere sahip olduğumu gördüm…

Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum…

Onur duydum, şeref duydum, gurur duydum…

Siz “Tahammülsüzler”:

Ne zaman ki başkalarının görüşüne saygı duyarsınız, ne zaman ki başkalarının fikirlerini dinlersiniz, ne zaman ki bu ada üzerinde sizden başka yaşayanların da bir hayat görüşü olduğunu kabul edersiniz ve bu toplumu çeşitlilikleri ile kucaklarsınız; İşte o zaman İNSAN olursunuz…

Sizin kabul etmediğiniz bu devlet 1983 yılından bu yana var…

Dünya tanımasa da “Bu adada ben de varım” diye varoluş mücadelesi veriyor…

Kıbrıslı Türklere özellikle 1960’lardan sonra yapılan zulümler bir daha yaşanmasın diye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ayakta kalmaya çalışıyor…

Kurtuluşu “Güney” komşumuzda görenlerin “Siyasi görüşlerine” herhangi bir yorum yapmam…

Kendi görüşleridir…

Ancak bu devletin Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte var olma mücadelesi de benim davamdır!

Bu devlet kurumlarıyla, askeriyle, polisiyle, halkıyla yaşamaya devam edecek…

İster beğenin, ister beğenmeyin…

Kıbrıs’ta yaşanan savaşı ve katliamları, Rumların zulümlerini Kıbrıslı Türk büyüklerimden dinledim…

Aklıma her geldiğinde hala daha tüylerim diken diken olur…

Emin olun bugün ellerine fırsat geçse daha beter bir senaryo bizleri bekliyor…

Çünkü Rumlar ve Rum yönetimi Kıbrıslı Türklerin bu adadaki varlığı hazmedemedi, hazmedemiyor ve hazmedemeyecek…

Varsın beni sabah akşam linç edin…

Başımla beraber…

Yeter ki Kıbrıs Türkü hak ettiği konuma gelsin…

Bayrağını sonsuza kadar dalgalandırsın…

Özgür yaşasın…

Sizin bana söylediğiniz hiçbir hakaretin bende karşılığı yok, bilesiniz…