Bahar Sancar yazdı...

Havalardan mıdır yoksa mevsim değişikliğinden midir bilmem son zamanlarda insanların sinirleri baya bir bozulmaya başladı…

Bağırıp çağıranlar, histeri krizi geçirenler, küfrün dibine vuranlar…

Hayırdır ne oluyorsunuz?

Başkalarının görüş ve düşüncelerine saygı duyamayacaksanız ya bu işleri yapmayın ya da bir psikoloğa görünün!

Kimse sizin kaprisinizi ve şımarıklığınızı çekmek zorunda değil!

Özellikle sosyal medyada yaygınca gördüğümüz bu ayarsız ve dengesiz ruh halleri bir de ahlaksızlıkla birleşince katmerleniyor!

Hele bazıları var ki yaşına başına bakıp utanmadan bu saldırıları gerçekleştiriyor…

İnsanlardan utanmıyorsunuz onu anladık da bari aynaya baktığınızda gördüğünüzden utanın!

İçimizdekilerle uğraşmaktan dışımızdakilere bakamaz olduk…

Rum komşumuzda faşizm alıp başını gidiyor…

Hatta ki “Türk askeri ve yerleşimciler Kıbrıs’tan çıksın – Lapta Mülteci Derneği” diye tabela dikebiliyorlar!

EOKA terör örgütü siyaseten güçlenmeye ve insanların beyinlerini faşizan fikirlerle yıkamaya devam ederken, diğer taraftan da Rum yönetimi Kıbrıslı Türklere elinden gelen zorbalığı yapmaya devam ediyor…

Geçen hafta bol bol sınır kapılarındaki geçişlerde başlayan sözde Schengen uyum sürecini konuştuk…

İki taraf arasındaki geçişlerin Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında olduğunu unutan veya görmezden gelen Rumlar, bu sözde yeni uygulama ile birlikte Kıbrıslı Türkleri kendi kimlik kartlarını ve pasaportlarını almaya zorluyor…

Asimilasyonun değişik bir versiyonu…

Tabi olaya bir de farklı bir açıdan bakmak gerekir…

Rumlar sınır kapılarındaki geçişlerde yeni kimlik ve pasaport uygulaması ile birlikte ada üzerinde bir sınır olduğunu ve iki devletin varlığını kabul ediyor…

Her ne kadar bu söylemlerinde yer almasa da uygulamalarına baktığımız zaman bu net bir şekilde görüşmektedir…

Umuyorum ki AB Komisyonu ve Birleşmiş Milletler de Rumların bu kabullenişinin farkına varır ve artık ada üzerinde yeni çözüm modelleri üzerine konuşulmaya başlanır…

Yine bu kadar psikolojik bozukluklar ile mücadele ettiğimiz günlerde gündemimizde yer almayan diğer bir konu da İsrail tehlikesidir…

Daha önce kaleme almıştım bu konuyu…

Ancak o köşe yazımın ardından “Felaket senaryosu” yazmakla suçlandım…

Bugün İsrail kanallarında Kıbrıs haritası üzerinden bol atma tutmalı programlar yapılıyor…

Kıbrıs’ı kurtaracaklar-mış!

Siyonistlerin hayallerine bak…

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz bunu unutmamalıyız…

İsrail, Güney komşumuza İsrail-İran savaşı bahanesiyle gelip çöktüğü yetmezmiş gibi bir de devlet düzeyinde askeri anlaşmalar ve silah yardımları yapıyor!

Filistin’de yaşananlar malumdur. Siyonistlerin bu planlarına karşı her ihtimali de göz önüne alarak tedbirli olmalıyız…

Adadaki barışın, huzurun ve güvenliğin teminatı olan Türk askeri, geleceğimizin de güvencesidir…

Bunu bizler kadar Rum vatandaşları da çok iyi biliyor…

Ne olduğu belirsiz bir derneğin diktiği tabela ve EOKA terör örgütünün siyasi uzantıları İsrail’in ayak oyunları ile Rum vatandaşların beyinlerini yıkamaya ve Türklere karşı kışkırtma politikalarına devam edecektir…

Bazılarını histeri krizlerinden ve ruhsal gelgitlerinden uyanarak bu gerçeklere karşı düşünmeye ve tedbir almaya davet ediyorum…