Acaba ne kadar yargı ve adalet ile yönetiliyoruz?…Ne kadar adaletli ve sistemli bir şekilde işliyor düzenimiz?…

HİÇ HEMDE HİÇ

Önce yüce makemleri ve tabi ki yargıçlarımızı savcılarımızı ve de avukatlarımızı tamamen bu yazıdan tenzih ediyorum.  Yasanın ve yargının önlerine verdiğini,  sunduğunu yapmakla yükümlüdürler. Bazen ne kadar adil olmadıklarını kendileri de bilmiş olsalar bile. 

Adalet, toplumun düzenini sağlamak ve hukuki normların uygulanmasını temin etmek amacıyla vazgeçilmez bir unsurdur. Ancak, maalesef dünyanın birçok yerinde adaletsizlik ve yargı bozukluğu sorunları mevcuttur. Tıpkı bizim ülkemizde olduğu gibi.  Adaletsizlik bizim ülkemizde ne yazık ki artık başını alıp gidiyor duruma geldi. Suç unsurlarının bu kadar çoğalmasına rağmen cezaların tamamen , orantısız olması kabul edilir bir durum değildir. 

Yargı bağımsızlığı sorgulanır oluyor bu durumlarda. Hukukun üstünlüğünün ilk basamağı yargı bağımsızlığı işe başlar. Fakat az önce de söylediğimiz gibi sistemin bozukluğu sayesinde bu pek de mümkün olmuyor. Hali ile adaletsizlik ortaya çıkıyor ve tabi ki bu durum, toplumun güvenini sarsar, insanların adalet duygusunu zedeler ve hukuki normların geçerliliğini tartışmalı hale getirir. 

Tıpkı üç ay  içerisinde aynı kişinin iki farklı trafik kazasında iki tane insanın hayatını kaybetmesine sebep olması gibi. Tabi ki kimse bile isteye birilerinin hayatına kast etmek istemiyor. Tabi ki kimse birilerinin canını yakmak istemez ama bazen de adaletsiz ve caydırıcılığı olmayan cezalar sayesinde hata yapanlara tekrarları için zemin hazırlanabiliyor. 

İlk kazanın sonucu ölüm ile sonuçlanıyor ve nasıl bir ceza alıyor ki iki ay olmadan yine aynı kişi yine trafik  kazasında başka birinin hayatına maalesef ki yine mal oluyor. Biri bize bunu anlayabileceğimiz bir dil ile anlatabilir mi? 


*İlk kaza ölüm ile sonuçlanmasına rağmen ne kadar ceza aldı?…

*Ne çabuk bitti cezası ki tekrar eline ehliyet verilip trafiğe çıkması sağlandı?…

*Ölen kişileri kısmen kusurlu bulmak cezayı ne kadar hafifletiyor?…

*Bir taraf konuşuyor fakat öbür taraf konuşamıyor nasıl adaleti sağlayabiliyorsunuz?…

*İki canın yok oluşun karışığı 48 ay mı?…


Kırk yıl ceza verseniz. Müebbet verseniz giden asla geri gelmez. Bizim derdimiz insanları bir yerlere hapsetmek, hayattan , toplumdan kopartmak değil. Bizlerin derdi ölenin diyetini başka birilerinin hayatını elinden alarak ödemek değil. Bizler adaletli, caydırcı, hukukun ve yargının her şeyden üstün ve suçla eşit cezalar ile bağdaşmasını isteyen bir toplum olmak istiyoruz. Adaletsizlik ne yazık ki , suç oranlarının artmasına ve insanların özgüvenlerini kaybetmesine neden olur. Tıpkı bizim toplumumuzda olduğu gibi. 

Yargı bozukluğunu halk yapmıyor. Ardından gelen adaletsizliği de halk yapmıyor. Sistemin baştan bozuk oluşu ile var olan bu durumlar sadece toplumu değil, işte böyle demokratik süreçleri ve insan haklarını da tehlikeye atar. Yargı organlarının siyasi etkilere boyun eğmesi, adaletin tarafsızlığını zedeler ve yargı süreçlerine olan güveni azaltır. Bu da demokratik değerleri bir nevi erozyona uğratır ve toplumun siyasi katılımını kısıtlar. Anlayacağınız balığın baştan kokması gibi. 

İşte hükümet ve edenlerin makamlarından ülkemizde yargının , hukukun ve demokrasinin üstünlüğünün ne kadar iyi olduğununun, söylemlerinin gerçekler ile hiç bir şekilde uzaktan yakından alakası olmadığını ,  ne yazık ki gözlerimiz ile şahit oluyoruz. Topluma hukukta caydırcı cezaların olmayışı hak ve reva cesaretini vererek hayatlar böyle alınıyor işte.  

Bu gün trafikte ölüme sebebiyet vereni asgari cezalar ile başka hayatları almasına ortak oluyorsunuz. Bu gün suçu ağır ceza gerektirenleri en cüzi cezalar ile toplumda bıçak ve silahlar ile , kendi adaletlerini sağlama fırsatı veriyorsunuz ve hali ile azmetirici de sizler oluyorsunuz. Sanırım yargıda AZMETİRİCİLER daha çok ceza alıyor. 

Kısacası hükümet edenler yargı ve yasamayı bir daha gözden geçirme zamanınız çoktan gelmiştir. Bir kez de söyledikleriniz ile yaptıklarınız bir yerlerde buluşsun diyoruz . Şu ülkeyi  yaşanılır  halden , nasıl yaşanılmayacak duruma getirmişseniz şimdi onu eskisinden daha  iyi  hale getirmek de sizin işiniz. Boş duruna maaş verilmez. Çalmak apayrı… karıştırmayalım…

GÜN GELİR KENDİ ADALETSİZLİĞİNİZDE

BOĞULMAK DA VAR UNUTMAYALIM…


KARAKUŞ